Smile.

5.6K 397 169
                                    

Cuma günleri SFM için bölüm yazma günlerim ama  04:45'te bitirdiğim için bu gün yayınlayabildim.

Bu bölümün Smut içerdiğini söylemeliyim. Her ne kadar böyle bir hikayede ancak olabilecek, fazla abartılmadan yazılmış bir smut kısmı olsada rahatsız olabilecekler lütfen okumasın.

Ayrıca 5K olmuşuz ve ben ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Şimdiye kadar bu hikayeye ve bana destek verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Ancak hiç istemesemde ya bir sonraki bölüm ya da iki bölüm sonrası final olucak sanırım...

__________

Akşam üzeri önünde oturdukları küçük şöminede bulunan odunların kızgın ateş ile birlikte çıkardığı çıtırtılar Jungkook'a huzurlu bir ninninin melodisinden farksız geliyordu. Tüm bedenini ele geçiren uyku hissiyatına karşı çıkmadan ağır bir şekilde gözlerini kapamış ve başını, beline sarılı kolların sahibi olan bedenin boyun girintisine gömmüştü. Yumuşak dudaklar ipeksi saçlarına küçük öpücükler bırakırken yüzüne küçük bir tebessümün yerleşmesine engel olamamıştı.

Saçlarında ki baskı ağır ağır kaybolurken hayal kırıklığını belli etmek istercesine hafif mırıltılar bırakmıştı, ancak bir süre sonra duyduğu ilahi ses ile huzur tekrar tüm benliğini ele geçirmeye başlamıştı bile.

"Sevgilim neşelidir benim, cenazedeki kıkırdayandır..." jimin küçük olanın ensesine bir öpücük kondururken şarkıyı mırıldanmaya devam etti. "İnsanların bunu hoş karşılamadığını bilendir. Ona önceden ibadet etmeliydim. Eğer Tanrı konuşuyor olsaydı tek gerçek sözcü o olurdu."

Bir eli belden yukarı, yumuşak saçlara yöneldi ve onları okşayarak o tapındığı kokunun ciğerlerine dolmasını sağladı. Bu sefer dudakları sarmaladığı bedenin kulak arkasına küçük bir buse kondururken geri çekilmedi. Sıcak nefesi Jungkook'un boynuna çarparken Jimin'in pürüzsüz ancak yorgun sesi odayı tekrar kaplamıştı.

"O, bana 'yatak odanda ibadet et' diyor. Gönderileceğim tek cennet seninle yalnız olduğum zamandır. Hasta doğdum ben, fakat bunu seviyorum."

Küçük olan uykuya yenik düşmek üzereyken bedeninin üzerinde hissettiği sıcaklık ve çenesine değen yumuşak hırka ile bu savaşı daha fazla sürdürememişti. Jimin'in sesi artık çok uzaklardan geliyormuş gibiydi. Kelimeleri tam olarak kavrayamıyor olsada her bir saniye içinde ki huzurun daha da artmasını sağlıyordu kulaklarının hemen dibindeki ince ses.

"Ritüel başladığında hiç kral ve efendi olmayacak. Daha tatlı bir masumiyetimiz yok hoşgörülü günahımızdan başka. İşte o zaman insanım, işte o zaman temizim..."

__________

Jungkook gözlerini yavaş yavaş aralarken tam yanı başında kendi yüzüne odaklanmış bir çift derin, kahverengi bakışlar ile karşılaşmıştı. Ne kadar süredir uyuduğunu bilmiyordu ancak gözlerini kapatmadan öncesinde hatırladığı kadarıyla pek bir şey değişmemişti. Aynı yerde, aynı şekilde Jimin'in kolları arasında, başını onun omzuna yaslamış bir şekilde yatıyordu. Tek değişen şey üzerine örtülmüş bir adet Jimin kokulu, lacivert hırkaydı. Ne kadar süredir uyuduğunu bilemesede iyice kararmış havadan ve Jimin'in kasılan vücudundan en az bir saat olduğunu tahmin edebiliyordu. Onu uyandırmaktan korkarcasına yerinden bir milim dahi kımıldamamıştı büyüğü.

Jungkook onu saran kolların arasından sıyrılırken bacakları iki tarafında kalacak şekilde Jimin'in kucağına oturmuş ve kollarını geniş omuzların arkasında bağlamıştı. Jimin tereddütsüz ellerini ince bele yerleştirirken onu kendine çekerek dudaklarının açıklıkla ancak yumuşak bir şekilde buluşmasını sağladı. Jungkook kısa süren bu öpücükten pek hoşlanmamış olmalı ki öne atılıp pembe dudakları kendininkilerin arasına alıp hafif bir şekilde çekiştirdi. Diğeride vakit kaybetmeden ona karşılık vermişti.

Smile For Me | JiKook✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin