Geç geldiği için özür dilerim.Sınav haftamdı.O yüzden yazamadım ve hikayede istediğiniz bir şey olursa yorumlara yazın.
Bu arada medyada Buse...
Kapıyı açtığımda Karşımda Berke vardı.Olayları anlattığım başka bir arkadaşım.Aklınca beni kandırmak istemiş akıllım.E tabi korkmadım değil.Ona delice bakışlar atarken karnımın içinde davul ve zurnanın birleşmiş halay çektiklerini hissettim.Elimle ona içeriye göstererek gözlerimi kırpıştırdım.O da dünden meraklı direk içeri girdi.O sırada mutfağa giderken
"Aç mısın?Sandviç ister misin?"dedim.Durur mu
"Ooo sen yemek yapmayı bilir miydin?İçine zehir falan koymazsın değil mi?Koymazsan alırım."Yine saçmalıyordu.Bir şey demedim.Çünkü o sırada aklım yarındaydı.On dakika geçti ya da geçmedi sandviç hazırdı.Beraber terasa geçip armut koltuklara oturduk.İkimizde birer ısırık aldıktan sonra birbirimize dönüp gülmeye başladık.Çünkü küçükken Berke'nin annesi çok yapardı.Berke ile kardeş gibi büyüdük.Biz nereye taşınırsak tanışalım o da bizimle gelirdi.Çünkü babam ailesi ölmeden önce "Onu hiç yanımdan ayırmayacağım."diye söz vermiş.Çok iyi bir sırdaş.Aileme söyleyemediğim her şeyi ona söylerim.Bana iyi geliyor. Gülüşmelerimizin sebebi de bu tarif annesinin tarifi ve bir tek benim yaptığımın tadının annesininkine benzediğini söylüyor.O yüzden de ne zaman yapsam gülüşürüz ve yapmadan önce hep bu muhabbet aramızda geçer.Berke bitirmişti bile ben daha anca yarısına gelmiştim.Ben tam ısırık alacağım sırada şu soruyu sordu
"Yarın bir planın var mı?Biraz dolaşalım.Ne dersin?"dedi.O sırada öksürüklere boğuluyordum ki sırtıma kendince yavaş-bana göre ciğerlerimin içimde yer değiştirmesine neden olacak kadar sert-vurmuştu.Neyse ki bir şey olmadan su içebildim.Ona doğru bakıp
"Aslında Korayla buluşacağım.Ama istersen iptal edebilirim."dedim.Bana küçük yavru köpek bakışını atıp onu da götürmem konusunda yalvarıyordu.Tekrar ona dönüp
"Tamam yarın mesaj attığım anda yanımda ol.Beraber gideriz."dedim.O sırada annem geldi ve
"Nereye gidiyorsun?Benim neden haberim yok."dedi ve bana-öcü gibi-baktı.Bende durumu toparlamaya çalışırken Berke benden önce davranıp
"Kendi sınıfımızla restorana gideceğiz ama çift olmamız gerekiyor.Sınıftan hiç bir kız benimle olmak istemedi bende Buseye sordum.O da sağ olsun kabul etti.Yarın oraya gideceğiz.Tabi sizin izniniz olursa."dediğinde tamamen annemin yüzüne bakıp evet anlamında kafamı salladım.Annem olumlu şekilde bakışlarını değiştirerek
"Olur gidin.Ama geç gelmeyin."dediğinde çok şaşırdım.Çünkü annem bana böyle şeylerde çok izin vermez ve aşırı tepki verir.Berke film izlemeyi önerdiğinde kabul ettim.Film önerisi olarak Uzak Doğu filmleri teklif ettim ama kabul etmedi.Uzun bir süre tartıştıktan sonra bir Türk yapımı olan "Çalgı Çengi"izlemeye karar verdik.
Filmin ortasına gelmiştik ki telefonumun titrediğini hissettim.Elimi cebime attım.Evet telefonum çalıyordu.Ekranda Arda yazısını görünce Berkeyi dürttüm.Berke elimden telefonu alıp açtı ve Ardaya bağırmaya başladı.O konuşmayı duymamak için kulaklarımı kapattım ama merak edip açtım.Kulaklarımı kapattığım sırada sanırım çok şey kaçırmıştım.Tek duyduğum Berke'nin sesiydi.Berke Ardaya
"Kız senin yüzünden depresyona girdi.Sen ne alçak bir herifmiş sin. Her sünnet olan erkek olsaydı oooo işimiz yaştı."dedi.Tam küfür edecekken telefonu elinden aldığım gibi
"Kusura bakma ama şu ana müsait değilim ayrıca Berke benim kuzenim."diyerek telefonu suratına kapattım.Gerçekten onunla konuşmak istemiyordum.Tam Berkeyi dövecektimki annem geldi ve ikimize de kızdı.Neler olduğunu sorduğunda Berke'den önce davranıp
"Berke ve arkadaşının bir kız meselesi vardı da onun kavgasını yapıyordu.Ben de o sırada filme odaklanmaya çalışıyordum.Sesini yükselttiği sırada telefonu alıp müsait olmadığını ve benimde onun kuzeni olduğumu söyledim.Olay tamimiyle bu."dedim.Annem bir kaşını kaldırarak Berke'ye döndü.Berke de kafasını sallayarak onaylamak zorunda kaldı.
Ertesi gün Korayla buluşmaya giderken bir şort,bluz ve spor ayakkabılarımı giydim.
Buse'nin giydikleri yukarıda temsili olarak.
Berke yanımda klasik pantolon,t-short kombiniyle yanımda sinirimi bozuyordu.Ogünb yaptığım hafif makyaj henüz akmamıştı.Berke ile birbirimize bakmamız bittikten sonra otobüse bindik.Koray beni Kadıköy'e çağırmıştı.Yine İstanbul trafiğini çektikten sonra Kadıköy'e varmıştık. Koray'ın konum olarak attığı adrese göre geldiğimiz yer gerçekten lüks bir yerdi.İçeri girdik.İlk Koray görmüş olacak sanırım çünkü el sallıyordu.Masaya doğru yaklaştığımda Mertte oradaydı.Hiç şaşırmadım.Merhbalaşma fastı bitince garsonu çağırdık.Bende en sevdiğim tatlı olan magnolia,Berke kazandibi,Mert ve Koray da sufle sipariş etmişti.Ben hariç hepsi çay ben milkshake sipariş ettim.Tatlı bir sohbet başladı.Koray dayanamayıp
"Buse yanındaki arkadaş kim?"dedi.Ben onu kardeşim olarak tanıtacaktım.Berke ile bu konuyu evde konuşmuştuk.Berke aceleci davranıp
"Kardeşiyim.Manevi kardeşiyim.Babasıyla babam arkadaştı.Babam Buse'nin babasına söz verdirmiş...
Bu diyaloğun sonu nasıl gelsin sizce.Bu arada yanlışlıkla yayınladığımı fark etmedim.Ayrıca kapak,Baş karakterler değişti. Onlarıda yarın yayınlamayı planlıyorum.Her bir yorum benim için değerlidir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nasıl Aşık Oldum Sana?
Novela JuvenilYıkılmaktan korkardı.Çünkü hayatında bir çok kez ailesinin yıkılışını görmüştü.Belki de bu yüzden okula gitmeyi seviyordu.Okulu bir kaçış gibi görüyordu.İlk defa aşık oldum diyordu genç kız.En çok korktuğu başına gelmişti,yıkılmıştı.Onu bu yıkıntıda...