Umarım Ece bizi yanlış anlamadı.Bende Ercanın üstünden kalktıktan sonra hemen bavullarımın bulunduğu odaya yani Ece 'nin odasına gittim ve giyinmek için birşeyler aradım kendime.Kıyafetlerimi seçtikten sonra üstüme giydim. (Kıyafet medyada) bugün isteğim üzerine biraz spor giyinmeye çalışmıştım.Merdivenlerden inerken birden ayağım boşluğa düştü ve tam 1 2 basamak yuvarlandım derken biri beni kucakladı.Bu Ercandı.
"Ben-ben çok teşekkür ed-ederim.Ha-hayatımı kurtardın."
"Sen teşekkürü boşver şimdi bir yerin ağrıyormu?"
"Evet ayağımı oynatamıyorum oynatmaya çalışsamda çok kötü canım acıyor."
"Hmm..Hastahaneye gitmemiz lazım.Belki ayağın kırılmış olabilir."
"Ama ben çok korkarım" dedim ve ağlamaya başladım.
"Şşşştt...Ağlama sakın ağlama yoksaa.."
"Yoksa ne?"
Lafı ağzından almaya çalışıyordum.
"Şey işte.."
"Ağzındaki baklayı çıkaracakmısın yoksa bir an önce hastaneyemi gidelim?"
"Sen burada bekle ben arabayı kapının önüne getireyim hem fazla ayağının üstende durma."
"Tamam" dedim ve beklemeye başladım Ercan gittiğinden beri 10 dakika olmuştu ve 10 dakika sonra geldi beni kucaklayıp arabaya bindirdi.
Hastaneye geldiğimizde benim için bir tekerlekli sandalye getirtilmişti.
Sonra Ercan hastane girişindeki yere gidip kayıt işlemlerimi falan yaptırdı.Sonra bize sıra numarası verdiler sıra numaramız 23 tü.Ve şuan odaya girecek kişinin sıra numarası 22 ydi.O çıktıktan sonra biz girecektik.Saat e baktığım 13:30 du.Yani daha öglendi.Ve işte bizi çağıryorlardı.İçeri girdik. Ercan 'ın yardımıyla beyaz örtülü bir yere oturdum.Sonra doktor benim ayağımı uzatmamı istedi bende dediklerini harfi harfine yaptım.Ayağımı tutup biraz sola çevirdi ve canın acıyormu diye sordu.
"Hayır"
"Peki böyle?"
Bu lafı ayağımı sağa çevirirken söyledi.
"Eveeett...!!!! Hemde çooookk..!" dedim ağzımı dişlerken.
"O zaman bir iki hafta sargıda kalması gerek" dedi ve ayağıma bir krem sürdü.**********************
Arabadan indik ve direk eve gelmiştik bugün okulu resmen boşa sardım.Maalesef bir iki hafta yürüyemeyeceğim.O sıra Ercan a bir soru yönelttim.
"Ercan pijama giyip rahat etmek istiyorum.Bana yardım edermisin?"
"ZEVKLE"
"Sapıkmısın sen?"
"Evet" dedi gülerek.
"Pis sapık"
"Ne ya? Bunda kötü birşeymi var?"
"Evet var.Oda senin sapıklığın."
"Tamam madem sapıksam sözlerimden kurtulmaya çalış"
"Ne yapayım kendimi aşağamı atayım"
"Daha yaratıcı düşün"
"Tamam senin başın şuan belaya girdi."
"Allah Allah ne yapabilirsinki bu halinle?"
Tam o sırda "İMDAAAAAAAATTTTT..!! SAPIK VAR YAR....." sözümü bitirmeden dudağımda bir dudak hissettim.Hemen gözlerimi kapattım ve şuan ne yapacağımı düşündüm.Gözlerimi yavaşça açtığımda Ercan bana gülerek bakıyordu.
"NE GÜLÜYORSUN YAPTIĞIN KOMİKMİŞ GİBİ BİRDE GÜLÜYORSUN"
"Birşey söyliyicem bugün giydiğin şey karnını ortaya açmış ve bundan rahatsız oluyorum."
"SA-NA-NE..!!"
dedikten sonra 5 saniye yüzüme baktı ve hemen odadan dışarı çıktı.2 HAFTA SONRA
Artık ayağımı oynatabiliyordum.Yürüyordum hatta koşuyordum.Ercan bana 2 gün sonra bara gideceğini söyledi bende ona
"Bende gelsem?"
"Hayır olmaz."
"Niye yaa.."
"Olmaz iştede ondan"
"Lütfen lütfen lütfenn..!"
"Taman o zaman ama başıma bir iş açarsan acımam...."
"Ne yaparsın?"
"Seni döverimm."
"Tamam yaparsam döv yok hatta bana işkence çektir."
"Hmmm..Bak işkence konusu aklıma gelmedi iyi getirdin haaa..."
"Bide dalga geçiyor odun"
"Bu arada Ece gelmeyecek"
"Neden?"
"Çünkü ikinize birden sahip çıkamam birdahakine sen evde oturursun o gelir."
"Ha--ha--ha çok komik."
"Ben komiklik için söylememiştim"
"Bence birazdaha konuşmaya devam edersen hiç acımam ben seni döverim."
dedim ve kaslı vücuduna bir yumruk attım.
"Gerçekten gücün bu kadarmı hissetmedim bile."
"Hıh" dedim ve salona aşağıya indim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANATSIZ SEVGİ MELEĞİ
Novela Juvenil'Sevmek herşeyin aynı olması demek değildir bayım'