- Ne? Olamaz. Arkadaşlarım orada, hayatları tehlikede.
- Henüz tehlikede değil. Göktaşının düşmesine senin geldiğin zaman diliminde 20 dk var.
- Neeee?
- Korkma, seni vaktinde yetiştiririz oraya. Bu arada elindeki de galiba geldiğiniz aracın ilkel pili olmalı.
- Evet.
- Bakalım bir şuna.
Suat amca, elimdeki pili aldı ve mutfaktan bir robot çağırdı. Ayağında tekerlekleri olan ve konuşan robotun içine pili yerleştirdi ve beklemeye başladı. Bir süre sonra robot bilgi vermeye başladı.
- İncelenen cihaz, N sınıfından ilkel bir yakıt Pili. Pilin dolma süresi bir buçuk saat. Pili enerji dolum odasına götürüyorum.
Robot, pilimizi evin farklı bir köşesine götürürken yaşlı çift beni rahatlatmaya çalıştı. Suat amca beni ilk önce dışarıya, bahçenin bir kenarına çıkardı. Üzerimdeki tulumun orta tarafında duran düğmelerden birine bastı. Tulumumun dış tarafını manyetik bir alan kapladı üzerimde yağlanmış bir şekilde duran hayvan dışkısı ve onun yol açtığı çamurun hepsi yere düştü. Çok şaşırdım, tulumumla ilgili bilmediğim çok özellik vardı. Birlikte tekrar içeriye girdik. Koltuklardan birine oturdum ama hiç rahat değilim. Pil dolduktan sonra tekrar 120 yıl geriye gideceğim. Ardından Star'a ulaşıncaya kadar tekrar üç kilometre yürümem gerekecek. Cemil'in okuduğu dinozorlarla ilgili kitapta dinozorların nasıl yok olduğu ile ilgili bilgiler olmalı. Bu yüzden yolculuk sırasında muhtemelen hafızasındaki bu taze bilgiler bizi tam yok oluş gününe getirmiş olmalı. Off, şu an evde olmayı o kadar çok istiyorum ki. Bu bir buçuk saatlik sürede Suat amcaya ve Sabiha teyzeye başımdan geçenleri anlattım. Önce bir birlerinin gözlerine ardından da benim gözlerime baktılar. Sonra onlara merak ettiklerimi sordum. Sabiha teyze ve Suat amca atmışlı yaşlarında olmalarına rağmen çok sağlıklı ve dinç görünüyorlar. İkisi de sakinlikle sorularıma cevap verdi ama önce ben sordum.
- Burada ne arıyorsunuz?
- Biz zaman yolcularıyız evlat. Bizler de senin gibi sizin zamanınıza yakın zamanlarda yaşıyorduk. İnsanların arasındaydık. Çocuklarımız oldu, komşularımız vardı, çok sevdiğimiz bir işimiz vardı fakat 50 li yaşlara geldiğimiz zaman hem çocuklarımız hem de sevdiklerimiz birer birer bizi terk etmeye başladı. Hayata küsmüştük. 1985 yılında Suat amcanla birlikte yaptığımız bir araba yolculuğu sırasında kötü bir kaza geçirdik ve aracımız denize uçtu. Biz de içinde tabi. Geleceğin insanları bizi denizin derinliklerine gömülmeden kurtardılar. Zamanın olmadığı bir yerde bir süre misafir ettiler. Sonra bizi zaman yolcularının bekçisi ve yardımcısı olarak bu zaman dilimine gönderdiler.
- Yani siz burada kendi isteğinizle bulunmuyorsunuz öyle mi?
- Hayır, tam tersi. Burada olmaktan çok mutluyuz. Tabiatın, balta girmemiş güzelliklerinin tam ortasındayız.
- Burada dinozorlar yaşıyor, size saldırmıyorlar mı?
- Şu an bizim bulunduğumuz yer, her tarafı denizlerle çevrili kocaman bir ada. Bu adada sadece ot obur dinozorlar yaşıyorlar. Onlar da tehlikeli sayılmazlar. Bazı vahşi dinozor kuşlar var fakat onlar da ölmüş dinozorların leşleri ile beslendikleri için bize zararları olmuyor. Bu bakımdan şanslısınız. Eğer et ile beslenen vahşi dinozorların yaşadığı bir yere inseydiniz birkaç metre bile yürüyemeden o hayvanlardan birine yem olurdun. Et obur dinozorlar çok tehlikeli hayvanlardır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Star
Teen Fiction8-15 yaş çocuklar içindir. Yiğit ve Çiğdem isimli iki kahraman çocuk, ileri seviyede teknoloji ile donatılmış olan "Siyah Star" isimli muhteşem bir araba ile müthiş maceralara atılırlar.