Sabah kalktığımda ecrin ortamızda yoktu panik ile yataktan kalkıp ecrini aramaya koyuldum en sonunda yere baktığımda yerde barbie bebek ile oynuyordu derin bir oh çekip yanımda yatan egeye baktım uyurken istemsizce yüzümde bir tebessüm oluştu yataktan kalkıp mutfağa doğru indim telefonumdan ölesim var adlı müziği açıp yemek hazırlamaya koyuldum krep çikolata falan yaptıktan sonra egenin başına gittim ama gittiğimde çoktan kalkmış duştan su sesi geliyordu ecrini kucağıma alıp banyo kapısına bir not astım "aşağıdayız yemek için seni bekliyoruz" diye bir not bıraktım kör değil ise görür herhalde ecrini sandalyesine oturtturup kendimde hemen yanındaki sandalyeye geçtim ecrin egeyi bekleyemezdi ne yazık ki çikolatalı ekmek yapıp ısırması için ağzına doğru götürdüm oda hemen ısırdı şebek iyi yemek yiyor sütünden içmesi hazımsızlık çekmemesi için bir yudum da süt içirdim biraz daha böyle yedirdikten sonra ege geldi oturdu sandalyeye
"oo ellerine sağlık Hazal mutfak özledi seni"
"seni görmeye alışmış demek ki ege" dedim tebessüm edip ecrinin daha fazla yiyemeyeceğini anladığımdan aşağıya indirdim onu bende yemeğimi yemeye koyuldum yemekler bittikten sonra ayağa kalkıp tabakları lavabonun üzerine yerleştirmeye başladım benimle birlikte egede masanın üzerindekileri dolaba koyuyordu tabakları teker teker suya tuttuktan sonra makinaya attım ellerimi havluya kurulayıp egeye doğru döndüm
"ege ecrin ile ben biraz baş başa vakit geçirebilir miyiz" dedim ege yüzüme ters ters bakmaya başladı
"hayır bırakıp giden bir anneye güvenmiyorum hem davetimiz var bu akşam bu yüzden işimiz var o yüzden ecrini sana vermiyorum" dedi ve acımasız bir şekilde gözlerime baktı
" ege ben isteyerek bırakıp gitmedim NE olur yle davranma artık yeter" dedim sondaki yeter kelimesini bağırarak söylediğim için ecrin korkup ağlamaya başladı koşarak ecrinin yanına gidip sadece"şşşş" demek ile yetinebildim ege yanıma gelip"çık bu evden" dedi işaret parmağı ile kapıyı göstererek kafamı kaldırıp dolu dolu olan gözlerim ile egeye baktım hiçbirşey diyemedim yutkundum yutkundum yere baktım ve aniden kalkıp kapıdan çekip gittim ecrinin ağlama sesi ta dışarıya kadar gelmişti az kaldı annecim kavuşmamıza çok az kaldı diye geçirip içimden arabaya atladım çalıştırıp son sürat ile sürmeye başladım sahile doğru sürmeye başladım bana kızan iç sesime aldırmamaya çalıştım bir yandan sinirden ağlayıp bir yandan ise sahile doğru hızlı süratlerle sürüyordum salaksın sen hazal çocuğunu bırakıp gidersen böyle kapı dışarı edilirsin işte annen gibi oldu sonun işte sonunda sahile geldikten sonra arabayı köşeye çekip kilitleyip indim bir banka oturdum hava ne çok soğuk ne de çok sıcak ne yağmurlu ne güneşli en sevdiğim rengin tonuna bürünmüş gökyüzünü incelerken önümden 2 çift geçti ortalarında çocuğu bir eli annesinde bir eli babasında gülüşerek geçtiler yanımdan kafamı avuçlarımın arasına gömüp sakin olmaya çalıştım nasıl kendimi aileme affettireceğim düşüncesi beynimde yankılanıyor ama bir çözüm yolu bulamıyordum ta ki yanıma emirin gelmesine kadar dolu gözlerimle emire baktım anlamış gibi biz konuşmuyorduk gözlerimiz konuşuyordu kollarını sardı omuzlarıma
"ağla" diye fısıldadı kulağıma gözümden bir damla yaş firar etti en sonunda içimden gelen hıçkırıkla en derinden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım çok acıyordu kalbim çok ağrıyordu bir annenin kızına kavuşması hayalini kuruyordum uzun zamandır ama eşim bana pardon çok pardon eski eşim bana izin vermiyordu ailem tarafından artık dışlanıyordum
"ağla prenses dök içini"
"kızımı gezdirmeme izin vermedi her anne gibi yapmama izin vermedi" dedim ve biraz daha ağlamaya başladım emir gözümden akan yaşları silse de yenileri akıyordu
![](https://img.wattpad.com/cover/86351631-288-k829382.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZORAKİ KOCA
Любовные романыEvin içinde sadece tek bir ses yankılanıyordu "o serseri ile evlenmiyeceğim" derken tek çaresi karanlık bir eve ve kötü bir eşe gitmesiydi bakalım hazalı evlilik hayatında neler bekliyor ?? Kitap kapağı : writerladyy