Kırmızı araba, sahibi tarafından bir güzel yıkanıyordu. Arabanın sahibi Tarık bey, oğlu Burak ile birlikte arabasını temizlemeye başlamıştı. Tarık bey, arabasını çok seviyordu ve arabasının tek bir yerinin bile kirlenmesine, leke olmasına tahammül edemiyor ve sık sık arabasını yıkayıp temizliyordu. Bu gün de elektrik süpürgesi ile arabanın içini bir güzel çektirdi. Paspasları dışarı çıkartıp iyice çırptı. Deterjanlı suya uzun saplı fırçayı daldırarak fırçayı arabanın kaportasına köpürterek iyice sürdü. Ardından maşrapayla köpüklü olan yerlere su dökerek arabayı deterjandan arındırdı. Sıra silme işlemine gelmişti. Burak ve babası, ellerine birer temizlik bezi aldılar ve arabanın hem kaportasını hem camlarını hem de iç tarafını bir güzelce sildiler. Daha sonra temizlik yaptıkları elektrik süpürgesini, kovayı, fırçayı, temizlik bezlerini ve diğer malzemeleri eve taşıdılar. Kırmızı arabaları tertemiz, parlak ve mis gibi olmuştu. Tarık bey oğlu Burak'a "hadi oğlum gel, temizlediğimiz güzel arabamızla şöyle güzel bir tur atalım ve biraz gezelim" dedi. Birlikte arabaya bindiler ve yola çıktılar. Yeşil ağaçların, kayaların olduğu yollardan geçtiler. Tarık beyin elinde bir su şişesi vardı ve Tarık bey hem araba kullanıyor hem de su içiyordu. Şişedeki su bittikten sonra pencereyi açtı ve boş şişeyi yola fırlattı. Burak çok şaşırdı ve babasına:
- Ne yapıyorsun babacığım, o boş şişeyi niye yola attın? Hem bak arkadan motorsikletli birisi geliyor, ya onun kafasına çarpsaydı? Kafasına çarpmasa bile etrafa çöp atmak çok yanlış bir şey.
Dedi fakat Tarık bey oğluna:
- O kadar da abartma oğlum, herkes yola atıyor çöplerini, bak yolların kenarları çöp dolu, boşveeeer.
Dedi fakat Burak, babasının bu tutumundan hiç hoşlanmamıştı. Arabasının temizliği ve titizliği için özenen ve arabasının kirlenmesine tahammül edemeyen babasının yolları kirletmeye çalışmasına çok üzülmüştü. Babası bu kez, bir kağıt mendili topaklayıp camdan aşağıya atacağı sırada Burak seslendi:
- Babacığım, bak elimde bir tane poşet var. Ver onu poşetin içine koyayım.
Dedi ve çöp poşetinin içine koydu. Burak, arabayla giderken yol kenarlarında çöp toplayan işçilere baktı. Babası gibi bir çok sürücü, ellerine geçen bütün çöpleri arabadan aşağıya atmış ve yol kenarları da çöp dolmuş, her yer çöplüğe dönmüştü. Yol kenarlarında neler neler vardı. Boş cips ve çikolata paketleri, boş su şişeleri, her renkten kağıt ve gazete parçaları, boş ve kırılmış plastik kaplar, kutular, poşetler ve akla gelebilecek her türlü çöplerden yol kenarları tıka basa dolmuştu. Zavallı işçiler kaç gün uğraşacaklardı bu çöpleri toplamaya. Burak, o gün bir karar verdi ve kararını da babasına bildirdi:
- Babacığım bundan sonra artık eline geçen çöpleri arabadan dışarıya attığın sürece ben bu arabaya binmeyeceğim ve seninle de hiçbir yere gitmeyeceğim.
Dedi ve söylediği sözde de durdu. Babası da yaptığı hatayı anladı ve o günden sonra bir daha yollara çöp atmadı.
Sorular
1 – Kırmızı arabanın sahibinin adını hatırlıyor musun?
2 – Tarık beyin oğlunun adı ne idi?
3 – Tarık bey, kırmızı arabasının ilk önce neresini temizledi?
4 – Tarık bey ve oğlu Burak, birlikte hangi temizliği yaptılar?
5 – Tarık bey, oğlu Burak ile birlikte araba gezintisi yaparken camdan aşağıya ne attı?
6 – Burak, babasının boş şişeyi dışarıya atmasına neden üzüldü?
7 – Tarık bey, boş şişeden sonra arabadan dışarıya bu kez ne atmak istedi?
8 – Burak, babasının dışarıya atmak istediği kağıt mendili neyin içine koydu?
9 – Yol kenarlarına pis sürücüler hangi çöpleri atmışlardı?
10 – Burak, babasına, yol kenarlarına çöp atmaması için ne söyledi?
Yazan: Filiz DEMİREL (Anasınıfı Öğretmeni)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okul öncesi Hikayeleri
ContoOkul öncesi dönemdeki çocuklar için uygundur, eğitici ve öğreticidir. Hikâyeler kendime ait olup resimler alıntıdır. Hepsi bir birinden farklı toplamda 30 adet hikâye mevcuttur.