"Sence matmazel o çocuğu becerecek mi , daha doğrusu çocuk onunla olmayı kabul edecek mi ?, dün sınıfın odasında resmen onunla olması için yalvardı ?"
"Çocuğun yaşlılardan hoşlandığını düşünmüyorum." dedi Stef.
"Çocuk hoşlanmıyor ama sen hoşlanıyor musun ? Hadi Ama Stef, Matmazeli yatağında görmek istediğinden eminim." dedim Stef'e.
"Milyon dolarlar verseniz genede onunla yatmam !"
" Hey, sakin ol şampiyon , bu kadar sinirlenebileceğin durum ne ? Bak zaten cezalıyım 2 saat onunla aynı ortamda bulunacağım , istersen odaya gel ben çıkarım ve şey bilirsiniz işte siz birlikte olabilirsiniz . Bu iyiliği her zaman yapmam. Büyük bir şans ve bunu iyi değerlendiiir. " derken Emma ile kıkırdadık.
"Kapa çeneni, 2 saat boyunca sıkılmadan okuyacağın kitabını seçtin mi sen?" diye lafı çevirmeye çalıştı Stef.
"Harlen Coben - Kayıp " dedim.
"Sana daha çok John Green almalıyım , Aynı Yıldızın Altında ya da Alaska'nın Peşinde gibi , belki de insanları sever , odun olmaktan kurtulur romantikliği öğrenirsin ha ?" diyerek beni sinir etme çabaları devam ediyordu. Amacına da ulaşıyordu yani.
"Ah Augustus Waters konuştu , ha? ,romantiklikten anlarmış gibi bir de konuşuyorsun. O kitabı al ve sen oku , belki bir işe yarar, eğer sende işe yararsa bizzat gidip o adamı tebrik etmek gerek." diyebildim.
Kafeteryada otururken ve arada Stef ile sataşırken saatin hızla geçmesini bekliyordum diyebilirim. Ama zaman resmen geçmiyordu. Eve gitmek istiyorum , o iğrenç odada kitap okumak - bulunmak bile - istemiyorum. En azından kitabımı evimde okuyabilirdim. Daha normal koku altında , daha hijyenik durumlarda.
"Matmazelin dersi bitti, ben ceza odama -deyimim ile cehennem odası , ki bu bile az kalır - gitsem sizce orada olur mu ? En azından erkenden eve dönmüş olurum. "diye soru attım ortaya. İkisi de evet anlamında kafasını salladı.
"O zaman evde görüşürüz millet. "
Sallana sallana cehennem odasına gidiyordum. İğrenç bodrum katında , rutubet kokuları vardı , sanki burada önceden cinayet işlenmiş gibi bir kokuya sahip. Gerçi işlenmediğini nerden bilebiliriz ki ? Yıllar önce bu okulun hastane olarak kullanıldığını duymuştum , belki de burası morg ? Belki de burası ameliyathane katı falan.. Kısacası iğrençliklerle dolan bir salon. Genelde sevgililerin sevişmek için kullandıkları hizmetli odası gibi düşünebilirsiniz.
Yada her neyse. Gelmeden önce tedbirimi alıp Matmazelin odasına bakmıştım ama yoktu. Sanırım şu an koltuğa oturmuş, gözlüğünü hafif öne indirip gelmeyeceğimi düşünüyor ve bana daha güzel ceza arıyor olabilirdi. Tabii durum benim düşündüğümden biraz farklıydı , kabul biraz değil , çok çok farklıydı.
Odadan "Siktir !!!" diye bağırışlar yükseliyordu. Yada her neyse. Sanırım gene bir çif birbiri ile yiyişiyor yada birbirleri ile kavga ediyordu.Bu durumda yapılabilecek en güzel şeyin -oradan uzaklaş - demeyen bir iç sesiniz olmasıdır. Benim iç sesim biraz gıcık kabul etmem gerek. -İçeriye dal - şeklinde emir veren iç sesimi dinleyerek odaya daldım , en büyük zevkim. Kapıyı çalmadan içeriye girdim ve bu manzarayı hayatımın sonuna kadar unutmamaya yemin ettim. Çünkü bu tip şeyler yılda bir denk gelirdi , belki de hayatınızın sonuna kadar sadece bir defa. Ama bu görüntünün hayatımın dönüm noktası olacağı ise , işte bu aklıma gelmezdi.
"Matmazel ?"
"Mirlanda ! Tanrım şey kapıyı çalman -ah !- yok mu senin !!"
"Cezam için gelmiştim ama duruma bakılırsa , ah tanrım nasıl bir durumdasınız böyle?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Real Or Dream.
Fanfiction"Nerde korku filmleri ? Sana ne oldu ? " . Soruların ardı kesilmiyordu. "Sakin ol Em , sadece birisini kafaya taktım , biraz aşırı sayılabilir." "İsmi ? " "Bilmiyorum. Ama o kendini "Malik" diye tanıttı. " ~~ Kaç yıl gerisini hatırlayabilirsiniz ? H...