Kendimi çok yorgun hissediyorum. Aslında bu normal bişey yani doktorlara göre. Önceden hiç bişey hissetmiyodum. Şimdi yorgun olmam bile onlar için bir mucize. Ama artık çok sıkıldım. Her sabah beni kontrollerimi yapmak için uyandıran hemşireden, hastanenin o iğrenç tatsız tuzsuz yemeklerinden, doktorların ne yapmam gerektiğini söylemelerinden ve en önemlisi 1 ay öncesini hatırlayamamdan...1 ay öncesinde bir trafik kazası geçirmişim. Aslında sadece dikkatsizliğim bu kadar şeye sebep olmuştu. Annemle kavga etmiştik. 18 yaşındaydım ve ehliyetim de vardı. Üstelik arabam da vardı. Ama annem üniversiteyi kazanamadığım için arabamı elimden almıştı. Bu da yetmezmiş gibi üstüne daha da çok yasaklar koyup duruyordu. En sonunda ikimiz de sonunun kötü olacağını bilsek de birbirimizden sinirimizi çıkardık. Eve arkasını dönüp giden her zamn ki gibi yine ben olmuştum. Sırt çantama bir asofman, tişört bide cüzdanımı alıp evden çıktım. Güvenlik Ahmet amca bana baktı. Demek ki çok dikkat çekiyordum . Eee normal olarak dikkat çekeceğim tabi üstümde yatak pijamalarımla akşam akşam ağlayarak evden çıkıyorum. Beni soru yağmuruna tuttu ama umursamadan arabamı hazırlamasını söyledim sinirli olduğum için sesim emir eder gibi çıkmıştı ama o an onu düşünecek halde değildim. Arabamı getirdi. Direk arabama bindim. Arkamdan seslense de cevap vermedim çok meraklanmış olacak ki aynadan eve doğru koşuşturdığunu gördüm. Anneme çok ama çok sibirlenmiştim. Yasak koymasını anlarım da beni tehdit etmesini hiç ama hiç anlayamam. 14 yıldır görmediğim adamla kalmaktansa ölürüm daha iyi dedim içimden. Arabayı çok hızlı sürdüğümü farkettim. Tam yavaşlıyayim derken 'pattt' Die bi ses duydum ondan sonrası da yok bende zaten. Uçuruma yuvarlanmıştım. Beni ertesi sabah bi köylü adam bulmuş direk ambulansı aramış. O günden sonra hiçbişey hissetmiyodum. Ne ağlayabiliyor ne de gülebiliyordum... Bir de kendi hayatıma dair hiçbişey hatırlamıyorum.
"Su hanım günaydın. Annenize uyandığınızı haber vereyim mi? " hayır teşekkürler " dedim." sabah ilacınızı içmemiz lazım " dedi ve benim bişey dememi beklemeden. İlacı ve suyu uzattı. Gözlerimi devirdim. Ve dediğini yaptım. Çok canım sıkılmıştı. 1 aydan fazla bu hastane de kalıyordum. Artık hemşirelerle arkadaş olmuştum. Ayağa kalkıp odayı gezmeye başladım. Duvarlarda.. Masalarda her yerde önceki hayatımdan kalma anılar vardı. Annem biraz olsun bişeyler hatırlamam için koymuştu bunları. Ama hiç dikkatli incelememiştim. Hep ya eskisi gibi olamam Diye korkmuştum. Ama bugün karar vermiştim. Dikkatli dikkatli hepsine bakıp hatırlamaya çalışacaktım. Her resmin altında tarihler yazıyordu. Bi tanesinde 3 yaşındaymışım. Annem var bi de bi tane adam ama tanımıyorum. Resim bodrum da çekildi Die bir not var altında. Küçük su pastayı üflüyordu :) Arka taraf kalabalıktı ama yüzler pek de belli olmuyordu. Başka bie fotoğraf dikkatimi çekti. Fotoğraf da benim şimdiki halim sadece çok az fark var galiba 17 yaşındayım yanımda esmer mavi gözlü beyaz tenli bir çocuk var ama malesef onu da hatırlamadım. Sadece içimde o resmi görünce böyle değişik birşey oldu sanki özlem duyuyormuşum gibi. Ateşle İzmir'den Die bir not vardı. İsmini öğrenmiştim. Ama bu hafızamda hiç bi değişikliğe yol açmamıştı. Sonra çekmeceleri karıştırmaya başladım. Belki onla ilgili resimler bulurum die bi albüm çıktı karşıma. Merakla açtım içini ve içinden ateşle bir sürü resimler çıktı. Hepsine teker teker baktım. En çok bir resim de takılı kaldım. Resim de ben bir bilet tutuyorum. Ve ateşin de sadece dudağı görünüyordu. Çok merak etmiştim. Fotoğraflardaki tarihlere bakılırsa 4 yıldan beri tanışıyoruz. Ve çok samimiyiz. Keşke birşeyler hatırlasam Die geçirdim içimden. Fotoğrafı elime alıp yatağın üstüne oturdum. Peki biz bu kadar samimiysek beni neden hiç görmeye gelmedi? Belki de küsmüşüzdür veya başka bi şehirde yaşıyordur dedim ama öyle olsa bile yine de gelebilirdi. Bir sürü kişi gelip gidiyordu. 1 ay içinde bir sürü kişi bana kendilerini hatırlatmaya çalışıyorlardı. Ziyaretime en çok gelenlerden elif vardı. ELİF anlatılanlara göre benim 8 yıldan beri arkadaşımdı. Onunla birsürü anılarım varmış elif her hastaneye ziyarete geldiğinde anlatır. Bi de hep papatya alıp gelir. Papatyayı çok severmişim. Bi de elifin sevgilisi kerem var. Birbirlerini çok yakışıtırıyorım. Keremle de elif sayesinde tanışmışız. Ama iyi birine benziyor. Hepsini çok seviyorum.bana hep eski hayatımı anlatıyorlar. Hatırlamam için yardım ediyorlar ama olmuyor. Doktorlar zamanla birşeyler hatırlayacağımı söylüyorlar. Eskiden çok pozitif biriymişim ama şimdi anlattıkları gibi olmadığım kesin. Hayattan bıkmış bir halim var gibi.
Ben derin düşüncelere dalmışken abimin odaya geldiğini hatta oturduğunu hiç farketmedim bile. Beni bir ay içerisinde en çok mutlu eden insan diyebilirim.abim cenkle aramızda 3 yaş var ona bazen cenk diyorum. Bazen de abi. O ikisini de seviyor ve bana karışmıyor. Abimle bizi görenler genelde ikiz olduğumuzu düşünüyorlar çünkü yüzümüz çok benziyor özellikle de saç renklerimiz. Onu çok seviyorum ama bu durumum yüzünden bir süreliğine gelmişti. Abim yurt dışında yaşıyordu. Güya okulu orda okumak için gitmişti ama okulu bitirdiği halde gelmemişti. Onu görünce gülümsedim. "yine ne düşünüyorsun bakalım prenses" dedi. "hiiç öyle geçmişim geleceğim hakkında falan" dedim. "elindeki ne öyle" dedi ve oturduğu puf koltuktan kalkıp yanıma geldi yatağıma oturdu. Resmi alıp uzun uzun baktı. "ne oldu bir sorun mu var" dedim. O resmi görünce yüzü garip bir hal almıştı bende çözememiştim. Merak ediyordum ama sormaya da korkuyordum açıkçası. "yok bişey de sen bu resmi nerden buldun?" "çekmecede albümün içindeydi "dedim baktı sorna bana döndü yanağımı okşadı" sen albümü bana verir misin ufaklık " dedi hayır Die itiraz etsem de almıştı. Albümü aldı alnımdan öpüp gitmişti. Bir an ne olduğunu bile anlayamadım . Bugün annem de yanıma gelmemişti. Kesin yine önemli işleri çıkmıştır dedim oflayarak . Canım çok sıkılmıştı. Bi an kapıda fatihi görünce mutlu olmuştum. Her sıkıldığımda yanımda olup beni güldürebiliyordu. "SELAM" deyip yanıma oturdu. "SELAM" dedim. "Ee nasıl oldun? Hemşireler güzel bakıyorlar mı sana" "ya ya ne demezsin mis gibi yer valla " dedim gülerek. İkimizde sesli bi şekilde gülmüştük." sana güzel haberi ben vereyim o zaman "" ne haberi " dedim sevinçle." 2gün sorna taburcu oluyorsun. " " sen ciddi olamazsın " dedim çook mutlu olmuştum. Boynuna sarıldım o mutlulukla. Tabi o da şaşırmış olacak ki birazcık geç karşılık vermişti sarılmama. Sonra geri çekildim. Yastığıma yeniden yerleştim. O da beni izliyordu. Ona günün nasıl geçtiğini sordum." iyiydi, artık annelerimiz şirketleri birleştirip ortak olacakmış bende bugün öğrendim. Yani artık seni daha çok göreceğim bu yüzden iyi bir haber. seni şirkete kolayca alıştırıp oraya uyum sağlamana yardımcı olabilirim eğer sen de istersen tabi. " " düşüncen için teşekkür ederim ama biraz zaman geçtikten sonra başlamayı düşünüyorum. " " sen bilirsin ufaklık " dedi. Bana ufaklık diyordu çünkü benden bir ay büyüktü bu kelime bana bazen sevimli gelse de bazen sinirlerimi bozabiliyordu." heyyy bi anlaşma yapmıştık " " tamam tamam sustum " dedi ellerini havaya kaldırdı. Birden eğilip yerden bi kağıt aldı." bu ne " dedi. Kağıda baktığımda albümden düştüğünü farkettim. Ateşle bir salıncakta resmimiz vardı." bilmiyorum aslında uzun mesela " dedim. Bugün olanları anlattım. Fatih, bana ateşi tanımadığını söylemişti. Ama eğer annemin bana söylediği gibi fatihle uzun zamandır arkadaşsam ve ateşle de 4 yıldır tanışıyorsam fatihin ateşi tanıması lazımdı. Of ama ya nasıl olur ki. Bir aydan fazla bu saçma sapan hastanedeydim. Ve ateş gelmemişti. Fotoğraftaki o bana sıcak ve samimi bakan çocuğu bulmak istiyordum. Onunla konuşmak istiyordum. Ama bu nerdeyse imkansızdı. Keşke onla ilgili daha çok şey bilebilseydim. Daha doğrusu hatırlayabilisem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
Teen FictionHerşey unutulur. Her şey biter. Herşeyi kaybedebiliriz ruhumuzu, anılarımızı, hayatımızı ama tek şeyi unutamayız o da aşkı. Aşk unutulmaz. Bir kere aşık olunur ve ilkin aslında sonun olur. Su Ateş'siz, Ateş Su'suz olmaz, olamaz.