"Aşırı Doz"

✨3. Bölüm: Extremum Spiritum✨

Merhaba arkadaşlar, yeni ve son bölümüm ile karşınızdayım.

Bu yıl üniversitye hazırladığımdan bu dönem içinde Aşırı Doz'a

bölüm atamayacağım. Beni unutmayın. Hepinizi çok seviyorum.

Keyifli okumalar...

________________________________. (Bu çizgili yere, okuduktan sonra sizin için en uygun ve anlamlı cümleyi yazmanızı istiyorum. İstediğiniz dilde olabilir.)

Aynadaki yansımamı görmem ile içimdeki acılar, minik bir gözyaşına toplanarak gözümden firar etti. Geçtiği yerlerde derin yaralar bırakıyor, nefesimi kesiyordu. Tüm o anlar, gözümün önünden film şeridi gibi geçti. O zamanki gibi çaresiz hissettim kendimi. Bez bebek gibi yere yığıldım ve deli gibi ağlamaya başladım. Her seferinde kendime lanet ettim. Keşke o gece yaşanmasaydı diye yalvardım Allaha. Keşke o değil de ben olsaydım... Nefesimi kesiyor, kalbime bıçaklar saplanıyordu.

Asrın Alp Senaz, dünyaca ünlü bilim insanı.

10.10.2105

Yaklaşık bir ay önce nişanlanmıştık. Alp, herkes tarafından tanınan bir bilim insanıydı. Daha dört yaşındayken tanışmıştık onunla. Sonrasında birbirimizi ısındık ve âşık olduk. Nişanlanmamızdan iki gün önce evlenme teklifi etmişti.

Evim sakin bir yerde, tek katlı minik mavi boyalı, önünde küçük bir bahçesi olan, bana göre ideal bir evdi. Çok işim olduğu için hızla eve girdim. Bordo, siyah uyumu içerisinde olan oturma odamı hızla geçtim. Elimdeki demir çantayı koltuğa koyup parmağımı üzerindeki cihaza okuttum. Klik sesinin ardından dosyaları kucaklayarak mutfak masasının üzerine bıraktım.

Üzerimi silkeleyip salondaki çelik kasanın içindeki kumandayı aldım ve güvenlik seviyesini son kademeye getirdim. Ardından hırkamı çıkararak banyo yapmak üzere yatak odasındaki gömme banyoya yöneldim. Odamda turkuaz ve açık mavi renkler hakimdi. Tavan turkuaz, yan duvarlar açık maviydi. Evimde obje bulunmamasının sebebi sadelikten yana olmamdı.

Üzerimdekilerden kurtularak hemen duşa girdim. Tenim, buruş buruş olana kadar suyun altında bekledim. Aynanın karşısına geçerek üzerindeki buharı, elim ile dağıtıp gözlerimi, yüzüme kenetledim. Genç olmama rağmen yüzümde lekeler ve kırışıklıklar vardı. Saçlarımdan süzülen damlalar, vücudumda kavisler oluşturarak yeri öpüyordu. Saçlarımı, ensemde, buruşuk elimle toplarken bir yandan da diğer elimle gömme dolabı açarak içinden turuncu makası elime aldım. Elimi son kez saçlarımdan geçirdim, saçımın bir tutamını elime alarak çenemin altına gelecek şekilde kestim. Hepsine teker teker aynı işlemi uyguladım. Son bir kez soğuk suyun altına girerek giderde kesilen saçların bir girdaba dönüşmesini izledim.

Nihayet kıyafetlerimi de giyerek banyodan çıktığımda ayağıma yapışan bir kağıt buldu beni. Mavi renkte, minik içi açılabilen bir kâğıttı. Bunu Alp'in yaptığı kesindi. Hızla bir ucundan tutarak içini açtım, içinde aşk konusunu içeren bir dörtlük vardı. Kâğıdı cebime koyarak yoluma devam edecektim fakat koridor boyunca dizili olan renkli kalpler, gözlerimin içinin gülmesini ve dudağımın yukarıya doğru kavislenmesini sağladı. Hepsini tek tek açarak okudum. En son ise masanın üzerinde siyah yüzük kutusu gördüm. Seri adımlar ile masaya gittim ve kadife kutuyu elime alıp o yumuşak dokusunu tüm zerreme kadar hissettim. Başparmağımı, kutunun açılma yerine koyarak yavaşça kapağını araladım. İçinde İzlem Senaz yazan, gümüş bir alyans ve kar tanesi şeklinde bir kolye vardı.

Kapıda olmasını umarak güvenlik kumandasından seviyeyi düşürüp masadaki kolyeleri ve kalpleri kucağıma alarak kapıya koştum. Her bir adımımda, bir kalp süzülerek kollarımın arasından soğuk zemine düşüyordu. Boşta olan elimle kapı kulpunu çevirerek kendimi bir anda dışarıya attım. Alp'i görebilmek için etrafıma bakındım ama göremeyince kollarım yana düştü ve elimde sadece siyah kutu kaldı. Tekrar içeriye girecekken arkamdan birinin sarılması ile yüzük kutusu, elimden düşüp yerde iki kez sekerek durdu. Kalbim, küt küt atıyordu. Derin bir nefes almam ile burnuma dolan ferah koku, tüm hücrelerimi rahatlattı. Kafamı arkaya yatırarak Alp'in yüzüne bakarak,