Alarmımın sesiyle uyandım. Daha doğrusu alarmın müziği tam kapanmak üzereyken Yan tarafıma dönüp Miran'a baktığımda hala uyuduğunu gördüm. Demek ki onun da uykusu benim gibi derindi. Yattığımız yerden kalkıp bu sefer Hira'yı kontrol ettim. O da alarmın sesinden pek etkilenmişe benzemiyordu. Onlar uyanmadan evden çıkıp erkenden dönmek için hazırlanmaya başladım. Sıradan bir kot pantolon üzerine salaş bir tişört geçirdim. Saçlarımı da atkuyruğu yaptım. Odaya geri döndüğümde hala uyuyor olmalarına sevindim. Bu iş mevzusunu Miran'la şuan tartışmak istemiyordum. Kesinlikle bana karşı çıkacak, okulumu öne sürüp gitmememi söyleyecekti ama bilmiyordu ki ben hazıra konmaya alışık biri değilim. Hira'nın üzerideki pikeyi düzeltip Miran'a döndüm, bizim üzerimizde gece bir şey yoktu. Ben üşümemiştim ama o üşümüş olabilirdi. Miran'ın odasından onun üzerine serebileceğim bir şey aradım. Daha fazla vakit kaybetmemek için en sonunda yatağın üstündeki çarşafını alıp odaya gittim ve üzerine serdim. Eğer ben gelmeden önce uyanırlarsa diye bir postite " Dışarıdayım, biraz işim var. Geç kalmam."
İlk "Cumaya gittim gelcem." demek aklıma gelmişti ama bu fikirden vazgeçmem uzun sürmemişti. Miran'ın bana bıraktığı paraları kendime bu son diyerek alıp dışarı çıktım. Gazeteden restaurantın adresinin fotoğrafını çekmiştim. Telefondan açıp gideceğim adrese ulaşmak için taksiye bindim.
Restaurant çok şık bir yer değildi. Daha çok lüks değil de tatlıydı ve genişti. Bir garsonun yanına gidip konuşmaya başladım.
" Merhaba, ben iş ilanı için gelmiştim. Randevum vardı." garson bana döndü, gideri vardı biraz.
"Ben Tolga, umarım işe alınırsın eğlenceli birine benziyorsun." deyip göz kırptı. Böyle yapınca kendini havalı falan mı sanıyordu acaba.
" Sevgi Hanım'ın odası nerede ? " dedim ifadesiz bir şekilde. Eliyle bir koridoru gösterdi.
"Şu taraftan yürü karşına ilk çıkan kapı." daha fazla bir şey söylemeye gerek duymadan dediği tarafa doğru yürümeye başladım. Birden kolumda bir baskı hissedince arkamı döndüm.
" Adını söylemedin ?" tamam diyorum bir gün normal bir insan ol, sinirlenme ama işte böylelerinin suçu hep Allah affetsin.
" Söylemem için bir sebep var mı ?" artık şu adamdan kurtulup işime bakma istiyordum. Kolumu sertçe çektim.
" Sonuçta burada çok vakit geçireceğiz, birbirimizi tanımayalım mı ?" sözde soru cümlesini es geçip dediği tarafa doğru yürümeye başladım.
Odanın kapısını hafifçe çalıp içeri girdim.
" Hilal'di değil mi ?" kafamı onaylar biçimde salladım.
" Merhaba Hilal ben Sevgi."
"Merhaba Sevgi Hanım öncelikle size söylemek istediğim bir şey var. Ben üniversite öğrencisiyim. Yani iş saatleriyle okul saatleri uymayacaksa şimdiden konuşalım ki ben de vakit kaybetmeden başka bir iş aramaya koyulayım." dedim. Bu kadın çok samimi gelmişti gözüme. Burada çalışmayı şu gereksiz adam haricinde çok isterdim.
"Seni çok sevdim Hilal. Güvenilir, kendinden emin bir genç olarak geldin gözüme kapıdan içeri girdiğin andan beri. Burada çalışmanı çok isterim. Daha öncesinde bir iş tecrüben var mı ?"
" Evet, bunu soracağınızı bildiğim için gerekli belgeleri çıkarttım. Bunlar daha önce çalıştığım iş yerleri hakkında bilgi. Bu da nüfus cüzdanımın fotokopisi." verdiğim kağıtlara bir göz gezdirdi.
"Daha çok gençsin, ne ara bu kadar yerde çalıştın ?" bunu sorması beklediğim bir şeydi.
" Maalesef herkes şanslı doğmuyor. Böyle olanlar da kendi şansını kendisi yaratmak zorunda." kadın söylediklerimi çok dikkatli dinliyordu. Bu sefer nüfus cüzdanı fotokopisine baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
Teen FictionKendimden daha doğrusu bedenimden artık tam anlamıyla vazgeçtiğim bir geceydi.Gayeme ulaşmamı engelleyen donuk bakışlı yabancının hayata benzemeyen hayatıma aniden girmesiyle bazı kurallarım gevşedi.Özverinin ne demek olduğunu bana öğretti.Bu kadar...