Telefonlarımıza gelen mesaj ile dışarı çıktık ne yapacağımızı bilemez bir halde çaresizce bekliyorduk tamam Cengizden kurtulmuştuk ama şimdi yeniden birisi başlıyor üstelik onun adamlarından bu bir boğayı kızdırıp öldürmek sonra ondan da beter bir boğa demekti bu defa hazalın değil Begümünde benimde Efeninde başı dertteydi
"ne yapacağız ege"
"benim bunu sana sormam lazım sanırım"
"bu defa tehlike daha da büyük"
"aslında var bir fikrim"
"nedir"
"ceren kuzen ceren çözer"
"emin misin"
"evet avcı değil miydi"
"evet ama..."
"silahta kullanır kişileri de bulur"
"numarası var mı"
"var" deyip cebimden telefonu çıkarttım ve cerenin numarasını tuşladım bir kaç çalıştan sonra açtı
"ceren"
"buyurun siz kimsiniz"
"kızım beni hatırlamadın mı"
"yok valla çıkaramadım ege" deyip güldü
"ya ne adisin aklım gitti deli ceren neredesin şuanda"
"Eski şehirdeyim ne oldu"
"başımızda büyük bela var ve sana ihtiyacımız var"
"sen ciddi misin"
"evet"
"peki hazırlıkları başlatıyorum"
"bir tanesin hadi gelince ara beni"
"tamamdır"deyip kapattık
"geliyor"
"harika hadi içeri girelim"
"tamam" deyip içeriye girdik Hazal ile begüm bulaşıkları yerleştiriyorlardı
"kiminle konuşuyordun bir tanen falan"
"arkadaşım İstanbula gelecek ayrıca sen benimi dinledin"
"evet dinledim"
"sen benim telefonlarımı gizlice dinleyemezsin!!" diye bağırmam bir oldu artık deli gibi bağırıyorduk birbirimize ki hazalın boş bir vazoyu fırlatması bir oldu bu haline sinirlendiğimi belli edercesine kolunu tutup sıktım ama ani bir şekilde kolunu çekti ve odaya çıktı bunu gören begüm de hazalın yanına çıktı efe ise beni sakinleştirmeye çalışıyordu
"Abi niye böyle bir şey yaptın ki"
"ne yaptım oğlum güvenmiyor gibi beni dinliyor" deyip sandalyeye oturdum ki aşağıya şişkin karnı ile Hazal indi elinde valiz ile
"nereye gidiyorsun"
"....."
"Hazal nereye gidiyorsun" deyip peşinden koştum begüm ile efe bizi izliyorlardı
"Hazal nereye gidiyorsun" diyerek kolunu tuttum ama ondan beklemeyeceğim bir şekilde kolunu geriye çekti
"karışma bana kafamı toparlayacağım ayrıca sen kimsin ki bana karışıyorsun"
"ben senin kocanım" diye tıslamam bir oldu
"öylemi bende senin karınım ama ne alakaysa ben sana müdahale edemiyorum değil mi sende bana müdahale etmeyeceksin duydun mu"
"Hazal ben hırsla..."
"sus hep senin hırsların yüzünden bir şey geliyor başımıza bir günde başımız beladan uzak dursun ya bir gün ama olmuyor anasının ben Begümde kalacağım kafamı toparlayacağım gelme bir süre" deyip begüm ile begümün arabasına atlayarak gittiler
"çok mu serttim"
"sert ne kelime ya sen kimsin dedin kıza"
"hadi be" deyip içeriye geçtik bir bira koyup maç izleyerek yudumladık ama aklımda Hazal vardı ne yapıyordur acaba canı bir şey çekmiş midir ki iyi midir bebek nasıldır diye her dakika aklımdaydı her aklıma Hazal geldiğinde birayı arttırıyordum 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 artık mecalim kalmamıştı en son hatırladığım şey efenin mızmızlanmasıydı
HAZAL
Gece uyuyamamıştım hem hamilelik bunaltıyordu karnım artık bir de ege canımı sıkmıştı mızmızlanarak kalktım yataktan bu arada begüm uyuyordu yavaş ve paytak adımlarla mutfağa doğru gittim karşımda en son siyah maskeli bir adam çıktığını hatırlıyorum sonrası karanlık
BEGÜM
Sabahın 6.30 unda kalktım Hazala bakmak için yerde hazalı yatarken bulunca aklım başımdan gitti ilk ambulansı aradım sonrada egeyi 10 dk içerisinde ambulans gelmişti hazalın başında kocaman bir yarık vardı şu anda ambulansta hazalın elini tutmuş bir şey olmaması için yalvarıyordum hastaneye geldiğimizde hazalı yavaşça indirdiler ama ege sanki özellikle bekliyormuş gibi kapının ağzındaydı hazalı hemen acil odaya aldılar ege ise kudurmuş boğadan farksızdı
"ne ne zaman nasıl oldu begüm"
"ya bende bilmiyorum bir kalktım Hazal yerde yatıyor aldığım gibi getirdim özür dilerim"
"dileme özür falan dileme sana emanet ettim güvendim sen ona bakamadın sakın tek kelime bile etme"
"bak ege ben de böyle olsun istemezdim özü..."
"siktiğimin şeyini kes" diyerek gözlerimin içine en korkutucu bakışlarını attı ta ki hazalın odasının kapısı açılıp doktor çıkana kadar
"nesi var doktor"
"bir şeyi yok bebek gayet iyi anne biraz hırpalanmış dövülmüş sanırım anneye ve bebeğe vitamin yazdık 10 dakikaya uyanır yanına 1 kişi girebilir geçmiş olsun" diyerek gitti yanına o girdikten sonra yere çöküp ağlamaya başladım efe ise sadece bana sarılıp "tamam tamam şş" diyordu
"ben böyle olsun istemezdim özür dilerim"
"tamam senin bir suçun yok ege sinirden söyledi ege der mi hiç sana öyle bir şey"
"bakamadım işte kardeşime de yeğenime de" diyerek ağlamamı şiddetlendirdim en sonunda efe beni alıp dışarıya çıkardı ve bir kahve getirdi kahveyi yavaşça dudaklarıma götürüp içmeye başladım efede saçlarımı okşuyordu
"senin bir suçun yok saçmalama istersen eve hırsız girmesinin sebebi sen değilsin egenin sinirlendiği diğer şeyler var seninle alakası yok"
"bilmiyorum inşallah öyledir"
"öyle tabi ki" diyerek bana kocaman sarıldı ta ki bir çocuğun bize doğru tabanca tutmasına kadar çocuğa baktığımızda elindekinin oyuncak tabanca olduğunu gördük bize doğru atmasıyla içinden bir kağıt fışkırdı zaten çocukta korkup kaçtı sanırım kağıdı alıp içindekileri okumak adına kağıdı açtım içinde yazan şey
BUNLAR DAHA HİÇBİR ŞEY ŞANSLIYMIŞSIN HAZAL OLMASA ŞU ANDA SEN DAHA KÖTÜ OLACAKTIN HATTA ÖLÜM DÖŞEĞİNDE AMA SENİNDE GEBERİP GİTMENE AZ KALDI ÖNCE SEN SONRA ACI ÇEKEREK SEVGİLİN SONRA HAZALIN KARNINDAKİ KÜÇÜK ÇOCUK ANNESİNİN GÖZÜNÜN ÖNÜNDE SONRA ANNESİ VE BABASI ÇOK YAZIK OLDU HA ARKADAŞINA DERSİN GEÇMİŞ OLSUN DİLEKLERİMİ ......
EVET ARKADAŞLAR UZUN ZAMANDIR YAZMIYORDUM TEOGA AZ KALDI MALUM BU YÜZDEN TEOGA ÇALIŞIYORUM HİKAYEYİ YAZAMADIM SİZLERİ DE ÇOK ÖZLEDİM BİR DAHAKİ BÖLÜMLERDE ARTIK OLAYLAR KARIŞACAK NELER NELER OLACAK HER NEYSE BEĞENDİYSENİZ VOTELERİ UNUTMAYIN CANISILAR :))
MULTİDEKİ CEREN

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ KOCA
RomanceEvin içinde sadece tek bir ses yankılanıyordu "o serseri ile evlenmiyeceğim" derken tek çaresi karanlık bir eve ve kötü bir eşe gitmesiydi bakalım hazalı evlilik hayatında neler bekliyor ?? Kitap kapağı : writerladyy