Ne yani, bu adamlar Cemil'in canını almaya mı geldiler?
İç sesimle yaptığım bu konuşmayı duymuş olmalılar ki hemen cevap verdiler.
- Hayır, biz kimsenin canını almayız fakat bu şartlar altında Cemil'in geldiğiniz zaman diliminizde yaşamını sürdürmesi imkânsız. İsterse bu zaman diliminde ve burada yaşamını devam ettirebilir. Ya da zaman yolculuğunda ölümden kurtarılan diğer insanlar gibi O'nu başka bir gezegene gönderip yeni bir başlangıç yapmasına yardımcı olabiliriz.
- Başka bir gezegen felan istemiyorum. Dünyadan başka bir yere de gitmiyorum.
Cemil konuşmaya başlayınca fark ettim ki hareketsizlik halinden kurtulmuşuz. Şu an rahat bir şekilde nefes alıp hareket edebiliyoruz. Cemil ayağa kalktı ve sözlerine devam etti.
- Burası benim gezegenim. Eğer ölmem gerekiyorsa şimdi öldürün ama başka bir gezegene gideceğimi düşünmeyin.
Cemil'in sert çıkışından sonra iki yabancı adam birbirlerine baktılar.
- Bu gezegende yaşayabileceğin tek yer burası ve sadece bu zaman diliminde yaşayabilirsin.
Cemil bunu duyunca biraz rahatladı. Sabiha hanım gülümseyerek söze girdi:
- Bu çok iyi bir fikir. Sevgili eşimle bana neşe katarsın yavrum.
- Ben size yük olmak istemiyorum.
- Hayır, yük olmazsın. Burada yaşamak o kadar kolay ve rahat ki? Burada para yok, güvenliğimizi tehlikeye atacak insanlar yok, hastalık yok, kaygı yok, açlık yok. Dünyanın en doğal ve en temiz tabiat ortamında yaşarken bütün ihtiyaçların geleceğin insanları ve teknoloji sayesinde karşılanır.
Cemil'in burada kalmaktan başka çaresi yok gibi görünüyor. Yabancı adamlardan birisinin alnının ortasında minik toplar şeklinde beyaz ışıklar yanmaya başladı. Ayağa kalktı ve Cemil'e doğru döndü:
- Dünya zaman kontrol merkezinden yapılan yeni bir güncelleştirmeyi bildirmem gerek. Şu andan itibaren dünya zamanları içinde dinozor çağı dışındaki başka bir zamana gidişin güvenlik kilidi ile engellenmiştir. Buraya yolculuk yaptığınız zaman tüneli bize ait değil fakat o zaman tüneli ile kendi yaşadığın geleceğe gitsen bile dünya atmosferine giremeyeceksin.
İki yabancı da aniden parıltılı bir ışık huzmesine dönüşüp yok oldular. Onlar zamanda yolculuk yapmak için bizim gibi devasa bir zaman tünelinden geçmiyorlar. Ben adamların ani yok oluşuna bakakalmışken Çiğdem sevinçle abisinin elini tuttu, birlikte bahçeye çıktılar. Bahçenin en uzak köşesinde bir yere oturdular ve konuşmaya başladılar. Konuşmaları hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. Şu birkaç saat içinde yaşadığım ve gördüğüm şeylere inanasım gelmiyor bir türlü. Peki ya bu gördüğüm? Ne? O da nesi? Star'ın beyni değil mi o? Ponçiğin elinde ne geziyor? Aman Allah'ım, Ponçik gel buraya, gel dedim, bırak onu elindeeeeeeeeen. Star tamir edilirken sen Ponçik tamir odasına gir ve Star'ın beynini cam koruması ile birlikte eline al kaç...
Suat amca, Sabiha teyze ve ben şu an Ponçiği kovalıyoruz ama Ponçik elindeki beynin bizim için ne kadar değerli olduğunu anlamış olacak ki vermemek için elinden geleni yapıyor. Ne olur Çiğdem görmesin, yüreğine iner yoksa. Suat amca ve ben Ponçiği odanın bir köşesine sıkıştırdık galiba.
- Hiç uğraşma iki ayaklı afacan, kaçamazsın.. Kaçtııııııııııııııııııııııııııııı, gel burayaaaaaaaaa. Gel oğlum gel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Star
Teen Fiction8-15 yaş çocuklar içindir. Yiğit ve Çiğdem isimli iki kahraman çocuk, ileri seviyede teknoloji ile donatılmış olan "Siyah Star" isimli muhteşem bir araba ile müthiş maceralara atılırlar.