13-)Geride Kalanlar

45 14 0
                                    

Alyss' in gözünden

Uyandı. Ağrısı geçmiş sayılmazdı fakat hatrı sayılır derecede azalmıştı.
Yanındaki mumlardan yayılan ışık etrafı aydınlatıyordu ve loş bir hava veriyordu. Alyss oturur pozisyona geçti. Yanında bir bardak su duruyordu. Suyu bir dikişte içti. Su buz gibiydi. Boğazı ağrıdı. "Ah büyük ihtimalle ilaçla karıştırılmış. Keşke bir dikişte içmeseydim" diye iç geçirdi. Elini boğazına götürdü. Ağrıyan yeri tuttu. Bir süre öylece oturdu. Ardından önceki günü hatırladı. "Ah Tim beni korumaya çalışıyorsun ama kendini hiç düşünmeden ateşe atıyorsun. Dik kafalı."  diye düşündü. Tim dün ayrılmıştı. Yola çıkmış olmalıydı. 4 5 güne de varmış olurdu. Alyss'in kafasına o anda dank etti. "Ona yetişebilirim. Belki o dik kafalıyı yaralanmaktan kurtarabilirim."  diye düşündü. Kafasına koymuştu. Yanlarına geri gidecekti. Hem bu görevde o'da vardı. Karnı guruldadı. "Keşke şimdi yemek olsaydı..."  diye düşünürken sanki aklı okunmuş gibi Tam odaya elinde bir yemek tepsisi ile girdi. Tepsiyi yana koydu ve konuşmaya başladı:

-Nasıl oldun? Dikişlerin alındı yakında ayağa kalkabilirsin.  Böyle oturmak seni sıkmıştır zaten.

"Hemde nasıl!"  diye düşündü Alyss. Bir an önce ayağa kalkıp göreve dönmek için can atıyordu. Konuşmadan yemeğe koyuldu. Pirinç biraz lapa lapa gibiydi fakat buna aldırmadı. Çok acıkmıştı. Pirinci bitirdi ardından suyunu içti. Tam biraz daha orada oturdu. Kalkmak üzereydi ki Alyss konuşmaya başladı:

-Durumum tam olarak nasıl?

-Yani ayağa kalkabilecek durumdasın. Yarın koşabilirsin bile.

-Teşekkür ederim. Görüşürüz Büyükbaba.

-Görüşürüz Alyss.

Tam odadan ayrıldı. "Eğer yürüyebiliyorsam koşarım bile. Hep amma korumacı oldun Tam."  diye düşündü. Bir süre bekledi. Kimse olmadığını fark edince ayağa kalktı. Çok iyi hissediyordu. "Aynen düşündüğüm gibi."  diye düşündü. Kapıyı kolaçan etti. Son saraydaki gezisi yüzünden koridorun sonunda bir asker duruyordu. Sessizce ona doğru yaklaştı. Tam kafasına vurup bayıltacaktı ki asker ona döndü. Alyss afallandı fakat çabuk toplandı. Asker konuşmaya başladı:

-Merhaba efendim. Ayağa kaşkmışsınız iyi görünüyorsunuz. Ben hemen gidip Büyükbabanıza haber vereyim.

-Evet evet hadi git haber ver.

Asker gitmek üzere arkasını döndü ve Alyss o anda hızla adamın kafasına yumruğunu indirdi. Asker anında yere yığıldı. Alyss düşünmeye başladı "Yazık oldu. Saf, yeni ve heyecanlı birine benziyordu."  diye düşündü. Hemen aklına birşey geldi. Yanındaki masada reçete yazmak için bir kağıt ve kalem duruyordu. Aldı ve yazmaya koyuldu.

Sevgili Büyükanne ve Büyükbaba,

Lütfen bu askere birşey yapmayın. Bırakın işine devam etsin. Birde nereye gideceğime gelirsek... Görevime geri dönüyorum. Siz bunu okurken ben çoktan yolu yarılamış olurum. Lütfen peşimden gelmeyin

                                               İmza
                                          /.Alyss./

Mektubu askerin yanına bıraktı ve hızla zırh odasına çıktı. Bu sefer diğerine daha ihtişamlı olanına.  Odaya sessizce ilerleyerek ulaştı. Etrafına bakındı. Kurucunun (Smith'in) zırhı ve kılıcı alınmıştı.  "Tim olmalı."  diye düşündü. Yanında kurucunun eşi "Elena" 'nın hafif zırhı ve kılıcı orada duruyordu. "Heh, Almam için beni bekliyor."  diye düşündü. Hızla kan kırmızısı yakuttan yapılma zırhı giydi. Yakut kabzası Frem Çeliğinden yapılma hafif kılıcı kınına koydu. Görev için olan haritalardan bir tane daha duruyordu onuda aldı ve kemerine taktı. Hızla ve bir o kadar dikkatle çıkışa gitti. Saraydan çıkınca arenaya koşmaya başladı. Arenaya girdi. Tahmin ettiği gibi dostu olan altın kürklü gösteri Draba'sı Gold orada duruyordu. Hemen yanına gitti. Hızla hikayeyi anlattı. Tabii bazı yerleri çarpıtarak. Mesela gidecek kadar iyileştiğini ve onay aldığını söyleyerek. Havalandılar. Hızla içeri doğru açılan deliğe girdiler. Alyss "Beni bekle Dik kafalı. Az daha ölmeden dayan."   diye düşündü.

Yerüstlü (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin