35

1.6K 169 45
                                    

"Sana ne?" dedim soruyu soran kişinin kim olduğuna bakmaya gerek duymadan, ama sesi tanıdıktı.

"İnsan yüzüme bakar."

"İstemiyorum."

"İstetiriz." Kaşlarımı çattım. "Gider misin?"

"Tamam." dediğinde adım seslerini duyunca şaşkınlık ile gözlerimi kırpıştırdım.

Kafamı kaldırdığımda gitmiş olduğunu gördüm.

Kim olduğunu anlamamıştım.

Cidden mi?

Şimdi bunun ile kafa yoramazdım, ayağı kalkıp Lina ve Shawn'ı yine öyle görme riskini alarak eve doğru yürümeye başladım.

Eve yaklaşmışken Shawn'ı fark ettim. Bana yaklaşıp önümde durdu.

Şuan onun kafasını koparıp çamaşır suyuna atmak istiyordum.

"Carissa, selam." dedi mesajları hatırlatmak istercesine.

"Aynısından, Raul." dedim düz bir ses ile, sesim iğrenç bir ruh halinde olduğumu belli ediyordu.

Kaşlarını çatıp yüzüme daha dikkatli baktı. "Ağladın mı sen?"

"Hayır."

Çenemden hafifçe tutup kafamı kaldırdığında "Ağlamışsın." dedi.

"Sana ne?" diyerek elini çektiğimde bir an şaşırdı.

"Sen iyi misin?"

"Değilim." dedim sessizce mırıldanarak, gözlerim istem dışı dolmuştu.

Bir erkeğin sizin duygularınıza resmen tecavüz etmesi iğrençti.

"Neden? Bana bak." deyip başımı kaldırdığında, gözlerini görünce dayanamayıp ağlamaya başladım.

Neden ağlıyordum?

"Neden ağlıyorsun, Carissa?" dedi, cevap vermedim.

Birden bana sarıldığında, ne yapacağımı şaşırdım.

Onun yüzünden ona sarılarak ağlamak neyin nesiydi?

Kollarından çıkıp "Senin yüzünden." dediğim gibi koşarak eve doğru gittim. Arkamdan "Ne demek istiyorsun?" diye bağırdı, umursamadım.

Bu durum çok boktandı.

UNATTAINABLE/Mendes Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin