İç çekerek "herneyse.." dedim ve dikkatimi Ulaşa yoğunlaştırdım.
"Onu boşver, şu an sadece seni düşünüyorum." dedim gülümseyerek. Ulaşta güldü.
Ulaş bana ona bakmamamı söylerken sırıtarak ona baktığımın farkında değildim. "Özür dilerim.." dedim kıkırdayarak. Ve tekrar ona döndüm, "Özür dilerim ama sana bakmamak imkansız."
"Gece, gece, gece.." dedi saçlarını karıştırarak. "Beni delirtiyorsun."
"Öyle mi?" dedim kaşımı kaldırarak. "Seni hangi yönden delirtiyorum?"
Güldü. Onun hep gülmesini istiyordum. "Lanet olsun.."
"Lanet olsun ki beni her yönden delirtiyorsun." dedi kafasını omzuma koyarken.
Bunu dedikten sonra istemsizce güldüm ve saçlarımı parmaklarımla taradım.
Bir süre sonra küçük odanın eskimiş kapısı açıldı ve İris içeriye girdi.
"Çifte kumrular görüyorum.. Birbirlerine sarılmış..?"
İrisin bunu demesiyle ulaş kafasını omzumun üstünden sağa kaydırıp İrise baktı.
"İris sanırım benden de çok içiyorsun ha?" dedim gülerek "Çünkü sarılmıyorduk."
"Öyle diyorsan.." dedi göz ucuyla. Ayağa kalktım ve daha fazla konuşmaması gerektiğini ima etmek amacıyla omzuna vurdum. Kolumdaki saate baktım ve geç olduğunu farkettim.
"Ben gidiyorum." dedim çantamı yerden alıp omzuma takarken. Ulaş "Bekle Doğa." dedi "Seni ben bırakırım."