Selam! mükemmel okuyucum hoş geldin. Eee tabi bende hoş geldim ! Bu benim ilk kitabım nasıl bir şey çıkacak bende merak ediyorum. Umarım çok güzel yerlere ulaşırız...Kocaman bir aile oluruz.. ♡
............
Artık durmalıydım!
Yoksa yorgunluktan ölecektim ki bu şekilde ölmek istemiyordum açıkçası.Prensip meselesi.Ne diye dağın tepesine çıkıyorsam.Kendimi boğaz köprüsünden havalı bir şekilde atabilirdim,kendimi asabilirdim veya başka bir şey.Kendi içimde kavgamı sürdürürken gerçekten istediğim yüksekliğe ulaştığımı farkettim. Yere diz çöküp yanımda getirdiğim şaraptan bir yudum aldım.Neden kendimi şarapa boğarak öldürmüyordum ki .Çok farklı trajik bir olay olurdu.Kendi kendime gülerken arkamdan bir ses irkildi,
"Bu kıyafetlerle,bu saatte,burada,bu şekilde aklı başında biri oturuyor olamazdı zaten.Deli misin ? Ne diye kendi kendine gülüyorsun?"
Hiç arkamı dönmedim.Ölmeden önce bir trajedi daha yaşamak istemiyordum.
"Evet çok akıllı olduğum söylenemez. Yalnız kalmak isteyen bir deliyim bu yüzden hemen git buradan.."
Söylediklerime tezat bir şekilde yanıma oturdu.
"Hepsini tek başına mı bitirmeyi düşünüyorsun ? Nesin sen alkolik mi ?"
Konuşmasıyla hafifçe güldüm ve ilk defa yüzüne baktım.Siyah saçları ilk dikkatimi çekti.Pek saçını tarayan birine benzemiyordu.Üzerinde umursamaz bir hava vardı.
"Birazdan burada bir cinayet işlenecek buna tanık olmak istemezsin."dedim.
Önce kendimi ve daha sonra aşağıyı işaret ettim. Bu yabancıyla daha fazla vakit harcamak istemiyordum. Umarım bir an önce giderdi..
"Kendini mi öldüreceksin ?"
"Evet ve yalnız bir şekilde bunu yapacağım.Bu yüzden bir kaç saat buradan kaybol, aşağıda takıl o zamana kadar işim bitmiş olur zaten."
"Bu cinayet değil intihara giriyor. Ayrıca bunu yapacak kadar yaşamaktan korkuyor musun ?"
Artık iyice sinirlerim bozulmaya başlamıştı.
"Evet cinayet.Çünkü ben aslında beni öldürmüyorum sadece bu bedeni öldürüp ruhumu özgür bırakıyorum. Sen ne biliyorsun ki benim hakkımda ha ? Ne biliyorsun da bu şekilde yorum yapıyorsun ? Buradan sıkıldım belki de ilk fikrim olan şu karşıdaki köprüden kendimi atmalıydım . Bu fikir sayende daha cazip gelmeye başladı."
Tam kalkacakken kolumdan tutarak geri oturmamı sağladı.Tanrım gerçekten güçlüydü. Gözlerinin kahverengi olduğunu farkettim. Parlak kahve.. O nasıl oluyorsa. Yine kendi kendime gülerken şaşırmış bir yüz ifadesiyle bana baktı ,sanırım gerçekten beni deli sanmaya başlıyordu. Nitekim kendisi de çok normal tavırlar sergiliyor değildi.O böyle yapınca fiziki açıdan benden güçlü olduğunu bildiğimden zorluk çıkarmayıp oturdum. Kaybedecek çok da bir şeyim yoktu.
"Artık canımı sıkmaya başlıyorsun. Sadece hiç beni görmemişsin gibi gitmeyi dene "
Alaydan uzak bir sırıtışla ona baktım. Gözlerini benden alıp önüne çevirdi, o an tuhaf bir şey hissettim gözlerini tekrar görmek istiyordum. Gözleri hoşuma giden ilk insan olduğunu bilse ne kadar git desem de gitmezdi sanırım.
"Burası benim mekanım. Misafirlerden hoşlanmam ama madem geldin fazlasıyla misafirperver olduğumu bilmeni isterim."
Ne demek istiyordu bu . Yüzünü inceledim sert bir mizacı vardı. Bakışlarından bir şey anlamlandırmak zordu. Benim ise sadece yüzüme bakarak ne hissettiğimi anlayabilirdiniz.
![](https://img.wattpad.com/cover/102223139-288-k359719.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
Teen FictionKendimden daha doğrusu bedenimden artık tam anlamıyla vazgeçtiğim bir geceydi.Gayeme ulaşmamı engelleyen donuk bakışlı yabancının hayata benzemeyen hayatıma aniden girmesiyle bazı kurallarım gevşedi.Özverinin ne demek olduğunu bana öğretti.Bu kadar...