Hanım Sahabeler

994 5 0
                                    

Ümmü Varaka (r.anha), Allah yolunda cihat etmeyi ve şehit olmayı çok arzulayan biriydi. Bedir Savaşı için ordu hazırlandığında Peygamberimize geldi ve "Ey Allah'ın Resûl'ü, müsaade etseniz de sizinle birlikte harbe katılsam! Yaralıları­nızı tedavi eder, hastalara bakarım. Belki Allah yolunda şehitlik de nasip olur..." diye ricada bulundu. Fakat Peygamberimiz hiçbir kadının Bedir Savaşı'na katıl­masına izin vermedi. Ama Ümmü Varaka'yı "Allah sana şehitlik nasip edecek­tir." diye müjdeledi. Bundan böyle Re­sû­lul­lah (a.s.m.) ona her gördüğü yerde "Şehide" diye hitap etti.

Peygamberimiz zaman zaman Ümmü Varaka'yı ziyaret eder, hâlini hatırını sorardı. Sahabiler de onu sayarlardı.

Ümmü Varaka (r.anha) dinî meselelerde bilgi sahibiydi. İslamiyet'i en güzel şekil­de yaşamaya gayret gösterirdi. Ev halkına bu hususta yardımcı olurdu.

Onun biri erkek biri de kadın iki kölesi vardı. Vefatından sonra onların hürri­yet­le­ri­ne kavuşturulmalarını vasiyet etmişti. Köleler hırsa kapıldılar. Şeytanın da telkiniyle, "bir an önce hürriyetlerine kavuşmak" düşüncesiyle, Ümmü Vara­ka'yı şehit ettiler.

Hadise Hz. Ömer'in hilafeti devrinde olmuştu. Ömer (r.a.) bunu duyar duy­maz, "Re­sû­lul­lah doğru söyledi." dedi. Re­sû­lul­lah'ın müjdelediği şehitliğin ger­çekleştiğini anlamıştı.

Bu hadise bütün Müslümanları derinden üzdü. Hz. Ömer suçluların derhâl yakalanmasını emretti. Suçlular yakalandılar. Suçlarının cezasını idam edile­rek ödediler. Medine'de asılarak idam edilen ilk suçlular bu iki köle oldu.

Hz. Ömer zaman zaman arkadaşlarına, "Kalkın, gidip şu şehidenin kabrini ziyaret edelim." derdi. Sonra da hep birlikte kabri ziyaret ederlerdi.

Allah onlardan razı olsun![1]


Ümmü Ümâre (r.anha)

Medineli Müslümanlar, Peygamberimize ve ona iman edenlere kucak açmış­lardı. Onları bağırlarına basmak için sabırsızlanıyorlardı. 2'si kadın 75 kişi, Re­sû­lul­lah ile görüşmek, onu Medine'ye davet etmek gayesiyle Akabe'ye geldiler. İşte, bu iki kadından birisi, asıl ismi "Nesîbe" olan Ümmü Ümâre idi (r.anha).

Ümmü Ümâre (r.a.), Peygamberimizin Medine'ye İslamiyet'i öğretmek için gönderdiği Mus'ab bin Ümeyir (r.a.) vasıtasıyla Müslüman olmuştu. Kuvvetli bir imana sahipti. Allah ve Resûl'ü yolunda hayatını ortaya koymaktan çekin­mezdi. Nitekim Uhud Savaşı'nın en şiddetli ânında vücudunu Re­sû­lul­lah'a (a.s.m.) siper etmiş, örnek kahramanlığıyla ismini tarihe altın harflerle yazdır­mıştı. Hadiseyi kendisinden dinleyelim:

"Uhud'a gitmiştim. Müslümanlar ne yapıyor bir bakayım, diye düşünmüş­tüm. Yanımda su da vardı. Re­sû­lul­lah'ın yanına kadar yaklaştım. Sahabilerin arasındaydı. Gali­biyet Müslümanlardaydı. Fakat çok geçmeden mağlup duru­ma düştüler. Re­sû­lul­lah'ın etrafındaki sahabiler ya dağılıyorlar veya şehit olu­yorlardı. Etrafında çok az kimse kal­mıştı.

"Re­sû­lul­lah'a bir zarar gelmesinden endişe duydum! Hemen yetiştim. Müş­riklere karşı savaşmaya başladım. Kılıçla, okla müşrikleri Re­sû­lul­lah'tan uzaklaştırıyordum. Bu arada yaralandım.

"Re­sû­lul­lah'ın yanında 10 kişi kalmıştı. Ben, oğullarım ve beyim, Re­sû­lul­lah'ın önünde müşriklerle çarpışıyor, onları uzaklaştırmaya çalışıyorduk. Re­sû­lul­lah yanımda kalkan olmadığını gördü. Kalkanı olan birine, 'Ey kalkan sahibi, kalkanını savaşana bırak!' buyurdu. Ben o kalkanı alıp kendimi korumaya başladım.

"Derken, bir süvari bana vurdu. Kalkanımla korundum. Hemen ardından atı­nın ayaklarına kılıçla vurdum. At, sırtının üzerine yıkıldı. Adam düştü. Re­sû­lul­lah bunu görünce oğluma, 'Ey Ümmü Ümâre'nin oğlu, annene yardım et!' buyur­du."

Sahabe Efendilerimizin (r.a.) Mübarek HayatlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin