"Geldiğin için teşekkür ederim, seni çok seviyorum!" dedi Fairly bana sevinçle ve teşekkür eden gözler ile bakarken. Gülümseyip "Seni öylece birine yar edeceğimi falan sanıyordun sanırsam, bulaşık. Görmem lazımdı zaten." dediğimde "Salak." dedi ve güldü.
Buluşacağımız kafeye girdiğimizde, buranın kafe olmadığını fark ettim.
"Cidden, burası mı?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Burası, kafeden çok parti yerine benziyordu. Evet, cidden çünkü burada parti vardı!
"Nereye geldim ben böyle?" diye mırıldandığımda Fairly kolundan tutup çekerek "Bak ora- oha!" kaşlarımı çatıp ona döndüğümde "Ne oldu?" diye sorulduğumda "Seninki değil mi o?"
Yoksa cidden söylediğim şey tutmuş muydu?
"Gel." diyerek beni sürükleyen Fairly beni sarışın, kahverengi gözlü hayvan gibi boyu olan bir çocuğun yanına götürerek "Josh, bak bu benim en iyi arkadaşım Lisha." dediğinde Josh bana gülümseyip "Selam, Fairly senden bahsetmişti." dediğinde bende aynı şekilde gülümseyerek "Selam, geçmiş olsun." dedim.
Josh kaslarını kaldırarak "Neden?" dediğinde Fairly beni cimcikleyince gülüp "Boş ver." derken Failry bana kötü bakışlar atmak ile meşguldü.
"Bende tanıştıracaktım seni Fairly ama kendisi kendini bir şeye kaptırdı. Bekleyin." diye şirince gülümsedikten sonra "Shawn! Buraya gel artık!" dediğinde kalbim hızlandı bir an.
Tahminim doğru çıkmıştı.
Shawn yaylana yaylana buraya ilerlerken beni görünce kaşlarını kaldırdı. Gülümseyip buraya yaklaşınca "Lisha?" dedi şaşkın bir ses ile. "Shawn?"
"Siz tanışıyor musunuz?" dedi Josh kaşlarını kaldırarak. "Sayılır." dedim gülümseyerek.
"Just friends diyoruz biz ona." diyen Fairly'i cimcikleme sırası bendeydi.
"Her neyse, çok tuhaf oldu bu." dedi Josh gülerek. Shawn "Sonunda güzel bir şey oldu." dediğinde, bana bakarak söylediği için gözlerimi kaçırıp tebessüm ettim.
Şuan olduğumuz durum inanılmaz tuhaf değilde neydi?
"İçecek bir şeyler ister misiniz, kızlar?" diyen Josh'a "Alkolsüz her şey olabilir." dedim omuz silkerek. "Aynısından." diyerek Fairly onayladığında Shawn "Biliyorsun." dediğinde Josh "Tamam o zaman." dedikten sonra almak üzere uzaklaştı.
Fairly Shawn'ı süzerken tekrar cimcikledim. Fairly bana döndüğünde "Bakma." dedim ağzımı oynatarak.
Çünkü neden baksın?
Fairly gözlerini devirdikten sonra Shawn bana dönüp "O mesajları atarken burada seni bulacağımı düşünmemiştim."
"Senin burada olacağına ihtimal vermemiştim." Yalan. Gelme ihtimalin var diye geldim.
"Öyle mi?"
"Öyle." Değil.
Josh elinde 4 bardak ile gelirken "Düşüyorum alın şunları." dediğinde kırmızı renkli şeyi aldığımda, ne olduğunu pek umursamadım ve açıkçası içmeyi düşünmüyordum.
Josh "Shawn, o Luna mı?" dediğinde Fairly ile aynı anda kaşlarımızı çatarak Josh'un baktığı yere baktık.
Esmer, gözleri tahminen yeşil olan bir kızdı ve daha önce hiç görmemiştim.
"O. " dedi Shawn düz bir ses ile, pek umursamıyor gibiydi.
Mutlu oldum.
"Geliyor." Josh'un dediği şey ile Shawn oflarken adının Luna olduğunu öğrendiğim kız "Shawn! Josh! Sizi burada görmeyi beklemiyordum." Dedi kız gülümseyerek. "Evet, bizde seni." dedi Josh aynı şekilde gülümseyerek. Kızın gözleri bize kaydığında "Merhaba!" dedi enerji dolu ve samimi bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNATTAINABLE/Mendes
Fanfiction"Sen, seni gerçekten ve sonsuza kadar sevecek birini görmeyecek kadar körsün." * En yüksek kısa hikayede #10 En yüksek hayran kurguda #35 (Kısa hikayeden, hayran kurgu kategorisine alındı.)