Bölüm 13

5 2 0
                                    

Medyadaki şarkı ile okumanızı tavsiye ederim.

İyi Okumalar:))))

     Artık onu ben uyandıracaktım.Ben. Kimse değil.Odadan bir hışımla çıkıp Berke'nin olduğu yoğun bakım ünitesinin kapısına gittim.Neden o?Neden ben değil?Şuna karar vermiştim.Okulu aksatmayacak Berke'ye her şeyi anlatacaktım.Doktor sadece bize özel istediğimiz kadar kalabileceğimizi söylemişti.Çünkü bitkisel hayattaydı.Hemşirelere girmek istediğimi söyledim.O mavi kıyafetlerden giyip içeri,kardeşimin yanına gittim.Elini tuttum.

2 gün sonra...

     "Ne olur uyansan!Beraber okula gitsek sonra seninle birbirimizi gıcık etsek.Ben sana annenin tarifi olan sandviçleri hazırlarım.Sonra ikimiz birlikte denize gideriz yüzeriz.Tıpkı annenler ölmeden önce.Biliyor musun?Seninle ilk kavga ettiğim zaman içim içimi yemişti seninle barışmak için.Nedense sürekli kendimi durdurdum.Bir tek sana nazım geçiyordu.Hadi aç gözlerini de anlat seni ne ile tehdit ettiğini.neyle tehdit ettiyse onu beraber koruyalım.Ne olur aç gözünü.-büyük bir iç çekiş-Neyse fazla gevezelik ettim sanırım.Sen dinlen.Ben yarın tekrar geleceğim."dedim oturduğum koltuktan kalktım.

       "Gitme...Bırakma beni Buse."dedi Berke. Allah'ım uyandı.Onu ben uyandırdım.Olmaz denileni başardım.Hem de kısa sürede.

        "Uyu kardeşim.Ben doktorları çağırayım."dedim mutlulukla odadan çıktım.Allah'ım sana şükürler olsun.Onu bize bağışladın.Hemşirenin yanına gidip uyandığını söyledim.Kıyafetleri çıkardım.Hemşireler ve doktorlar da içeri girmişlerdi.

        "Anne,uyandı.Berke uyandı."dediğim sırada suratım düştü.Karşımda onları beklemiyordum.Ne yalan söyleyeyim hoşuma da gitmişti.Vicdan yapmaları.Yalnız bizim sınıf değil,Koray,Afra ve sınıfları da vardı.Koray bir adım öne çıktı.Sanırım konuşacaktı.

Ah,ne kadar zeki bir kız(!)

       Şimdilik iç sesime bir şey demeyip tekrar odak noktamı Koray'a yönelttim.

     "Konuşabilir miyiz?Yani topluca."dedi ve şirince gülümsedi.Şu an onları sinirden çıldırtmak için kabul edecektim.

      "Olur.Hastanenin arkasında sahil var oraya inelim."dedim ve aşağıya inmeye başladım.Allah'tan üstümü değiştirmiştim.Her neyse önemli olan bu değildi.Telefonuma baktığımda içim karardı resmen yıpranmıştı.Acilen tadilata ihtiyacı vardı. Sağ Elim sargılı olduğu için o elimle telefonu tutamıyordum.Sahile indiğimizde kendimi kumlara attım.Çok yorulmuştum bugün.Telefonumdan İlyas Yalçıntaş'tan Bu Nasıl Veda şarkısını açmıştım.Kimsenin bir şey demesine izin vermeden söylemeye başladım.

  İnanmak, inanmak istiyorum sana
Anlatsana her şeyi baştan
Bir daha çok sevsen de gitmelisin
Öyle mi? Bence sen yalancının birisin
Çok sevsen de gitmelisin
Öyle mi? Bence sen yalancının birisin  

       Yalancısını özellikle bastırarak söyledim.Hepsine teker teker baktım.Hepsi çökmüştü.Hele ben hepsinden beter durumdaydım.Kardeşimle sınanmıştım.

Söylesene sevdam
Bu nasıl, bu nasıl veda?
Bu nasıl yalan?
Sen kaçıncı yalancı, ömrümden çalan?

Söylesene sevdam
Bu nasıl, bu nasıl veda?
Bu nasıl yalan?
Sen kaçıncı yalancı, ömrümden çalan?

       Bu bölüm Koray'a gelmişti.Burayı söylerken göz gözeydik.Ama benim bakışlarım çok sertti onun aksine.

  İnanmak, inanmak istiyorum sana
Anlatsana her şeyi baştan
Bir daha çok sevsen de gitmelisin
Öyle mi? Bence sen yalancının birisin
Çok sevsen de gitmelisin
Öyle mi? Bence sen yalancının birisin

Söylesene sevdam

Bu nasıl, bu nasıl veda?
Bu nasıl yalan?
Sen kaçıncı yalancı, ömrümden çalan?

Söylesene sevdam
Bu nasıl, bu nasıl veda?
Bu nasıl yalan?
Sen kaçıncı yalancı, ömrümden çalan?

İnanmak, inanmak istiyorum sana

      Sonuncusu hepsine gelmişti.Ferahlamıştım.Şimdi onları dinleyebilirdim.

      "Dinliyorum,anlatın.Neyi konuşmalıymışız?"dedim ve bağdaş pozisyonuna geçtim.Koray boğazını temizledi.Herkes ciddileşti.

      "Bugün için olanlardan özür dileriz.Seni oyuna getirmemizde kendimize göre sebeplerimiz vardı sana bunlardan bahsedeceğim.Afra önceden de eski sevgilime böyle bir şey yapmıştı.Ardından Amerika'ya tedavi olmak için gitti.Atlatmıştı ama tekrar nüksetti.Bir çok kez Amerika'da birilerini bıçaklamış.Bunları anlatırken etrafımızda bir sürü polis var."dedi.Etrafıma bakındığımda polisleri az ileride buraya bakarken gördüm.Odağım yeniden Koray oldu.

       "Böyle bir şeyi bildiğimizden sana bu oyunu oynamaya karar verdik.Hepimizi seninle ve sevdiklerimizle tehdit etti.Aslında düşünürsek eğer biz bu oyunu oynamasaydık sana zarar verecekti.En son bizimle görüştüğün içinde biz şüpheli konumuna düşecektik.Berke'ye zarar veren de o zaten.Benim yanımda emir verdi."dedi.Durur muyum?Afra'nın üzerine atladım.Polisler geldiğinde zorla ayırdılar.Bir yandan saydırıyor bir yandan da saçını çekmeye çalışıyordum.

        "Ulan benim kardeşim dediğim çocuk senin yüzünden az kalsın ölüyordu.Ya bir mucize olmasaydı da uyanamasaydı. Ya ölseydi.Ne yapardım ha!Kahrolurdum.O benim dünyam.O benim her şeyim.Anladın mı?İlk önce Koray şimdi de Berke mi?Ne yapmaya çalışıyorsun."dedim ve beni tutan ellerin beni  bırakmasını sağladım. Allah'ım bir de şu sırıtışı yok mu ya.İşte o sırıtışını.Terbiyemi bozmayacağım şu an o zilli için.Cevap vermesini o kadar çok istiyordum ki anlatamam.Sonra vazgeçip tam tersi yöne doğru ilerlemeye başladım.Üstümü düzeltip hastaneye girdim.Annemden anahtarı alıp eve geçmek için taksi durağına gittim.20-25 dakika sonra evdeydim.Parayı ödeyip eve girdim.Bir banyoya ihtiyacım vardı.Hemen duşa girip bir güzel düşüncelerimden arındım. Bornozumla odama geçtim.Yatağa atlayıp telefondan şarkı açtım.Telefonumu değiştirmem gereken gerçeği bir kez daha gözümün önüne geldi.Şu an ki telefonum Samsung J7 Prime Gold.Güzel telefon ama şu an değil.Önemli olduğu da pek söylenemez.o sırada zil çaldı.Allah kahretmesin!Annem demişti banyo yaptıktan sonra direk üstünü giyin diye.Neyse hemen üstüme siyah kotumu geçirdim.Üstüne de beyaz bir tişört giydim.Saçlarımı havluya sarıp ısrarla çalan kapıyı açtım.Açmaz olaydım.Sahildekilerin hepsi ellerinde dondurmayla gelmiş.Bir tek Afra yok.Şükürler olsun gitti.Sırnaşık.

      "Hoş geldiniz."dedim ve içeriyi işaret ettim.Zeki insanlar olduğu için hemencicik içeriye doluştular.Bende fırsattan istifade tuvalete girip saçımı kuruttum.İçeriye girdiğimde cipsler yenmeye başlanmıştı.Bora'nın elinden cipsi alıp paketten bir kaç tane yedim.Bora huysuzlansa da bir şey demedi.

        "Nazlı al kanka sen ye.Bora sen kendin gidip alırsın."dedim ve paketi Nazlı'ya doğru fırlattım.O sırada Bora fırlattığım paketi almak için pakete doğru havalanmaya çalıştı.Aslında çalışmakla kalmayıp Nazlı'nın üstüne düşmüştü.Aman yarabbim.Bu nasıl bir çile.Bİr de yetmezmiş gibi dudakları birbirine değiyor.

Bölüm sonu

Sizce nasıldı?

Günün sözü

  Öyle insanlar var ki doğuştan gelir mecburiyettir adına akraba denir ... Sonradan gelir kardeşten ötedir adına dost denir ...  

  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Nasıl Aşık Oldum Sana?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin