9 aylık koca bir eğitim – öğretim yılının ardından nihayet karneleri aldık ve şimdi tatildeyiz. Buraya gelmeden önce biraz dudak büzmüştüm. Koskocaman havuzları olan beş yıldızlı otellerde tatil yapmayı beklerken bir birinden ayrı olan küçük bungalov evlerinin olduğu bu küçük tatil köyüne geldik. Aslında güzel bir yere benziyor. Her tarafta yemyeşil çimenler ve ağaçlar var. Manzarası çok güzel fakat etraf sessiz. Kuş cıvıltılarından başka duyulan hiçbir ses yok. Kendi yaşıtlarım var mı diye etrafa bakınıyorum ama kimse görünmüyor. Offff... Okul arkadaşlarımı nasıl da özledim. Okan ve Deniz'in aileleri sık sık bir birleri ile görüştükleri için bu tatilde aynı otele gidecekler. Onlar ne kadar şanslı, iki arkadaş tatili birlikte geçirecek. Bense burada tek başıma... Bol seçenekli can sıkıntılarından seç seçebildiğini. Annemin söylediğine göre bu tatil köyünde ihtiyacımız olan bir çok hizmet veriliyormuş. Ama buraya gelmemizin en önemli sebebi parasız bir tatil olması. Buradaki tatil köyünün erken rezervasyon yapan müşterilerine sunduğu bir fırsattan faydalanarak çekilişe katıldık ve iki haftalık ücretsiz tatil kazandık. Bu yüzden buradayız. Sabah erkenden kalktık, üstümüzü başımızı giydik, ailecek yürüyoruz. İlerde açık büfe varmış. O kadar iştahsızım ki tabağımı annem hazırlayıp önüme koydu. Yanı başımızdaki masalarda oturan ailelere bakıyorum. Kendi akranlarımı arıyor gözlerim ama yok. Yemek yediğimiz yerin az ilerisinde bu küçük tatil köyünün araba garajı var. Gözüm sürekli oraya takılıyor çünkü babamın gri renkli sedan arabasının yanında duran ve çamurdan adeta rengi zor seçilen bir cip arada sırada farlarını yakıp söndürüyor. Bazen başka yerlere bakıyorum ama gözümü ne zaman o arabanın olduğu yere çevirsem farlar bir kez yanıp sönüyor. O da nesi? O arabaya bakmaya devam ediyorum ve farlar yanıp yanıp sönüyor. Sanki etrafta bunu benden başka fark eden yok gibi. Annemle babama söylemem gerek.
- Karşıdaki çamurlu arabanın farları sürekli yanıp sönüyor.
- Bırak sen şimdi arabaları farları da etrafına dikkatlice bak, ne göreceksin.
Meraklı gözlerle sağıma soluma doğru bakınırken... evvvvvvet.
- Anne, o gördüğüm uzaktaki su kaydırağı mı?
- Galiba. Tesisin sunduğu hizmetleri pek ayrıntılı incelememiştik doğrusu. Zaten çekilişten çıkan bedava tatili pek incelemeye de gerek yok. Sonuçta cebimizden para çıkmadan tatil yapacağız. Neysem gezdikçe öğreniriz.
- Hadi gidelim şimdi.
- Önce yemeğini bitir.
Tatilin en sevdiğim eğlencesi, su kaydırağı. Su kaydırağının olduğu bu eğlence mekanına girdiğimde fark ettim ki dışarının aksine etrafta ne kadar çocuk, genç ve çılgın varsa buraya doluşmuş. Burasının su kaydırağı büyük otellerdekine benzemese de yine de çok eğlenceli. Tepeden aşağıya suyun içinde kayıp havuza düşmek ve ardından sıcak güneşin altında tepeye yürüyerek tekrar ama tekrar kaymak. Yok bunun gibi bir eğlence. Biz neden buraya taşınmıyoruz ya da neden bizim oturduğumuz yerlerde böyle eğlence yerleri yok. Bu dünya sadece yetişkinlere mi hizmet ediyor. Büyümekte olan bir erkek çocuğuyum ama kolay kolay büyümeye niyetim yok. Çocukluğumun tadını doyasıya çıkartacağım. Bizim eğlencelerimiz neden hep tatil yerlerinde kuruluyor, bunu hiç anlayamıyorum. Üstelik bu zevkleri hayatı boyunca tatmamış ve tadamayacak olan milyonlarca, milyarlarca çocuk var. Çok şeylerden ve hatta kendi hayatımdan şikayet etsem bile ailemi ve ailemin bana sunduğu olanakları düşündüğüm zaman dünyanın en şanslı çocuklarından birisi olduğumu biliyorum. Dünya üzerindeki çocukların çoğunluğunun fakirlik çektiğini bilecek bir yaştayım. Havuzdan son çıktığımda artık yorulduğumu fark ettim. Havuzun kenarındaki sıcak betonun üzerine uzandım ve gözlerimi kapadım. Ne güzel bir gün. Birden aklıma sokakta mendil satan, arabaların camlarını silerek para kazanmaya çalışan çocuklar geldi. O çocukların belki de hiç birisi hayatları boyunca bir tatil beldesine gitmedi. Onların tatilleri de yok. Bu nasıl garip bir şey. Matematik öğretmenimiz karnemizi verirken hepimize tek tek sormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Star
Teen Fiction8-15 yaş çocuklar içindir. Yiğit ve Çiğdem isimli iki kahraman çocuk, ileri seviyede teknoloji ile donatılmış olan "Siyah Star" isimli muhteşem bir araba ile müthiş maceralara atılırlar.