Babalarının gölgelerine sığınabilen insanlar var. Birde biz varız. Kendi gölgesine sığınmak zorunda kalanlar...
***
''Burada kalmaya karar verdin sanırım.'' Korel'in sesiyle bakışlarını gençkız'dan çekip tek kaşını kaldırıp ona baktı. ''Dalgamı geçiyorsun?''
''Ortada öylece dikilirken ne düşünmemi bekliyorsun?''
''Burada kalmam için herhangi bir neden yada beni buraya bağlayan birşey yok.'' Öfkeli ve sinirli bakışları yeniden Mia'ya döndü.
''Ondan nefret ediyor gibi bakıyorsun.''
''Ben kendimden başka kimseyi değerli görmem. Senin görevin bu kadardı ve bitti.''
''Yani demek istiyorsun ki daha fazlası seni ilgilendirmez.''
''Aynen öyle zeki çocuk.'' Korel yumruğunu sıkıp tam yüzüne indirecekti ki eli havada kaldı. Kutay planın bozulmasını tam zamanında engellemişti. ''Tartışmanızı bölüyorum ama biraz daha burada direk gibi dikilirsek enseleneceğiz.''
''Bırak kolumu ufaklık yoksa suratını dağıtırım.''
Üçüde birbirine öfkeyle bakarken mia'nın şaşkın bakışları onların üzerindeydi. Gerizekalı psikopatlar o burada çaba harcarken onlar kafalarını kavgaya mı yoruyordu.
''Hey güzelim iyimisin, neye bakıyorsun öyle.'' Adam arkasını dönerken mia aniden elini tutup onu kendine çevirdi. Amacı onları görmesini engellemekti.
Fakat Arel'in suçlayıcı bakışları yanlış anlaşıldığının göstergesiydi. Umurundada değildi, dışarıdan nasıl göründüğü, insanların ona ne gözle baktığı umurunda değildi.
''Çok hızlı gitmiyor musun?'' adamın pişkin pişkin sırıtan suratı midesini bulandırdı. Yüzüne bu ifadeyle bakan herkesden nefret ediyordu. Geçmişte kalan korkularını canlandırıyordu. Tekrar yaşamak istemediği o anları..
Kafasını tekrar hastanenin girişine çevirdi ve derin bir nefes verdi. Derin sessizliğe gömülmüş karanlıktan başka kimse yoktu. Artık tutsak değildi. Nefesi içki kokan adamdan uzaklaşırken suratını buruşturdu. Adam şaşkın gözlerle ona bakarken mia ona ''Acil işim var.'' diyerek bahçeye doğru koştu.
Bir daha hastanenin yakınına dahi sokulamazdı. Arel'in ona söylediği sözler hala aklının bir köşesinde saklıydı.
''Daha seninle işim bitmedi.''
Bunun anlamı senin için geri döneceğim, demekti. Başka bir hastaneye gidebilirdi. Çalışmak için buraya muhtaç değildi. Kapının çıkışına vardığında arkasını son kez bakmak üzere hastaneye çevirdi. Tam o anda tişörtünün yakasından çekilmesiyle kendisini arelin kollarının arasında buldu.
''Nereye kaçıyorsun, pisicik. Sanırım yolunu kaybettin ve bulmaya çalışıyorsun. Yardım edeyim o zaman.'' Arabanın içine apar topar bindirdi ve yanına oturdu.
Mia öfkeli gözlerini üzerinden ayırmadan ''Arabama nasıl bindiniz.'' dedi.
Arel ani bir hareketle ona doğru eğilirken mia kendini geri çekti.
''Acaba nasıl?'' Anahtarları havada sallarken sırıtıyordu. Genç kız tam ağzını konuşmak için açacakken Arel işaret parmağını dudağına götürerek onu susturdu.
''Gürültü etme gözlerimi dinlendireceğim.'' Arel kollarını birbirine dolayıp gözlerini kapadı. O esnada Mia'nın kendisini izlediğini hissediyordu.
Genç adamın hafifçe alıp verdiği nefesle kalkan göğsünü, uzun göz kapaklarına uzanan kirpiklerini, elmacık kemiklerini inceledi. Yüzüne doğru daha yakından bakmak için eğildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH HASTALARI (ASKIYA ALINDI)
Genç KurguGerçekle, hayali ayırt edemeyen bir şizofren, Arel Uraz! İntihara meyilli bir kişilik, Kutay Günsur! Ruh hastası bir oyunperest, Korel Batur! Ölüm ve yaşamın çizgisinde ruhu arafta kalan Mia Öymen! Ve ölüm kokan bir aşk, Efil Soykan! Kusursuz planla...