8.☾

1.1K 186 45
                                    




Koltukta oturmaktan uyuşan ayaklarımı sallayarak  ayağa kalktım.  Mutfağa gidip soğuk bir su içtim. Niye bilmiyorum ama aklım Miran'daydı. Ne zaman Miran'ı bu kadar önemser olmuştum ki ? Bir gün onunla birlikte olmayınca saçmalıklarını dinlemeyi özlemiştim.

Mesaj sesiyle elimi cebime attım. Eğer bankadan falan değilse bana tek mesaj atabilecek insan Miran'dı.

Gönderen:Miran

Nikaha gidicez geldiğimde hazır ol !

Miran Bey ne isterse o zaten. İnsan fikrimi sorar, belki gelmek istemiyorum. Tamam evde fazlasıyla sıkılmış olabilirim ama bu ne emrivaki ya? Telefonun kapama tuşuna basarak kanepenin üzerine savurdum. Miran'ın gelince çıldırmaması için hazır olmam gerekiyordu. Acaba kimin nikahıydı ? Beynimde dizilen soruları bir kenara atıp merdivenden yukarı çıktım. Derin bir nefes aldıktan sonra banyoya girdim. Yüzüme soğuk suyu çarparak serinledim.

Elbisemi giydikten sonra, sadece maşayla biraz şekil vererek saçlarımı hazır hale getirdim. Elbisem siyah olduğu için koyu renk bir makyaj yaptım. Topuklu ayakkabılarımı giydikten sonra nikaha hazırdım. Tuvaletin çıkışındaki boy aynasına bakarak hazır olduğumdan emin oldum. Merdivenlerden aşağıya dikkatli bir şekilde indikten sonra  derin bir nefes alıp kendimi koltuğa attım. Enseme çarpan nefesle aniden arkamı döndüm.

" Selam ben geldim! " diyen Mirana göz ucuyla baktım.

" Niye sinsi gibi giriyorsun zile falan bassana! "

Vücudumu süzerek " Güzel olmuşsun ama o elbiseyle gelemezsin "

" Sebep? " dedim kafamı sallayarak

" Fazla kısa "  elbise mini falan değildi ama vücudumu sarıyordu sanırım Miran Beyi rahatsız eden buydu.

"Eğer bu elbiseyle gelmeyeceksem gelmiyorum ben de ni-ka-ha falan." onu sinirlendirmek için üstüne basarak alaycı bir tonda konuştum. Kıyafetime karışılmasına alışkın olmadığım gibi nefret de etmiştim ve asla altta kalamazdım.

Aramızda geçen sözsüz tartışma onun konuşmasıyla son buldu. "Yanımdan ayrılmayacaksın."

Başımı sallamakla yetindim.

Arabaya bindikten sonra da pek konuşmadık, anlaşmalı olarak sessizliği dinledik. Miran görünüşe göre yeni bir araba almıştı.

Uzun bir yolun ardından lüks bir düğün salonunun önünde durduk. Arabadan aynı anda indik ki Miran beklemediğim bir şekilde elimi tuttu. Beraber yavaş adımlarla içeri girdik. Düğün kiminse baya para yatırmışa benziyordu. Herkes -özellikle kızlar- anlamadığım bir şekilde dikkatini bana vermiş bana bakıyordu. Bakma sebeplerini anladığımdan yarım ağız gülüyordum. Miran ise her zamanki donuk bakışlarıyla etrafa bakınıyordu. Tanıdığım kimse olmadığı için ortama alışamamıştım. Klasik bir düğündü ama kızlar fazla abartılıydı hepsinde kıçında biten dar etekler, erkeklerin dibinden ayrılmayan yılışık kızlar, kıkırdamalar, kendimi zor tutuyordum. Önümüzde duran sarışın kız Miran'a bakıp bakıp sırıtıyordu Miran'da kendine iyi film bulmuş onu dikizliyordu.

" Madem böyle yapacaktın beni niye getirirsin ki yanında. Gerizekalı ya. Sen de ne baktın yüzü eskidi artık. Asıl suç bende ki ben yarın okula, işine gücüne gidecek insanım ne diye senin peşine takılıyorsam......" söylenmelerim bu seyirde devam ederken

"Bir şey mi dedin Dolunay ?" diyen Miran şükür ki yüzünü bana çevirdi.

"Mısır neden almadık gelirken diyorum!" dedim alayla karışık öfkeyle

"Mısırı ne yapacağız ? Her şey var işte, ye iç istediğini." adama bak ya. İyice şartellerim atmıştı. Tam ağzıma geleni söylemek için ağzımı açmıştım ki yanımıza bir adam geldi.

DolunayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin