Portakal: JungkookVelet: Kim? Bana mı diyorsun?
Portakal: Sana mesaj atıyorum gerizekalı.
Velet: Peki. O adı nerden uydurdun?
Portakal: Buradan giderken beynini bizim üst katta bıraktın sanırım, söylemedin mi dün?
(Görüldü, 12:23)
Portakal: Ne oldu bi' kaldı sen?
Velet: Neden bahsettiğini anlamadım.
Portakal: Oradan bakınca mal gibi mi duruyorum?
Dün gördüğüm adam sendin. Bundan eminim. Yüzünü göstermedin ama sendin.
Velet: Ne dünü?
Portakal: Yeminle gülesim geldi. Neden yanıma gelmeye kalkıştın? Sanırım kapımı yumruklamışsın.
Öldürme fikrini mi değştirdin?
Velet: ...
Oraya seni öldürmeye gelmedim. Seni durdurmaya gelmiştim.
Portakal: Durdurmaya mı neden?
Velet: Kendine bir şey yapacaksın sandım gerizekalı.
Portakal: hah
Neden kendime bir şey yapayım ki?
Velet: Madem portakal kafa bir şey yapmayacaksın ne diye kendi işimi kendim yaparım deyip görüldü atıyorsun orospu çocuğu? Buradan ne hızla çıktım haberin var mı senin?
Portakal: Portakal deyip orospu çocuğuna dönmek...
Neden beni önemsiyorsun ki? Öldürmen gereken sıradan insanlardan biri değil miyim? Yada madem yapmayacaksın beni yalnız bırakır mısın?
Velet: Ne biçim kurbansın be sen
Yalvarsana bana.
Portakal: Senin gibi piç biri olmadığımdan önüme gelene yalvarmam.
Velet: 3 4 gün önce öldür lütfen diyen kimdi ulan?
Portakal: O zaman seni gözü dönmüş bir katil olarak hayal etmiştim.
Ama seni görünce aslında tavşana benzediğini farkettim. O halinle nasıl bir katilsin merak ediyorum. Milletin canına nasıl kıyıyorsun?
Velet: Tipimden sanane be. Sen kendi tipine bak. Giymiş 5 beden büyük hırkayı üstüne çuval geçirmiş gibi görünüyordun.
Neyse. Adımı da ögrenip yüzümüde az çok gördüğüne göre artık polise gidebilirsin.
Portakal: Hm...
Hayır gitmeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Dear Killer ♤JiKook♤
Short Story****: Sana dokunmama izin verecek misin? ****: Belki.