42

1.7K 124 114
                                    

"Hayır..." reddetmelerime karşı hiçbir belirti göstermeyen Shawn, beni yine de çekmeye başladı.

"Ya ama hayır! İstemiyorum diyorum, beni duymuyor musun sen?" dediğimde Shawn duraksayıp serçe parmağı ile sağ kulağını tıkayıp "Ne çok bağırıyorsun." dediğinde Kaşlarımı çattım.

"Sana ne?"

"Gel." beni çekiştirmesine karşı direnmeyi bırakıp onu takip ettim. Ne demek seni arkadaşlarımın yanına götürüyorum ya?

Sonunda arkadaşlarının önüne gelince ben etrafta göz gezdiriyordum ve bunun beni nasıl gösterdiği umrumda değildi.

İnsanlarla tanışmayı sevmiyorum!

Shawn "Carissa..." dediğinde bakışlarım ona döndü. Kaşlarını kaldırdığında göz devirip arkadaşlarına döndüm.

Aralarından sadece Camila'yı tanıyordum, ne güzel (!)

Camila beni görünce samimi bir gülümseme ile "Ay ben biliyordum! Beni hatırladın değil mi?" dediğinde ben de samimi tutmaya çalışarak gülümseyerek ona baktım. "Tabii hatırladım."

Shawn "Arkadaş çok direndi ya, neyse." dediğinde ona önce direndi dediği için kötü kötü baktım ama arkadaş dediğini fark edince bacağına tekme attım.

Shawn bana bakıp "Ne?" dediğinde cevap vermeyip önüme döndüm.

"Her neyse," dedikten sonra sırayla oturan kişileri saymaya başladı.

"Bu Cameron, yanında ki Aaron, Camila'yı zaten biliyorsun. Fazla sosyal değilim." dediğinde arkadan biri başına vurup "Neyine yetmiyoruz?" dediğinde Shawn omuz silkti.

"İnsan bir tanıtır!" dediğinde önüme geçen çocuğa baktım. "Selam yenge, ben Taylor oluyorum." dediğinde gülümsedim. Hepsini tabii ki stalklarım sayesinde tanıyordum ama bunu bilmelerine gerek yoktu.

"Tanışma faslı bittiğine göre biz gidiyoruz." dediği gibi beni çekiştirmeye -yine- başlayan Shawn'a bakıp kaşlarımı çattım.

"Çanta mıyım ben be? Çekiştirme yürüyebilirim." dediğimde ellerimizi kenetleyip çekiştirmeye başladı.

"Ok." dediğimde bana dönüp kaşlarını
kaldırdı.

"Ne var be?" dediğimde susup güldü.

"Konuşmayı mı unuttun?" dediğimde kafasını salladı.

Öküz gibi kasları olmasına rağmen durduğumda onu da durdurup gözlerimi kısıp "Derdin ne?" dediğimde dudaklarını büzüp omuz silkti.

"Sinirleniyorum." dedim ellerimi belime koyarak.

Bana 'Vaay' dermiş gibi baktığında onun dilinden konuşmam gerektiğini fark ettim.

Parmak ucumda hafifçe yükselip -İşte kısa olmanın zararlarından biri- dudaklarımı hafifçe onun dudaklarına bastırıp geri çekildiğimde o bana biran affalayıp baktıktan sonra "Bu ne içindi?" dediğinde zafer kazanmışcasına gülümseyip omuz silktim.

"Sinsi." dediğinde ise sırıtıp önden yürümeye başladım.

Arkamdan hemen yetişip -benim 3 adımım onun 1 adımına eşitti zaten- kolunu omzuma attığında şu an cidden bunları yaşadığıma inanamıyordum.

Dibine kadar huzurlu hissediyordum.

Sanki bu huzur baba fazla gelmiş gibi telefonum titrediğinde çıkarıp gelen mesajı okudum.

Bilinmeyen Numara:Tebrikler yeni çift:D

*

27 Nisan'a kadar yokum diyorum ama ilk fırsatta yb atıyorum değer bilin

Multi çoh hoş

UNATTAINABLE/Mendes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin