Multimedya: Müzik
NOT
Arkadaşlar 2. Bölümde Müzik ve Uzay'ın arasında 10 yaş var demiştim ama onu unutun. Müzik ve Uzay'ın arasında 3 yaş var.Sabah anlımda hissttiğim sıcaklıkla gözlerimi açtım. "Günaydın asim."dedi Şansal o güzel ve yumşak sesiyle. "Günaydın demeyi çok isterdim ama uyumaya devam edicem."dedim popomu ona dönerek. "Hadi ama mızmız kalk."dedi bıkkın bir sesle elini belime koyup beni döndürmeye çalışarak. "Ya haaaayırrr."dedim mızıkçı küçük bir çocuk gibi. "Bak kalktın kalktın uyarıyorum senii."dedi azarlar gibi. "Napcan sokağa mı atcan?"dedim sinir bozucu bir sesle. "Off bebeğim bunu yapmak istemezdim ama beni zorladın."dedi önce sert sonra yumuşak çıkan sesiyle ve üstümde öldürücü bir ağırlık hissettim. Ensemde huylanmama sebep olan parmaklara lanet okudum. "Ya-yapma tamam kaa-kalktım yapmaaaaa."dedim yalvarırcasına. Ensemdeki eller çekildi ve beni düzgünce yatırdı. O üzerimdeki ağırlığını hafifletince bunu fırsat bilerek onu yatağın soluna itip ben üstüne çıktım ve karnını gıdıklamaya başladım. "Sen mi büyüksün ben mi Şansal Bey?"dedim onu gülme krizine sokarken. "Ta-tabi ki de be-ben büyüğüm."dedi kah kahalarının arasından. "Öyle miii?"dedim onu gıdıklamaya devam ederken. "E-evet."dedi hâlâ gülerken. Ben onu daha hızlı gıdıklayınca kah kahaları odayı doldurdu. Onun gülmesi çok güzel bir şeydi. O gülsün diye her şeyi yapardım. O da benim gibi bir çocukluk geçirmişti. Babası borçları yüzünden intihar etti. O yaşta kardeşi ve annesine sahip çıkması gerekti. O da benim gibi erken olgunlaşmıştı. 10 yaşında çalıştı. Hem annesi hem o çalıştı. Çalışırken okumaya da dsvam etti ama özel okulda değil devlet okulundaydı. Bazı hocaları okul masraflarında yardım ediyordu ona. Sülalesinde ki herkes sırt çevirdi onlara. Şansal ve annesi çalışarak hem kardeşini okuttular hem de kalan borçları ödediler. Uzun bir süre sonra Almanyada olan amcası haber aldo ve amcasının yardımıyla toparlandılar. Şuan annesinin bir şirketi var ve zengin. Ama Şansal annesinin parasını fazla harcamıyor ve biriktirmeye çalışıyor. Ben bunları düşünürken Şansal beni yine altına aldı. Nefes nefese kalmıştı yakışıklım benim. "Şimdi son kez soruyorum kim en büyüm bakalım"dedi nefesini suratıma üfleyerek. "Tabi ki de ben."dedim bilmiş bir şekilde. Konuşruktan sonra dudağımda onun dudağını hissettim. Bu sefer sert öpüyordu. Sanki 'kimmiş bakalım en büyük'der gibi bir hali vardı. Eğer karşılık verirsem onun kazanıcağını bildiğim için sadece durdum. O daha sert öpmeye başladığında kendimi kaybetmeye başladım. Ben hâlâ ısrar ederken o diliyle dudağımı okşamaya başladı. Buna dayanmam geekeriğini düşünüp ağzımı araladım ve dilini serrçe ısırdım. O acıyla bağırırken ben gülmeye başladım. "Noldu bebeğim?"dedim masum ama bir o kadarda gıcık edici bir sesle. "Kadının gücü her şekilde işler."dedim kah kaha atarken. O hâlâ inliyo ve dilini dışarı çıkarmış bakmaya çalışıyordu. Ben ona gülerken kapı patırtıyla açıldı ve içeri bizimkiler girdi. Önde Aral vardı. "Noluyo len burda yetti gari tepişmeleriniz."dedi Aral dizlerine eğilip nefes almaya çalışırken. Şansal hâlâ inleyip dilini tutuyordu. Aral Şansal'ın yanına gidip "Noldu yine abi?"dedi. Ha ben size söylemedim Şansal'ın kardeşi Aral. Şansal dili dışarıda bir şekilde "Dilimi ısırdı manyak."dedi bana bakıp sinirlice bakarak. Ben hâlâ sadist gibi gülerken Aral "Oha amq senin dilin ne arıyodu onun ağzında."dedi. Şansal "Sonra anlatçam şimdi gidin işim var."dedi onları kışkışlarken. Ben de yataktan kalktım ve kapıya doğru yürüdüm. Tam kapıdan çıkacaklen Şansal beni belimden tuttu ve kaldırdı. Beni sırtına alırken kapının kilit sesini duydum. Manyak bizimkiler odaya giremesin diye kapıyı kilitlemişti. Ben ayağımla göğüs ve karın kısmına vurup bağırırken bu sefer o gülmeye başladı. Beni yatağa atıp yanma yattı. Ben korkarken o kolunu karnıma sardı ve beni kendine çekti. Ben hâlâ korkup titrerken "Dilim iyileşinceye kadar öpüşmek yok hanımefendi."dedi bana üzülmüş gibi bakarken. "Ya alt üstü bir ısırık yoktur onun bir şeyi çkkar bakim dilini."dedim hızlıca konuşarak. O dilini çıkarırken ben meraklıca baktım. Dilini çıkardığında şaşkınca baka kaldım. Çocuğun dili resmen kanıyodu. Ben bu kadar sert ısırmamıştım ama yaa. İçimden kendime lanetler okurken Şansal "Ne kadar süre cezalısın küçük hanım?"dedi merakla. "Bayaaaaaa bir süre cezalı gibiyim."dedim diline odaklanarak. "Tamam hadi sorun değil aşağıya inelim açım."dedi karnını okşarken. "Lan salak beni bile karnını okşadığın gibi okşamadın daha şuna bak hele."dedim sinirle ve yataktan kalkıp koşarak kapıya gittim ve kilidi açtım. Şansal beni yakalamasın diye merdivenleri hızlıca inerek bahçeye girdim. Ben sandalyeme otururken Şansal nefes nefese bahçeye girdi ve bizimkilerin dikkatini çekti. "Noldu kanki?"dedi Deniz Şansal'a bakarak. "Yok bir şey içeri kızıl bir kedi girmişte onu kovaladım ama yakalayamadım."dedi. Sanırım sinirlendirmiştim onu. Olsun o beni sinirlendiriyor da hiç düşünüyo mu? Ben bunları düşünürken Şansal karşıma oturup bana sertçe bakmaya başladı. Cidden bayaaa sinirlendirmişim. Ama şansal bu kadar sinirlenmezdi ki böyle saçma bir şeye. Fazla kafama takmayıp ekmek sepetinden bir dilim ekmek aldım ve çıtır olan kenarlarını kemirmeye başladım. Yemek konusunda en sevdiğim şey buydu. Ben ekmeğin kenarlarını kemirirken Şansal ağzına limon sıkılmış domates götürüyordu. Elindekini fark edince tam ağzına atacakken eline vurdumve çatalı tabağa çarpıp masaya devrildi. Herkes bana şaşırmış maymun gibi bakarken Şansal "Napıyon kızım sen manyak mısın yaa?"dedi suratı sinirden kızarırken. "Salak seni düşündüm de yaptım herhalde."dedim atarlanıp. "Şu saatten sonra seni düşüneni si... Şimdi açtırcanız ağzımı."dedim sinirle. Şansal yerdeki çatalı alıp mutfağa gitmek için kalktığında bende onun arkasından kalkıp "Afiyet olsun arkadaşlar. Tadınızı kaçırdıysam üzgünüm."dedim ve cevap vermelerine izin vermeden bahçeden çıktım. Şansal mutfağın kapısından girerken bende merdivenlerden çıkıp minik kütüphaneneme girdim. Kütüphanenin 1. Baskılar ve en sevdiğim kitaplar bölümünde elimi sürtüp geçerek okumadığım kitaplar bölümüne geldim. Alıp ama okuyamadığım bir şiir kitabını elime alıp sayfalarını çevirerek kokladım. Elimdekş şiir kitabıyla birlikte odanın köşe kısmındaki oturma yerine gittim. Elimdeki şiir kitabının sayfasını açtığımda dikkatimi arka tarflardaki bir zarf çekti. Sayfayı hemen çevirip zarfın olduğu yeri açtım ve zarfı elime aldım. Kitabı kapatıp zarfın dışını incelemeye başladım. Üstünde herhangi bir yazı olmayınca zarfı açtım. İçinde 4'e katlanmış bir kağıt ve resim vardı. Kağıt dahaçok dikkatimi çektiği için elime aldım ve okumaya başladım.
"Sevgili kızım ve oğlum;
Öncelikle sizden çok özür diliyorum. Sizi ne kadar sevsem de kardeşnizi sevemediğim için sizden özür diliyorum. Sizi terk edip gittiğim için özür diliyorum. Size yaptığım ve yaşattığım her şey için özür diliyorum. Kardeşinizi sizden alıp benimle birlikte gelmesini sağladığım için çok özür diliyorum. İntihar ettim çünkü annenizin yokluğuna dayanamadım. Kardeşinizi öldürmeye çalışıp öldüğünü bilmenizi sağladım çünkü o benden ve sizden annenizi almıştı. Siz onu sevdikçe ben kendimi annenize ihanet ediyormuş gibi hissettim. Sizi yanlız bıraktığım için üzgünüm. Siz bunları yaşamayı hiç hak etmediniz ama...üzgünüm. sen kızım; kardeşine o kadar bağlıydın ki çekemedim sizi. Abin ve sen onu çok seviyodunuz ama o bir katildi benim gözümde. İntihar ettiğim gün yani bunu yazdığım gün şunu bil ki kardeşiniz ölmedi.
Sizi seviyorum her zamanda sevicem.
İlhan Zade "
Göz yaşları ve hıçkırıklar içinde şaşkınca mektubu tekrar tekrar okudum. İdrak ettiğim şeylerle ani bir şekilde delice çığlık çığlığa ağlamaya başladım. Krizim uzun süre sonra kendini tekrar göstermeye başladı ve kotuğun köşesinde bacaklarımı göğüslerime doğru çekip hem bağırıyo hem ağlıyo hem de fısıldayarak ağlıyodum. Bir süre sonra kapı sertçe açıldı ve koşan kişilerin ayak sesleri duyuldu. Birileri adımı seslenirken bir çığlık daha attım ve elimdeki kağıt yere düştü. Sonrası karanlık...Selam arkadaşlar yeni bir bölümün daha sonuna geldik. Bu bölüm biraz karışık oldu. Gizemli oldu ama böyle olmayıncada okunmuyor biliyorsunuz. Sizi seviyorum okurlarım. Yeni bir bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 SONSUZ
RandomBu 4 yakın arkadaşın hikayesi. Aslına bakarsanız biz 4 yandaş, 4 dost, 4 sırdaş en önemlisi 4 kardeşiz. Hani böyle kankaların bir grubu olur ya biz onlar gibi değiliz. Aslında biraz ego yapmış gibi olucam ama biz onlar gibi değilde onlar biz gibi ol...