Multimedya:Uzay
Kalktığımda hava kararmıştı. Yanımda ki saate baktığımda 20.30'u gösteriyodu. Yataktan kalkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp aynaya baktım. Göz altlarım mor ve göz içlerim kızarmıştı. Suratımı kurulayıp şaçımı dağınık bir topuz yaptım. Banyodan çıkıp aşağı mutfağa indim. Dolaptan su şişesini alıp kafama diktim. Dolabı kapatıp oturma odasına gittim. Bizimkiler oğlanlarla oturmuş muhabbet ediyorlardı. Hepsinin elinde telefon ne muhabbet ama dimi. Etrafa daha dikkatli bakınca Şansal'ın olmadığını fark ettim. Beni bıraktıktan sonra ortalıkta gözükmemişti. "Gençler Şansal nerde?"dedim bizimkilerin yanına giderek. "Gelmicekmiş kendini iyi hissetmiyormuş. Yarın sabah yeni okulda görüşürüz ne de olsa dedi." Deniz umursamaz bir şekilde. Kafamı salladım ve gençler ben odamdayım biraz oturur sonra yatarım. Siz de yatın yarın yeni okula merhabamız var."dedim göz kırpıp sinsice gülerek. "Sen öyle diyosan patron yenge."dedi Aral gülerek. O yenge diyince suratım düştü ama yine de belli etmeden gülmeye çalıştım. El sallayıp oturma odasından çıkıp merdivenlere gittim. Merdivenlerin sonuna geldim ve bir süre duraksadım. Düşündükten sonra uzun süredir dans etmediğimi fark ettim ve dans odasına girdim. Hoparlörlerin yanına gidip bilgisayarı açtım ve en sevdiğim yabancı şarkılardan biri olan Taylor Swift 22'yu açtım. Müzik başlayınca dans etmeye başladım. 1-2 saat kadar dans ettikten sonra kan ter içinde müziği kapattım ve odadan çıktım. Kendi odama girip hemen üstümdekileri çıkardım ve tekrar duşa girdim. Ne kadar üşensemde bu leş gibi kokuyla asla yatamazdım. Hemen duşumu alıp çıktım ve kurulanıp yatağıma gittim. Bugün zor bir gündü ama önemli olan yarındı. İlk okul günü acaba nasıl olacaktı? Tanıdığımız kişiler olacak mıydı? Kimler aynı sınıflarda olacaktı? Hocalar nasıl olacaktı? İlk düşmanlarımı bulacak mıyım? Kafamda deli sorularla kafamı yastığa koydum ve uyumaya çalıştım. Sabah kızların bağırış sesleri ile uyandım. "Kızım kalkmıyo bu salak?"dedi Dolunay birisine sorarcasına. "Ya kızım küfür etmesene Müzikten başkası küfür edemez bizim tayfadan."dedi Çığıl cırlayarak. "Ya onun ne ayrıcalığı var bee?"dedi bu sefer Dolunay bağırarak. "Amınıza koyim ya sabah sabah millet öpücükle uyanır ben iki yellozun kavgasıyla uyanıyorum. Allah'ım sen kurtar beni Yarabbim. Aaaamiin."diye bağırıp kapattım konuşmamı. "Kızlar çok çene yapmayında hazırlanalım artık." dedi Derin arkadan. "Off aynen çıkın odamdan da hazırlanayım."dedim kızlara bakıp puflayarak. "Ay şunun triplere bak yaa artist sanıyo kendini galiba?"dedi Dolunay sorarcasına. "Oooooofffffff"diye gırltlağımdan çıkardığım bir sesle böğürdüm. Yataktan kalkıp banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Zaten Şansalla sorunluyduk bide bunlar üstüme gelince delirdim. Aslında atışmaları hoşuma gidiyo ama şuan bu geçerli değil. Odama gidip elime ne geçtiyse çıkardım. Üstümdekileri çıkarıp giyecekken kapı açıldı ve kızlar içeri girdi. "Kanka ne giycen?"de Derin merakla bana bakarak. Diğerleride aynı şekilde bakıyolardı. Kafamla yatağın üstündeki kıyafetleri gösterdim. Onlarla birlikte bende bakınca siyah bir pantolon ve uzun beyaz bir tişört aldığımı gördüm. "Kızım sen salak mısın yaa. İlk günden okulun eziği mi olmaya karar verdin?"dedi Derin resmen çığlık atarak. "Kızım ne bağırıyon yaa. Hem üstelik neyi var bu kıyafetlerin?"dedim kılağımı tıkayıp konuşarak. "Off kızım insan elbise giyer, sexy şeyler giyer bu ne?"dedi Derin sinirle bana bakarak. "Canım benim bir sevgilim var ve katl olmasını iste..."diyip durdum. Kafama dank eden şeyle seslice güldüm ve dolaba gidip kısa siyah bir tişört,siyah hafif kloş ve kısa bir etek aldım. Bir tane de siyah deri mont alıp üstüme geçirmeye başladım. Kızların bama dik dik baktığını görünce "Ne var yineee!"dedim sitem edercesine. "Yok bir şey sadece afet gibi oldun. Sen niye normalde. Böyle giyinmiyosun ki?"dedi Çığıl ağzı açık bir şekilde. "Kızlar siz bana diyosunuz ama siz daha afetsiniz bugün oğlanlar için biraz zorlu geçicek anlaşılan."dedim kızlara bakıp sırıtarak. Onlarda bana bakıp gülüyolardı. Banyoya gidip eyeliner çekip, bordo rujumu sürdüm ve dudağımın sağ köşesindeki piercingim ve sağ kaşımın üstündeki pierciingimi taktım. Sırtıma düz siyah deri bir çanta alıp içine telefonumu, bir kaç defterimi, kalemlerimi ve makyaj nalzemelerimi koyup aşağı indim. Kızlar kapının orda ayakkabılarını giyerken ben de anahtarlıktan uzun süredir kullanmadığım lüks arabamın anahtarlarını aldım. Ayakkabılıktan siyah sivri topuklu bot olan ayakkabımı aldım. Ayakkabılarımı giyip beni bekleyen kızların yanına gidip "Kızlar garaja. Bugün yeni okulumuza yeni havamızla giricez."dedim 'havamızla' kelimesini ikoncanlar gibi söyleyerek. Kızlar arkadan gülüşerek gelirken ben önden garaja gelmiş ve arabamın yanına giyordum. Arabanın markadı ne mi? Tabi ki de Porsche aslında ferrari de var ama onu abim kullanıyor. Ben bu bekle mutluyum. Arabanın kapısını açarak ön koltuğa bindim. Bu araba özel yapımlardan biriydi. Bayadır bendeydi. Hatta annemler kullanıyodu arada bir. Kızlarda arabaya yerleşince Dolunay "Kızlar bizimkileri aramadık, durun ben haber vereyim de onlar direk geçsin okula."dedi. Kafamı sallayarak gaza basıp sesler çıkarmaya başladım. Kızlar kah kaha atınca artık onların korkması gerektiğini düşünerek ana caddeye soğru yola cıktım. Caddenin oraya gelince aniden gaza bastım ve kızlar aynı anda çığlık attılar. Gazı kökleyip yeni okula doğru yola çıktım. Caddelerde biraz dolaşıp okulun oraya doğru geldik. "Kızlar okulun içinde park yeri var dimi?"dedim kızlara bakarak. "Evet kanka. Bu arada bizimkiler gelmiş ve bizim şuan neyle geldiğimizi bilmiyolar. Yani Müzikciğim bizim oğlanları bul ve onların yanına park et."dedi Dolunay bütük bir zevkle gülersk. Okulun giriş kapısına yaklaşıp gazı kökledim ve kızların park yeri olarak gösterdijleri yere girdim. Zaten bizimkileri hemen görmüştüm. Yanlarına doğru hızla ve büyük bir gürültüyle yaklaşıp iki kişilik yerin bir kişilik kısmına rahatlıkla girdim. Nerdeyse bütün okula girenler okuldakiler yani kıacası herkes bize bakıyodu. Bizimkiler hep bir ağızdan ıslık çalarken "Kızlar görevimiz başladı."dedim ve giülerek kapıyı açtım. Önce bacağımı dışarı atım cesonra ağır hareketlerle dışarı çıktım. Aral bacak kısmımı görünce zaten ıslık çalmaya başlamıştı bile. Arbadan inip güneş gözlüğümü çıkardım ve saçlarımı savurdum. Bizimkiler beni görünce çeneleri yere değinceye kadar ağızlarını açtılar. Kızlarda yanıma gelince güneş gözlüğmü taktım ve o güzel topuklu ayakkabılarımın çıkardığı sesle yürümeye başladım. Kızlar arkamdan gelirken erkeklerden iyice uzaklaştığımızı düşünüp gülmeye başladım. Kızlarda benle birlikte güldüler ve ellerimizle çakıştık. Okulun kapısına gelince ben önde Dolunay arka sağımda, Çığıl arka solumda ve Derin tam arkamda okula girdik. Okul benim topuklu ayakkabı sesimle yankılandı desem yalan olur çünkü ortam çok kalabalıktı. Şuan ne kadar kendimi ikoncan gibi hissetsemde sonuç olarak yarın bu durum değişecekti. Kızkarla bizim geçtiğimiz yerlerdeki bir kaç kız ve erkek bize dönüp bakıyolardı. Biz umursamayıp müdürün odasını bulmaya çalışırken yakışıklı bir çocuk gördüm ve yanına gidip "Pardon bakar mısın?"dedim çocuk arkasına dönüp bana baktı. Sanırım beni fazla güzel bulmamış olacak ki önemsemden "Buyrun?"dedi tek kaşını kaldırıp. "Müdürün odası nerde biliyo musun?"dedim yiine o kaba konuşmamla. Çocuk ilk başta kaba oluşuma şaşırsa da sonradan yolu tarif etti. "Teşekkür ederim."diyip çocuğun omzuna dokunup hafifçe sıktım ve müdürün odasına doğru yürümeye başladım. Kızlar yanıma gelip "kızım bizimkiler arkada ve Şansal'ın yüzü pek iyi gözükmüyo."dedi Çığjl korkar gibi. Hafifçe kötü kız kah kahası attım ve "İstediğim buydu zaten."dedim. Mdürün odasına gidip zor da olsa yeterli bilgikeri alup çıktık. Neymiş efendim biz okulun sitesinden bakamıyomuş muyuz? Falanmış filanmış. Kızlarla sınıfımız aynıydı. Hepimiz sayısal okuyorduk. Oğlankarda biz variz diye sayısal bölüm seçmişlerdi. Yemin ederim salaklardı. Hadi Şansalla Deniz'in kafası basıyodu sayısala ama Aral ve Arel'in kafa anca haşna fişnede oluyodu. Erkeklerle aynı sınıfta olma umuduyla sınıfımıza gittik. Ön sıralar dolmuştu. Ben ne kadar asi bir gız olsamda derslerimde çok iyiydi. Anneme bir söz vermiştim; genetik mühendisliğini okuyup mesleğimi elime alıcaktım. O yüzden çok çalışıyodum. Ön sırada bir çocuğun yanı boştu ama o da şansıma erkekti. 'Boşver ya bir şey olmaz'diye düşünüp çocuğun sırasının yanına ilerledim. "Şey yanın boşsa oturabilir miyim?"dedim çocuğa soran gözlerle bakarak. "Buyur otur."dedi küçük bir tebessüm göndererek. Çantasını çekti ve bende çocuğun yanına oturmuştum. Bu üniversite bir garipti. Sırakarı farklı, okulun içi farklı falan filan. Ben çocuğun yanına oturduğum için kızlarda çocuğun bir arkasına geçmişlerdi. Dolunay benim arkama oturmuş hatta şuan yanında Şansal var!! Niye Doll'un yanına Şansal geçmiş ki Arel'in geçmesi gerekiyodu. Kafama takmayıp önüme döndüm. İlk ders edebiyattı. Büyük bir merakla hocayı beklemeye başladım. O arada çocuk bana dönüp "Adın ne?"diye sordu. Çocuğa dönüp "Müzik senin?"dedim tebessüm ederek. "Emre bende tanıştığıma memnun oldum."dedi elini uzatarak. Çocuğun elini tuttup sıktım. Arkadan Şansal yalancı bir öksürük krizine girdi. "Meslek seçimin ne?"diye sordum çocuğa. "İç mimarlık senin?"dedi gülerek. "Genetik mühendisliği."dedim bende gülümseyerek. "Güzel meslek işim düşerse yanına gelirim artık unutmazsan."dedi. "Tamam ama bemde gelirirm tabi sende unutmazsan. İnşallah yakında sevdiğim adamla evlenirimde sana başvururum."dedim arkama bakarak. Şansal'ın yüzü gülüyordu. "Sevgilin var demek he. Adı ne peki?"diye sordu. "Şansal. Aslında şuan aramız baya açık ama neysee."dedim hafifçe arkama bakarak. "Senin var mı peki sevgilin?"dedim merakla bakarak. "Yok."dedi net bir şekilde. "Sen çok iyi bir çocuksun ya ben seni bizim grupla tanıştırayım bari."dedim çocuğa gülerek. "Olur valla ne yalan söyliyeyim."dedi o da gülerek. Hoca sınıfa girince herkes sustu ve hocaya baktı. Doğru düzgün kimse ayağa kalkmadığı için bende kalkmadım. Hoca masanın üstüne oturarak koca sınıfın öğrencilerini tek tek inceledi. Gözleri bana gelince hafif kısıldı ve "Müzik?"dedi sorarcasına. "Buyrun hocam?"dedim bende aynı şekilde sorarcasına. "Kızım hatırlamadın mı?"dedi şaşkınca. Hocaya dikkatlice baktım ve geçmişte nasıl biri olabileceğini düşündüm ve dankk... "Yok artık Mehmet Hocam?"dedim şaşkınca ayağa kalkıp yanına giderken. "Hocam çok özlemişim sizi yaa."dedim bana destek olan hocama sarılırken. "Bende seni be asi kız."dedi gülerek. Elini alıp öptüm ve anlıma koydum. "Hadi geç yerine bakalım. Tenefüste konuşuruz dersten gitmesin."dedi gülüp omzumu hafifçe sıkarak. "Hocam onca yıla karşın hiç değişmemişsiniz."diyip tekrar sarıldım ve arkamı dönüp sırama ilerledim. Bizimkiler bana şaşkınca ve sırıtarak bakarken gözüm Şansal'a kaydı ve yüzünde çok güzel bir gülümseme vardı. Kafamı hemen çevirip yerime oturdum. Emre kolunu koluma vurup göz kırpıp güldü. Bende ona içten bir gülümseme gönderdim ve derse geri dödük. Arada bir derste konuşup gülüştük. Emre cidden çok iyi bir çocuktu. İlk tenefüste Mehmet Hocayla konuşup derse girdim. İkinci tenefüs bizimkilerle Emreyi tanıştırmak istiyordum. İlk tenefüs Emrede benimle birlikte Mehmet Hoca'nın yanına gelmişti. İkinci tenefüs hemen Emre'nin kolundan tutup sıramdan kalkıp arka tarafıma baktım. Kızgın bir Şansal, şaşkın kızlar ve Şansal'a gülen erkekler vardı. "Gençler size Emreyi taktim edeyim. Kendisi yeni kankimiz olacak gibi ama belli olmaz. Şu anlık iyi ve emin adımlarla güvenimi kazanmaya başladı."dedim ve tekrar sırama oturup vücudumu yana kafamıda arkama döndürüp Şansal'ın sırasına yasladım. Şansal kafanı eğmiş kıpkırmızıydı ve elini sıkıyordu. "Emre şimdi size bizimkileri taktim edeyim. Dolunay bizim deli ve ergen kızımız sevgilisi arkada gördüğün salak Arel olur."dedim bizimkileri gösterip. "Bu Çığıl bu da bizim en pozitif düşünen asla hiç bir olayı kötüye düşünemeyen kızımız. Aslında bu da şu arkadaki yahşuklu çocuğumuz Deniz'i seviyo ama daha birbirlerine açıklayamadılar."dedim gülüp kızarmış olan safsalaklarımı gösterip. "Evet bu Derin kendisi modayadan başka bir şey düşünmez. Bu da Aral bizim asi gözüküp şirin olan jojuğumuz."dedim kafasını kollarına gömmüş Aral'ı gösterip. "Son olaraaaak..."dedim 'a' yı uzatarak. "Bu da Aral'ın abisi Şansal. Kendisi benim şansım olur."dedim şirince tebessüm edip Şansal'ın gözlerinin içine bakarak. İstemese de p da gülüp kafasını tekrareğdi ve gülmeye devam etti. "Evet gençler çıkışta napıyoruz?"diye sordu Dolunay büyük bir heyecanla. "Gençler benim işim var eve gidip üstümü değiştirip çıkarım. Bugün bensizsiniz."dedim dudaklarımı düz bir hale getirip. "Kızım yeter artık bştmedi mi senin şu gizli işlerin kaç yıldır?"diye sordu büyük bir sitemle Deniz. "Yapcak bir şey yok genco. Bu arada Emrede sizinle gelicek sahip çıkın çocuğa."dedim gülerek Emreye bakıp. "Kızım boşver ya hem daha yeni tanışıyoruz olmaz öyle şey."dedi kafasını eğerek. "Olum bak anan babandan yemediğin dayağı yersin böyle davranırsan. Ben ne dersem o olacak ulen."dedim elimi masaya vurarak. Ellerini havaya jaldırıp teslim olur gibi yaptı ve "Tamam abla kızma hemen yaa."dedi korkar gibi bir sesle. "Aferin adam olcan sen."dedim gülüp. Ders zili çaldi ve çıkışa kadar çok güzel dersler işledik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 SONSUZ
RandomBu 4 yakın arkadaşın hikayesi. Aslına bakarsanız biz 4 yandaş, 4 dost, 4 sırdaş en önemlisi 4 kardeşiz. Hani böyle kankaların bir grubu olur ya biz onlar gibi değiliz. Aslında biraz ego yapmış gibi olucam ama biz onlar gibi değilde onlar biz gibi ol...