47

2.3K 73 0
                                    

Sabah halsizce  kalktım yataktan yanımda yatan emire kocaman bir göz devirip banyoya gittim ve rutin işlemlerimi yaptım dolabın karşısına geçip ne giyinebileceğime baktım kot bir pantolon tişört ve üzerine bir deri ceket geçirdim siyah ayakkabılarımı ve saçımı da yaptıktan sonra evden çıktım ve arabaya atladım ve egeye doğru sürmeye başladım eminim o evdedir bu saatte hem ecrini de görürüm çok özledim kızımı zaten mecbur olmasam bırakıp gitmezdim ailemi çocuğumu sevdalımı şimdi ise nasıl karşısına geçebileceğimi düşünüyor ve çaresizce hayal kuruyordum ben bu düşlerdeyken çoktan gelmiştim eve arabadan inip eve doğru adım attım elim zorda olsa zile gitti derin bir nefes alıp zile dokundum çok bekletmeden kapıyı ege açtı uykulu hali ile belli uykudan kalkınca saçları dağınık olur 

"merhaba" dedim gülerek 

"merhaba" dedi düz bir ses ile 

"ege biliyorum kızgınsın ama kızımı görmeye geldim"

"içeriye geç" dedi ve içeriye adım attım koltuğun üzerinde benim tişörtümü buldum hala saklıyor muydu kokluyor muydu özlüyor muydu  tişörtü elime aldığımı görünce ilk başta afallasa da 

"kalmış işte götürebilirsin istersen ecrin onunla uyuyor bazen unutmasın diye senin tişörtünü verdim ona" dedi gözleri dolu bir şekilde hemen toparladı gözlerini ovuşturdu gözleri doldu ama hemen toparladı 

"kahvaltı yaptın mı" dedi normal iki arkadaşmışız gibi davranıyordu 

"yapmadım ama aç değilim zahmet etme"

"olur mu ya hiç öyle sen otur ben sipariş vereyim"

"tamam" dedim ve oturdum koltuğa etrafı incelemeye başladım hiç bir değişiklik yoktu resimlerimiz dışında bebek telsizinden bir ses doldurdu salonu ecrinin sesi koşarak çıktım ecrinin odasına hemen kucağıma aldım sanki hissetmiş gibi güldü ellerini çırptı sarıldı öpmeye başladı tabi bende hemen öpmeye koklamaya başladım 

"kızım benim annecim kocaman olmuşsun" dedim biyandan ise gözümden yaşlar sel olup akıyordu 

"affet annecim beni" dedim biraz daha böyle sarıldıktan sonra ege geldi hissediyordum yavaş bir şekilde kucağımda ecrin ile egeye döndüm 

"özledi seni" dedi 

"bende onu çok özledim...tabi senide" kafasını olumlu anlamda salladı 

"hadi aşağıya inelim istersen" dedi ve aşağıya indik biz ecrin ile oturduk ardından ise siparişlerimiz geldi onları hazırlayıp yemeğimizi yedik telefonumun gürültülü sesine kadar ekrana baktığımda emirin aradığını gördüm izin isteyip egenin yanından ayrıldım yani telefon için kapının önüne çıktım 

"efendim"

"neredesin" 

"marketteyim yemek için liste felan yapıyorum" 

"hım tamam bekliyorum seni haberin olsun çok oyalanma" 

"tamam" deyip kapattım telefonu resmen emirin emrinin altında yaşıyorum ve bu çok sinir bozucu bir şeydi yeniden ecrin ve egenin yanına gittim 

"benim çıkmam lazım malum işler"

"tamam sen bilirsin" deyip vedalaştıktan sonra ecrini de doyasıya öpüp evden çıktım ve arabaya yerleştim markete doğru sürdüm bir şeyler aldıktan sonra eve doğru sürmeye başladım 5 dakikanın sonunda eve geldim anahtarı deliğe sokup eve girdim emir televizyonun karşısında televizyon izliyordu 

"hoş geldin"

"hoş buldum istediğin bir şey varmı onu yapayım" dedim "

"yok kafana göre yapabilirsin" dedi bu lafından sonra üzerime pijamalarımı giyip mutfağa gidip yemek yapmaya koyuldum yemekler bittikten sonra emiri sofraya çağırdım birlikte yemekleri yedikten sonra yatak odasına gidip üzerime iş için bir şeyler giydim ege ile bizim şirketteki iş imzaları atılacaktı onları atıp annemlerin yanına gideceğim begümün yanına nasıl hesap vereceğim hiçbir bir bilgim yok bu defa cengiz olayına benzemeyecek ki hemen affedemiyecekler bunuda anlıyorum hak da veriyorum ama mecburdum çocuğum için ege için kaçtım yoksa kafalarına sıkacaklardı korktum çok korktum mecbur olmasam niye kaçayım ki sevdiğim adamdan kızımdan annem gibi bir anne gözüküyorum uzaktan kızını bırakıp giden anne diye anılacağım bunu da biliyorum emirde hazır olduktan sonra arabaya atladık ve şirkete doğru devam ettik en sonunda geldiğimizde şoför kapımızı açıp bizi indirdikten sonra içeriye doğru girdik ege toplantı odasında sekreterine bir şeyler anlatıyordu ta ki bizi görene kadar ecrin ise oturuyordu babasını izliyordu ege sekretere bir şeyler söyledikten sonra sekreter çıktı biz girdik iş hakkında bazı şeyler konuşulduktan sonra imzaları attık 1 kahve içtikten sonra kalktık emir her ne kadar beraber gidelim dese de onu kibar bir dil ile gönderdim kendimde taksiye atlayıp ilk önce begümün yanına gitmeye karar kıldım begüm evlenmişti 4 aylık hamile onuda takip ediyordum tabi ki taksi geldikten sonra ücretini ödeyip gönderdim ve kaldığı eve baktım aynı ege ile benim ilk evimiz gibi sadece renkleri farklı onların ki koyu kahve bizim ki krem rengiydi elim gitmese de zile zar zor dokundum begümün sesi içeriden geldi "geliyorum" diye bir ses kapıyı açar açmaz tanıyamadı gözümde gözlük vardı   

"buyurun" dedi yüzümü tanımaya çalışır gibi gözlüğü gözümden çıkardığımda yüzündeki hüzün apaçık belli oldu fısıldadığı kelime 

"Hazal" olmuştu 

"ay ben deliriyorum diyerek içeri odaya kaçtı salonun bir köşesine kıvrılıp dizlerini kendine çekerek ağlamaya başladı bende o esnada içeri girip kapıyı kapattım ne yapacağımı bilemez bir halde gözümden bir damla yaş aktı 

"Allahım deliriyorum" diyerek ağlamaya devam etti 

"begüm" 

"git sen Hazal değilsin defol git gerçek değil" diye sayıklıyordu karşısına geçip diz çöküp ona baktım yüzüme bakmıyordu delirdiğini sanıyordu 

"ellerimin sıcaklığına bak begüm benim Hazal" deyip ellerimi uzattım oda ürkek bir şekilde ellerini uzattı gerçek olduğunu anlayınca bu defa sevinç gözyaşlarını kapatıp ağlamaya devam etti sarıldı boynuma o ağlayınca bende ağladım artık ikimizde hıçkıra hıçkıra ağlıyorduk biraz daha böyle ağladıktan sonra nasıl olduğunu detayı detayına anlattım o ise dinledi begümden daha fazla kibir bekliyordum ama kibirini ağlayarak döktü 2 saat onlarda oturduktan sonra efe ile de konuştuktan sonra kalktım anneme gidecektim babama onlar ne yapacaklardı kim bilir oradan ecrinimin yanına gidecektim ege ile konuşup her şeyi yoluna koymaya çalışacağım yeni bir taksi çağırıp babamın evine sürdürdüm 15 dk sonra da zaten gelmiştim taksiden inip solmuş ağaçlara baktım babam ağaçları kendisi sulardı demek ki ben gittiğimden beri hiç sulamamış kapının önüne geldim basamadım zile ne diyecektim ki ne diyebilecektim ürkek bir kuş gibi camdan baktım ki hizmetçi beni fark edip kapıyı açtı

"buyurun siz kimsiniz" dedi Gülay gözlüğü çıkarıp Gülaya baktım 

"Hazal hanım" dedi 

"sus Gülay duymasınlar babam nerede" dedim 

"salonda pencereyi izliyor" dedi demesiyle yavaş yavaş salona girdim babam camın önünde boş boş bakıp dışarıyı seyrediyordu 

"baba" dedim hüzünlü hüzünlü gözümden  bir damla yaş aktı arkasını döndü 

"kızım" dedi direkt kalktığı için başı döndü düşüyordu ki son anda tuttum  

"otur babacığım" dedim yüzünü ellerimin arasına aldım

"kızım ben-ben hiç inanmadım öldüğüne benim kızım ölmez dedim ölemez dedim" diyerek ağlamaya devam ettim her şeye dayanırım ama babamın ağlamasına dayanamam 

"buradayım babacığım mecburdum gitmek zorundaydım" dedim o ise iyice kokumu içine çekip ağlamaya devam etti yukarıdan annem geldi şok oldu 

"anne" dedim yanına gidip ellerini avucuma alıp 

"anne geldim ben Hazal" dedim bana baktı bir bana bir babama bakıyordu en sonunda dayanamayıp o da ağlamaya devam etti

"kızım benim" diye herkesle ağlaştık 2 saat de annemlerde oturduktan sonra kalktım ilk başta bırakmasalarda ecrinin yanına gitmem lazım deyip kalktım sırada egeye doğru gidiyordum 25 dk da orası sürse de sonunda gelebilmiştim kapıyı çalıp beklemeye başladım kapıyı ecrin açmaya çalıştı sanırım ama boyu yetişmediği için ege gelip yardımcı oldu sesleri geldi ecrin kapıyı açtığında üzerinde küçük mutfak önlüğü egede de aynı önlükten ikisinde de babasının kızı yazıyordu önlüklerde ecrine doğru eğildim ecrin boynuma sarıldı  

"annee" diyerek içim gitti gözümden bir damla yaş aktı ecrin çok seviniyordu öyle şen şakrak gülüyordu ecrini kucağıma alıp biraz sevdikten sonra içeriye geçip kucağımdan indirdim egeye doğru gidip sarıldım donmuş kalmış ne tepki vereceğini bilemiyordu en sonunda oda sıkı sıkı sardı kollarını boynuma kafasını gömdü ta ki omuzumda bir damla yaşı hissedene kadar bizi sarılırken gören ecrin de kıskanıp aramıza girdi üçümüz de sarıldık 

"bu gece üçümüz yatalım mı" dedi ege 

"yatalım" dedim gülerek ecrinin de elinden tutup odaya götürdük ecrin aramızda tek elini ege tek elini ben tuttum ecrin uyumuştu biz ise ege ile birbirimize bakıyorduk gözlerine baka baka okyanusun içindeki bir nokta gibi kayboldum.....

EVET UZUN BİR ARADAN SONRA GELDİ YENİ BÖLÜM ÖZLEDİM LAN SİZİ CANIMLAR BEĞENDİYSENİZ VOTELERİ EKSİK ETMEYELİM ÖPÜLDÜNÜZ  :))

ZORAKİ KOCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin