Real Or Dream.

Real Or Dream. -Bölüm 10-

"Mirlanda uyan hadii , okula geç kalmak istemeyiz değil mi ? " İlk defa kadifemsi bir ses kullanan Emma 'nın kafasına bir şeyler mi düştü diye düşünmüyor değilim. Tüm yırtıcılığından arınmış bir aslan yavrusu gibi davranışlar sergilemesi pek görülen bir durum değil.

"Em , sen iyi misin ? " 

"Ah , elbette seni şapşal , dünyaya pozitif enerji veriyorum. Dertlerimizi unutuyoruuz , sıkıntılarımızı unutuyoruz , derin nefes aal. " Tanrım kesinlikle iyi değildi.

"Neyin var senin ? " 

"Yogaya başladı " diyerek kahkaha atan Stef olayları anlamama yardımcı oldu.

"Yoga mı ? Gerçekten mi ? "

"Evet Mirlanda , istersen birlikte bugünkü yoga kursuma gidebiliriz , gevşemen gerek. Yarın balo var ve seni baloda sakin bir halde görmeyi bekleyen Malik olacak."

Em 'in bu yavaş konuşması hoşuma gitsede sinirlemi bozmaya başlamıştı.

"Yogaya ihtiyacı olan Malik asıl , onun sinirlerinden arınması gerek. "

"Malik demişken , o aşağıda waffle yiyor , onu görmek ister misin Mirlanda ? :) " 

Emma 'ya fazlasıyla gülmüştüm. Sabahın köründe bu halde Malik bizim evde olamazdı. Yani olamazdı sanırım ? Stef 'e ufaktan " Bu ciddi mi yoksa yoga bunda kafa mı yaptı ? " bakışı attığımda düşünce konuşmalarına başlamıştık. "Malik gerçekten aşağıda " şeklinde bir bakış attığında ise ikisinin de dalga geçiyor ihtimalini göz önünde bulundurarak aşağıya gitmiştim.

"Waffle ve Malik ? Karizman tamamen çizildi dostum. Senin gibiler sadece sert , sütsüz , şekersiz kahve içmez mi ? " diyerek deri montlu Malik 'e gülmüştüm.

"İçmediğimi nerden biliyorsun ? Ayrıca bende yemek olayına bayılmıyorum sadece şu arkadaşının ses tonuna sinirlendim ve yersem susacağını söyledi. "

"Çikolatalı waffle , sağlığına zararlı. Sağlığını bozuyorsun Maliik." 

"Sende benim sinirlerimi bozuyorsun Mirlanda ama başka çarem yok değil mi ?!"

Onu gıcık etme çabalarım işe yaramış gibi görünüyordu.

"Neyse , günaydın Malik. "

"Teşekkürler."

Dün olan o güzel mesajdan sonra gelen bu domuzluk onunla gece konuşmam gerektiğini bana tekrar hatırlatmış oldu. Ama onu sinir etmek tartışılmaz derecede zevk veriyordu.

"Kahvaltını bitirdiysen gidelim küçük kıızz " 

"Mirlanda sabah sabah sinirlerimi neden bozuyorsun. ? " dedi ve ayağa kalktı.

"Okula geç kalıcaz ve eğer geç kalırsam herkese bu sabahı anlatırım. " diyerek alaycı bir gülümseme yerleştirdim. 

"Yürü. " 

"Sonunda bebeğine kavuşmuşsun ? " diyerek göz ucumla siyah , enfes ve parlayan motoruna baktım. 

"Ahh , evet , şimdi uzatma ve bin çünkü çok yürüyeceksin."

Ne dediğini anlamasamda bindim ve okulun yaklaşık dört kilometre sonrasında olan bir ormana gelmiştik. Burada ne olup biteceği hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Tüm bu süre zarfında ne yapacağımızı söylemeyen Malik motoru durdurdu.

"Okula yürüyerek gideceksin , cezalısın ufaklık."

Bunu dedikten sonra motorunu gazlayıp ortalığı toz ve dumana katan Malik 'e mi yoksa yürüyeceğim o kadar yola mı yoksa yaptıklarımdan dolayı kendime mi küfür etsem bilemedim. O yüzden ağzımdan topluca bir küfür çıktı. "Siktir !! "