Bende yavaşça ellerimi kaldırıp berke sarılmıştım. Benden ayrılınca omuzlarımdan tutup.
- geldiğin için saol çok vaktini almam. Dediğinde beni biraz masaya doğru itip oturtmuştu.
İçeçek bi şeyler söyledikten sonra berkin konuşmasını bekliyordum. Ama herhalde konuşası yoktu denizden çıkmış balık gibi bana bakıyordu resmen.
En sonun da konuşmaya başladığı an benim telefonum çaldı. Baktığım da aliy di. Berke bakıp
- pardon ya bunu açmam lazım.
- sorun yok. Dediğinde hemen masadan kalkıp sesiz olan biyere gittim.
- ne oldu ali ya tam konuşmaya başladığın da sen aradın kim daha beklicek onun konuşmasını söyle ne diyeceksen.
- kızım ne oluyo ya yavaş gel hem kim başladı konuşmaya sen nerdesin ki biz evin önüne geldik sen yoksun.
- siz evin önündemisiniz niye haber vermiyorsunuz.
- onu bırakta sen nerdesin
- benim küçük bir işim var siz ister bekleyin ister gidin ama iyisi gidin boşuna beklemeyin.
- ne işiymiş o
- bir arkadaşımla konuşmam lazım da şu an cafedeyiz
- hangi cafe biz geliyoruz söyle bakam.
- bi git ali ya ne yapıcan yanımızda haydi bay dedim ve hemen alinin yüzüne kapatıp berkin yanına gittim.
Berk masa da resmen beni sabırsızca bekliyordu ve sanki biraz endişeli gibiydi ama neyse. Masaya oturunca berk bana bakıp konuşmaya başladı.
- sana yaşattıklarım için özür dilerim daha seni rahatsız edecek şeyler yapmıyacağım söz veriyorum. Eğer istersen karşına bile çıkmam okuldan kaydımı aldırırım.
Ben şaşkınca berke bakıyordum bu benden özür diledi ve istersem kaydımı aldıracakmış bide yokta ebenin burnu. Ay ben ne diyorum resmen kendimden soğdum.
- bişey demiyecekmisim
- şey özür dilemen yeter yani okuldan ayrılman falan boş işler. Yani olacağı varmış olmuş yani ölünmez yani dediğimde rahatlamış gibiydi. Yani burda senin ölmen lazım ama mert seni dövmüş döneceği kadar neyse.
- böyle dedin ya içim rahatladı.
- berk ben artık gitsem olurmu
- tabiki sormana bile gerek yok. Lan berke ne oldu
İkimizde ayağıya kalktığımız da berk gelip hemen bana sarıldı ve
- beni affettiğin için saol demişti
Biraz daha berkle sarmaş dolaş kaldığım da tam ayrılacağım sıra birisi "ADA" diye kükremişti resmen. Hemen berkten ayrılıp arkama döndüğüm de mert sinirle bize bakıyordu. Mert hemen yanımıza gelip beni kendine doğru çekip konuşmaya başladı.
- senin yediğin dayak az geldi galiba ama şimdi seni öldürmem gerekiyo galiba seni döverken ben sana ne demiştim lan. Diye bağırınca herkes bide bakmaya başladı. En konuşmaya başladığım da mert bana bakmaya başladı
- beni buraya çağırmasının nedeni benden özür dilemek istemesi herşeyi yanlış anlamayı kes artık
- lan sen kimsinde benle böyle konuşursun. Senle evde konuşacağız. Artık bana böyle davranması canımı çok fazla sıkmaya başlamıştı.
- yoksa bidahamı döveceksin beni ama istersen berki değil beni öldür bu hayattan bıktım zaten
- Ada yürü daha bana sesini yükseltme. Ha bu arada berimizin nesin seninle işim daha bitmedi
Mert kolumdan tutup beni peşinden sürüklemeye başlamıştı. Nerdeyse onu sevmeye baslıcağım bişe yapıyo kendini benden uzaklaştırmak durumunda kalıyı.
İyi okumalar... devamı ne zaman gelir bilmiyorum ama kısa zamanda yazmaya çalışacağım.