KAYIP

3.Bölüm

Fatih'in arkasından kapıya bakıyordum. Sakin bir şekilde görüşürüz deyip gitmişti. Kapıyı yumuşakça kapatmadan önce sağ gözünü kırptı. Bende gülümsedim. Fatih aslında her kızın hayallerini süsleyecek bi insandı. Kumral saçları, ela gözleriyle buluşmuştu resmen. Genelde onu tişörtle görmeniz imkansızdır. Hep gömlek giyer. 1 ay içerisinde bir kez tişörtle görmüştüm. Sonra kapı çaldı . Girin dedim. Hemşireydi gelen. "su hanım, arkadaşınız olduğunu söyleyen bir beyefendi size bu kağıdı vermem gerektiğini söyledi" dedi. Merak etmiştim hızlıca aldım elinden.
Ateş'in mektubu
Bazı kalemler baştan kırıktır canımın içi. Gidiyorum sevgilim. Ama senin mutluluğun için gidiyorum. Bazen geç kalmaktır aşk... Bizimkisi yarım bir aşk hikayesi... Başı eksik sonu olmayan ortası senli benli...denize düşen yılana sarılırmış ya ben aşkının içine düştüm de sensizliğe sarıldım. Biliyorum canımın içi neler hissettiğini, bende hissediyorum. Ama mutlu ol sevdiğim mutlu ol sadece. Bir vazgeçiş öyküsü senden sorna hayatım. Önce senden sorna kendimden... Aşktan vazgeçmek zordur sevgilim ben aşktan değilde aşk benden vazgeçti... Son kez seni seviyorum demek istedim sana olmadı canımın içi. Sen geceleri öyle güzel uyurken olmadı. Sana kendimi hiç hatırlatmak istemezdim. Unutmuşken, herşeyi unut derdim ama aşkımızı unutmanı istemedim. Her gece saçlarını okşadım da farketmedin. Üzgünüm. Benden sorna da yaşarsın elbet. Bir gün duracağını bildiğin bir kalple yaşıyorsan bir gün gideceğini bildiğin birini de seversin. Sen aşkı sakın unutma.

Su'yun Ateş'i

Birden ağlamaya başlamıştım. Kendimi ağlamamak için tutsam da olmuyordu. İçimde öyle kötü bir his vardı ki sanki ölecekti. Sanki ben onu bir daha göremiyecektim. Çevremdekiler neden Bana ateşle ilgili hiç bişey söylemiyordu ki. Bilmiyordum hiç birşey bilmiyordum. Odada ki banyonun yanında ki kıyafet dolabıma doğru yürüdüm. Siyah aşofmanımı siyah ayakkabımı ve gri kapşonlumu almıştım elime ve banyoda üstümü değiştirdim. Telefonumu da elime alıp hızla yürümeye başladım. Doktorların çok olduğu koridora gelince kapşonlumu taktım. Saçlarım çok uzun olduğu için aralardan çıkmıştı. Hastanenin arka kapısından ana yola geçtim. Sahile doğru yürümeye başladım. Bir yandan da ateşi düşünüyordum. Şuan ne yapıyordur Diye düşünmemek elde değil. Elifi aradım ve sahile gelmesini söyledim. Ben sahile gittiğimde boş bir bank bulabilmiştim. Cebime katlayarak koyduğum mektubu tekrar okudum. Tekrar okudum. Sürekli okumaya devam ediyordum. Yarım saat sonra elif geldi ve neler olduğunu sordu. Herşeyi anlattım.
- lütfen ateşle ilgili bişey anlat.
- onu çok seviyordun.
- o?
-seviyordu.
- onu anlat bana lütfen elif.
- cenk kızar.
- aramızda.
- ateşle ortaokuldayken tanışıyordunuz. Liseye geçmeden önce ki yazdı. Ateş çocuk esirgeme yurdundan kaçmıştı. Cenkle çok samimilerdi. 2 ay annenler iş için yurtdışı da kalacaklardı. Cenk de ateşi sizin evde kalması için ikna etti. Sorna siz yakınlaştınız. Zaten birbirinizi sevdiğiniz çok belliydi. Hepimiz biliyorduk bunu. Siz sevgili olduğunuzu 1.5 yıl sakladınız. Sonra bizde öğrendik. Siz birbirinizi çok seviyordunuz. Sıradan bir aşk değildi yani. Zaman geçtikçe ateşin başı belaya girmişti. Alkol içiyordu sürekli. Bir kere yine çok içmiş olacakti ki sizin eve gelmişti. Senin ilk saçlarını çekmiş sorna da yanaklarını morartana kadar tokat atmıştı. Sen olayın şokundaydın. Eğer o gün fatih gelmeseydi işler daha kötüye gidebilirdi. Sen o günden sorna ateşin yüzüne bile bakmamıştın. Ama ateş sürekli senin peşinden ayrılmıyordu. Sen onu affetmeye karar verdiğin gün seni yakın arkadaşın cansu'yla aldatmıştı. Ondan sonra da bu kaza olayı oldu tabi. En son iki hafta once onunla konuştum. Tedavi gördüğünü söyledi. Cansu olayını yalanladı. Sana zarar vermesiyse uyuşturucu yüzünden oldupunu söyledi. Tedaviye başlamış dediğim gibi şimdi eskisinden daha iyi duruyor. Bir daha da senin hayatına girmicekmiş. Bi daha kimsenin onu buralarda göremeyeceğini söyledi.

Hiç bişey diyemiyordum. Donup kalmıştım.