Esma, kitapları çok seviyordu. Yaşı henüz çok küçüktü ve okuma yazma bilmiyordu fakat yine de etrafında bulabildiği tüm kitapları mümkün olduğu kadar annesine okutturuyor ve okuma yazma öğreneceği günleri sabırsızlıkla bekliyordu. Esma bu gün, annesi ile birlikte arkadaşları Sude'nin evine misafirliğe gittiler. Esma, Sude'nin odasında yerde, sayfaları kırış buruş olmuş bazı hikaye kitapları gördü. Bu hikaye kitaplarının bir çok sayfası da karalanmıştı. Esma, kitapları görür görmez eline aldı ve Sude'ye:
- Bu kitaplar ne hale gelmiş. Halbuki ne kadar da güzeller. Resimleri ve yazıları hâlâ çok canlı ve rahatlıkla okunabilirler.
Dedi. Sude, kitapları pek umursamadı.
- O kitapları annem zaten bana bir kez okumuştu. Bir daha da okumaya gerek yok bence. Hem onlar eski ve artık çöpe atma zamanı da geldi.
Deyince Esma üzüldü.
- Çöpe atmak zorunda mısın? Çöpe atmak yerine bana verebilirsin. Ben bu kitaplarda yazan hikayeleri çok merak ediyorum.
Dedi. Sude ise umursamaz bir tavırla:
- Benim için fark etmez. Sen almazsan nasıl olsa çöpe gidecek. İstiyorsan al götür.
Dedi. Esma o gün arkadaşı Sude ile biraz oynadıktan sonra annesi ile birlikte oradan ayrıldılar. Ayrılmadan önce arkadaşı Sude'nin artık çöpe atmak istediği 6 hikayeyi de derleyip toplayıp üst üste koydu ve eve götürdü. Hikayeleri hemen tamir etmeye başladı. Bir taraftan da arkadaşına kızıyor ve "bu güzelim kitaplar böyle karalanıp parçalanır mı" diye söyleniyordu. Esma, eline bir silgi aldı ve kurşun kalem ile karalanmış olan sayfaları dikkatli bir şekilde sayfaları yırtmadan sildi. Annesinin yardımı ile, hafifçe yırtılmış olan sayfaları bantla yapıştırdı. Hikayeler artık daha düzgündü ve yeni gibi olmuştu fakat Esma'nın o kadar çok hikaye kitabı birikmişti ki bu kadar hikayeyi koyacak bir dolabı yoktu. Annesinin aklına bir fikir geldi. Esma'nın hikayelerinin sayfalarındaki resimlerine bakarken oturduğu tahta bir sandalyesi vardı. Ertesi günü bu tahta sandalyeyi babası işe giderken eline aldı ve götürdü. Sandalyeyi bir marangoza verecek ve bazı değişiklikler yaptıracaktı. Esma, akşam babasının işten eve dönmesini sabırsızlıkla beklemeye başladı. Babası eve geldiği zaman elinde çok güzel bir sürpriz hediye ile gelmişti. Esma'nın kitap sandalyesi, özel bir koltuğa dönüşmüştü. Marangoz, tahta sandalyenin etrafına, ahşaptan raflar yapmış ve sandalyenin üzerine de güzel bir kaplama yaparak bu şirin sandalyeyi, güzel bir kitaplık koltuğuna döndermişti. Esma, bu koltuğa ilk bakışta bir anlam verememiş ve bir şeye benzetememişti çünkü etrafında boş rafları olan bir koltuk ne işe yarayabilirdi ki? Annesi, Esma'nın kitaplarını teker teker bu koltuğun raflarına dizmeye başladıktan sonra Esma ancak o zaman koltuğun ne işe yaradığını anladı ve babasına teşekkür etti. Esma, o günden sonra eve gelen bütün hikayelerini ve kitaplarını bu koltuğun raflarında sakladı ve okuma yazmayı öğrendikten sonra canı sıkıldıkça koltuğunun raflarında sakladığı kitapları kucağına alıp koltuğuna oturarak okudu ve kitap okumanın zevkine vardı.
Sorular
1 – Esma, annesi ile birlikte hangi arkadaşının evine misafirliğe gitti?
2 – Esma, Sude'nin odasında yerde ne gördü?
3 – Sude, yerde gezen yıpranmış hikaye kitaplarını ne yapacaktı?
4 – Esma, annesi ile birlikte arkadaşı Sude'lerden ayrılırken eline ne aldı?
5 – Esma, eve getirdiği hikaye kitaplarını nasıl tamir etti?
6 – Babası, Esma'nın fazla olan hikayelerini düzgün bir şekilde saklayıp yerleştirmesi için O'na ne yaptırdı?
7 – Senin hikaye kitapların var mı?
8 – Hikaye kitaplarını nerede saklıyorsun?
9 – En çok hangi hikaye kitabını seviyorsun?
10 – İçine hikaye kitaplarını koyacağın bir kitaplığın olsa o kitaplığın nasıl olmasını istersin?
Yazan: Filiz DEMİREL (Anasınıfı Öğretmeni)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okul öncesi Hikayeleri
NouvellesOkul öncesi dönemdeki çocuklar için uygundur, eğitici ve öğreticidir. Hikâyeler kendime ait olup resimler alıntıdır. Hepsi bir birinden farklı toplamda 30 adet hikâye mevcuttur.