İlk kitabımız olduğu için hatalarımız varsa şimdiden özür dileriz. Daha yeni olduğu için yavaş yavaş ilerliyoruz. Bundan sonraki bölümler okul dolayısıyla geç gelebilir.
Multimedya: Asel ve Bargu
Takip etmek isterseniz kitabımızın instagram adresi: ihanetin_ardindan
Keyifli okumalar...
Asel'den:
Yine aynı kâbusun içindeydim.2 sene önce yaşadığım olaydan sonra en az ayda 1 kere bu lanet kâbuslar peşimi bırakmıyordu. Bana iğrenç bir gülümsemeyle yaklaşan o adamın yüzünü asla unutamıyordum. Beni zorla kendine çekişi ve öpmeye çalışması... Ne kadar karşı çıkmaya çalışsam da ona engel olamayışım ellerinin vücudumda dolanması zorla üzerimdeki tişörtümü çıkarması o anları unutmanın bir yolu olsa keşke ama ne aklım ne peşimi bırakmayan lanet kâbuslar ne de vücudumda ki izler o anları unutmamı kolaylaştırmıyordu. Yine bir kâbustan hıçkırıklarla uyanmıştım ev arkadaşım Azra hemen koşarak odama gelip bana sarıldı. Saçlarımı şefkatle okşayarak beni rahatlatmaya çalıştı. Azra benim için kardeşten öteydi. Babam ben küçükken ölmüştü. Annemde başka bir adamla evlenmişti. Annem o adam ve ben ilk başlarda bir aile gibiydik. Ama annem öldükten sonra her şey değişmişti 2 yıl önceydi annem ölmüştü ben daha 15 yaşındaydım. O adamla aynı evde yalnız kalmıştım. Sonra o adam bütün hayatımı mahvetti. O gün bana saldırdı elleri vücuduma dokundu üzerimdekileri çıkardı. Beni zorla öpmeye çalıştı beni öpmesine izin vermedim. Bu o sarhoş pisliği daha da sinirlendirdi o sinirle tokat attı bana, çıplak bedenimi bıraktı ve anında yere yığıldım hıçkırıklarla ağlıyordum ellerimle göğsümü kapattım kaçmaya çalışmayı düşündüm ama vücudum zangır zangır titriyordu ayağa kalksam yere tekrar yığılacağıma emindim kaçamadım o yüzden. Karşıma geçti beni izleyerek sigara içmeye başladı sigaranın yarısını içip yanıma yaklaştı deli gibi korkuyordum sigara hala elindeydi ve sigarayı benim kolumda söndürdü o zaman yaşadığım acıları hala vücudumda olmasa da ruhumda hissediyorum. Üzerimde tam 8 sigara söndürdü bacaklarımda kollarımda ve göğsümün üzerinde izleri duruyor hala. Daha sonra 8.sigarayı vücudumda söndürdükten tekrar yeni bir sigara yakmadı ilk başta eziyetin bittiğini düşünmüştüm ama daha sonra yüzündeki iğrenç gülümsemeyle kanımı donduracak kadar iğrenç ve korkunç o cümleyi söyledi:
"Artık tadına bakmanın zamanı geldi canım kızım." Korkudan deli gibi titriyordum bana sahip olmasını bile düşünmek aklımı kaçırmama sebep olacak gibiydi. Üzerime eğildi boynuma gömüldü engel olmalıydım ona bir şekilde, daha sonra biraz uzağımdaki vazoyu gördüm, vazoyu aldım ve kafasına indirdim, sersemledi ve kafasının acısıyla üzerimden birden kalktı ve kapıya doğru yürüdü sanırım benimle şimdilik uğraşmaktan vazgeçmişti. Kapıdan çıkmadan dönüp baktı ve "Bu burada bitmedi daha küçüğüm." Diyip kapıyı çarpıp çıktı.
Her hatırladığımda yüreğimi sızlatan o anılardan Azra'nın Asel diye seslenmesiyle sıyrıldım.
"Canım iyi misin? İstersen Demir'i arayabilirim."
"Gerek yok Azra hadi kahvaltı edelim birazdan daha iyi olurum."
"Tamam güzelim. Sende anca yiyon kız kilo alınca gelip "Azrağğğğ göbeğimde yağ tabakaları oluştu, popom kocaman oldu" deme." Dedikleriyle kahkaha atmaya başladım. Bu kız benim moral kaynağım o benim her şeyim. Benim kahkahama dayanamayıp o da gülmeye başladı. Gülerek mutfağa girip kahvaltımızı yaptıktan sonra odamıza okul için giyinmeye çıktık sonra zil sesiyle aşağıya indik gelen kesin Cem'di. Çünkü Cem Azra ve ben aynı sınıftaydık ve çok yakındık. Cem her sabah bizi alırdı ve okula üçümüz beraber yürüyerek giderdik okula genelde biraz erken giderdik ve erken çıkardık nedeni öğretmenlerinde bildiği dokunma fobim. 2 yıl önce olan o olaydan sonra hiçbir erkeğin bana dokunmasına katlanamazdım. Zaten sadece 2 erkeğe güveniyorum Cem ve kuzenim Demir. En zor zamanlarımda yanımda olmuştu Demir benim iyileşmemi sağlamıştı ve bana dokunabilen tek erkekti. Azra ve Cem ile tanışmamı sağlamıştı. Aslında hayatımda ki güzel şeyleri ona borçluydum. O benim için bir kuzenden hatta öz abiden bile daha fazlasıydı. Cem ve Azra'yla gülüşe gülüşe okulun girişine girdik. Kapının önünde bizim sınıfta ki Ece'yi gördük yakışıklı bir çocukla sarılıyordu. Bu çocuğu tanıyorum Ece'nin sevgilisi sabahları Ece'yi bırakır çıkışta da onu almak için kapıda beklerdi biz kalabalıkta bana bir erkeğin değme olasılığından dolayı biraz erken çıktığımız için çocuk kapıda Ece'yi beklerken görürdük onu. Bi gün nöbetçi olduğumda da yanıma oturmuş ve saat kaçta zil çalacağını sormuştu Ece'yi görmeye gelmişti sanırım. Yanıma tanımadığım bir erkek oturduğu için kendimi sakinleştirip okuduğum kitaba vermeye çalışmıştım daha sonra zil çaldığında rahatlamıştım. Ve aynı gün tenefüste tek başıma bankta oturuyordum Azra ve Cem kantine gitmişti ve o kalabalığa ben giremeyeceğim için bankta oturuyordum. Sonra o çocuk geldi ve yanıma oturdu. Daha sonra birden omzuma dokundu bana dokunduğu gibi ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı gözlerim doldu hemen koşarak okuldan çıktım ellerim titriyordu derin derin nefes aldım krize girmemek için kendimi sakinleştirdim ve o çocukla Ece okuldan çıkınca okula girdim. O çocuk gerçekten dikkat çekecek bir yakışıklılığa sahipti adını bile bilmediğim bu çocuğun dikkatimi çekmediğini söylesem yalan söylemiş olurum. O çocuğun Ece'yi çok sevdiği her halinden belli ama aklıma takılan şey Ece ve Kaya ile aynı sınıftayız ve Ece ile Kaya fazla samimi sanki sevgili gibiler. Ben o adını bile bilmediğim çocukla ilgili derin düşünceler içindeyken canım arkadaşlarımın gözümün önünde ellerini sallayıp "Dünyadan Asel'e" diye dalga geçmeleriyle kendime geldim ve okula girdik dersler aynı rutin halinde geçti ve çıkış saatinden biraz önce okuldan çıktık Cem bizi bıraktı ve Azra'yla evde pinekledik ders çalıştık, ödevlerimizi yaptık 2 günümüzde böyle rutin geçti. Ama 3.gün okuldan sonra Cem bizi eve bıraktı ve Azra'yla yemek yedikten sonra kendi odalarımıza çekildik odamda biraz durduktan sonra kalbimde bir baskı hissettim sanki nefesim daralıyormuş gibi oldu. Temiz hava almak istediğimi fark ettim. Kısa kollu tişörtümden kolumda ki sigara izi belli oluyordu bu izler yüzünden yarım kolludan daha kısa tişörtler ve kısa şort, etek, elbise giyemiyordum. Kısa kollu tişörtümün altına dar paça üzerine de deri ceketimi geçirdim telefon kulaklık anahtarlar her şey tamam şimdi çıkabilirim Azra'ya haber vermeyi unutmadan onun odasına doğru yürüdüm Azra'ya haber vermeden gidersem bütün İstanbul'u ayağa kaldırır beni bulunca da önce sarılır sonra bacaklarımı kırardı vallahi acımaz yapardı. Azra'ya da haber verdikten sonra sahilde yürüyüp derin derin oksijeni içime çektim ta ki Ece ile Kaya'nın öpüştüğünü görene kadar ben şok içinde onlara bakarken o çocuk onların yanına geldi Kaya'ya yumruk attı Ece'ye bir şeyler söyledi ne olduğunu duyamıyordum. Ama ağladığını görüyordum. Ece'yi sevdiği belliydi. İhaneti hak etmemişti. Berbat gözüküyordu ağlayarak oradan ayrıldı nedensizce peşinden gittim onu ağlarken gördüğümde içim acımıştı ve içimden bir ses peşinden gitmemi söylüyordu bende o sesi dinledim. Onu takip ettim ve bir şirketin çatı katındaydık onu takip ettiğimi bile fark etmemişti intihar edecekti yoksa ne işi vardı çatıda? Canı bu kadar çok mu yanıyordu? Bu acıya dayanamayacağını düşündüğü için ölmek istiyordu. Ama bilmediği bişey var insanlar dayanamam dediği ne acılara dayanıyor, unutamam dediği ne insanları unutuyor, ölmemeli bu yüzden daha hayatın güzelliklerini görmeden ölmemeli. Çatıda bağıra bağıra ağladı "Neden ben? Ben sevmekten başka hiç bişey yapmadım." Diye haykırdı haklıydı. Çatının ucuna doğru yaklaştı haklıydı ama ölmemeliydi nasıl durdurucam onu? Çatının iyice ucuna yaklaştı bende o an gelen hisle ona doğru koştum rüzgardan savrulan tişörtünü çekecektim ve o çatıdan uzaklaşıp geriye gelecekti ona dokunmadan bu işi halledecektim sonra doğaçlama bir şeyler yapar, ona hayatın güzelliklerini beklemesini söylerdim. Ama hesaba katmadığım bir şey vardı: onun ağırlığı ve yer çekimi kanunu
Düşündüğüm gibi onu tişörtünden çektim ama ağırlığından dolayı dengemi kaybedip sırt üstü yere düştüm oda benim üzerime düştü. Üstümdeydi bana dokunuyordu. Başımı düşerken yere çarpmıştım çarpmanın etkisiyle başım döndü. Benim üzerimdeydi ellerimden başlayarak bütün vücudum titremeye başladı kriz geçirmem an meselesiydi. Titrek nefesler alıyordum gözüm kararıyordu çığlık atmak onu üzerimden itmek istiyordum ama yapamadım. Bana "Neden beni kurtardın?" dedi cevap veremedim daha sonra bana yaklaşmaya başladı ve birden dudaklarını dudaklarıma bastırdı... Krize girmeye hazır vücudum kendini bıraktı ve gerisi kapkaranlık bir boşluktan ibaretdi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHANETİN ARDINDAN
ChickLitİhanetin acısını tatmış bir kalp aşk ile tekrar atabilir miydi? Kusursuzun aşkını yaşayan kalp kusura aşık olabilir miydi? Sevgilisinin kusursuzluğuna aşık olan bir adam. İhaneti kaldırabilir miydi? Kaldıramadı... Kusurların kusursuzlaştığı bir a...