Denizden çıktıktan sonra en erken karavana ben gitmiştim. Çok uykum vardı. Bugün neredeyse telefonu hiç elime almadığımı farkettim . Telefonum elimdeyken cenk'in telefonu çaldı. Bilmediğim bir numaraydı. Cenk de denizdeydi zaten. Ben açtım telefonu .
-Alo.
-Ben Cenk'le konuşcaktım orda mı?
-Ben kardeşiyim o denizde şuan.
Aniden telefon yüzüme kapandı. Ses de hiç tanıdık gelmiyordu ki. Anlam veremedim. Ayrıca abimle samimi olsalardı numara kayıtlı olurdu diye düşündüm. 5 dk geçtikten sonra tekrar aradı.
-Kimsiniz?
-Su nasılsın?
-Kimsin?
-Ateş...
Susmuştum. Konuşmak istemiyordum. Ama o ses tonu, geçmişten birşeyler canlandırdı hafızamda.
-Beni hatırlıyor musun?
-Sen kimsin?
Diye yineledim soruyu. Onu hatırlamamış gibi davranacaktım. Öyle davranmaya çalışsam da başarılı olabileceğimi sanmadım hiç.
-Beni hatırladığını biliyorum.
-Hatırlamak zoraki olsa da hatırlamak istememem benim tercihim.
Diyip kapattım telefonu. Ağlamaya başladım. İçimde ona karşı bitmek bilmeyen duygular vardı. Sürekli hafızamda yeni şeyler canlanıyordu. Onla yaşadıklarım. Ama bizimkilerin anlattıkları hiçbirşeyi hatırlamıyordum. Ama bende bu hafıza varken onlara inanmak zorundaydım. Onlar bana yalan söylemezdi. Gözlerimi sıkıca kapattım. Gözümün önünde Ateş'in bakışı geldi. Ağlamaya devam ediyordum. Karavandan sesler geliyordu. Bir kişiydi galiba. Yavaş yavaş bana yaklaştı.
-İyi misin?
Gelen Emin'di. Ne işi var ki onun burda.
-Evet, sadece biraz başım ağrıyor.
-Bizim kızlarda ilaç vardır istersen alıp geleyim.
-hayır hayır gerek yok. Sen napıyosun burda karavanları mı karıştırdın.
- Hayır sadece çakmak almaya gelmiştim. Sahildekini bulamıyoruz ve sizin karavan bize daha yakındı.
-Peki
Gitmişti. Gözümü biryere sabitledim. Bana yaptıklarını sürekli aklıma getirip ondan nefret edicektim. Planım buydu. Belki işe yarardı. Saçımı düzelttikten sonra oturduğum yerden, bizimkilerin yanına gitmek için kalktım. Ateşin başına toplanmışlardı. Abim onlara gitar çalıyordu . Usulca gittim yanlarına. Boşta olan yere baktım. Fatih'in yanı boştu. Eski günlerde ki gibi başımı omzuna koydum. Sonra o güzel gitar sesine. Gözlerimi kapatmıştım. Fatih de saçlarımı okşamaya başladı.
-İyi ki varsın cankuşum.
-Sende su... Sende
-Hala ilk nasıl tanıştığımızı anlatmadın. Ailelerimizin işleri sayesinde tanıştık.
- tüh bu kadar mı?
Emin söze atladı.
-Siz sevgili misiniz?
-Tabi ki hayır. Fatih benim kardeşim.
Fatih bişey dememişti. Galiba ben öyle diyince gerek duymamıştı.
-Peki.
Sonra sessizlik oldu.
-Sesi güzel olan var mı?
Melisa, abim, Elif, Kerem, Fatih hepsi beni gösterdi. Yüzüm kızarmıştı hafiften. İtiraz etsem de kendimi şarkı söylerken bulmuştum . Söylediğim şarkı Ne fark eder? Di. Güzel bir şarkıydı işte. Söyledikten sonra herkes alkışladı. Ben onlara bakarken. Fatih ayağa kaldırdı beni." Bişey demem lazım sana biraz yürüyebilir miyiz? " kafamla onayladıktan sonra bizimkilere el salladım. Sonra sahilde yürümeye başladık. O sustu.. Ben sustum.. O sustu... Ben sustum.
-Artık konuşcak mısın?
-Nerden başlayacağımı bilmiyorım.
-Başla biryerden.
-Ateş beni aradı. Senin nasıl olduğunu falan sordu.
-Ne zamandan beri soruyor?
-Kaza yaptığın günden beri.
-Niye şimdi söylüyorsun?
-Bilmem. Onu hatırlamanı falan istemiyorum ama senden saklı bişey de yapmak istemiyorum.
Yanından hızla uzaklaştım. Diyecek bişey bulamamıştım. Ne diyebilirdim ki. Aa keşke haber verseydin iki sohbet ederdim çocukla mı dicektim. Saçmalama. İç sesime neysee diyip karavana geçtim. Yatağa uzandım. Artık uyumak istiyordum.Sabah kalktığımda herkes uyuyordu. Bende tekrar uyumayı denedim ama beceremedim. Telefonumdan video izlemeye başladım. Benim sesime Melisa da uyandı. Sonra beraber sahile gittik. Son günlerde abim ve melisa 'ya zaman ayıramadım. Ben tam abimle ilgili soru soracakken.
-Sana birşey itiraf etmem lazım.
-Söyle.
-Ben abinden yani Cenk' den hoşlanıyorum.
-Biliyorum. Ve karşılıklı olduğundan da eminim.
- Peki niye belli etmiyor hiç.
-Abim en son sevgilisi öldüğünden sonra hiç bir kızla samimi olmadı. Yüzlerine bile bakmıyordu. Ben seninle böyle olmasına bile şaşırıyorum.
Sahilin başına baktığımda Kerem'le Elif'in kolkola geldiğini gördüm.
-Uyanmışsınız sonunda.
-Gece geç yattık da birazcık.
Gülmeye başladık. Elif'in yüzü kızarmış bir şekilde sevgilisine bakıyordu. Çok yakışıyorlardı. Belki Ateş'le bende böyleydim. Ya da burda olsaydı hala böyle olurduk.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
Teen FictionHerşey unutulur. Her şey biter. Herşeyi kaybedebiliriz ruhumuzu, anılarımızı, hayatımızı ama tek şeyi unutamayız o da aşkı. Aşk unutulmaz. Bir kere aşık olunur ve ilkin aslında sonun olur. Su Ateş'siz, Ateş Su'suz olmaz, olamaz.