6. Bölüm

24 4 0
                                    

    Sabah alarmın sesiyle gözlerimi açtım. Telefonu elime alıp alarmı kapattıktan sonra ona istek atmış olduğum aklıma geldi. Kalbimin çarpıntısıyla gece yatarken kapatmış olduğum interneti açtım ve bir kaç saniye akışın yenilenmesini bekledim. 

    Bekledim, bekledim, bekledim.. (Hakan Altun- Telefonun Başında ile okuyabilirsiniz ehehe)  

   Hiçbir bildirim gelmemişti. Bildirimler bölümünde istediğimi göremiyordum. "@umtsrhn takip isteğini kabul etti. @umtsrhn seni takip etmek istiyor."  Hayaller buyken yaşadıklarıma bak. Tek bir bildirim dahi yoktu. Hızlıca sayfasına girdim. Attığım istek öylece duruyordu. 

   Acaba görmedi mi diye geçirdim içimden. İhtimalleri tartıyordum. Ama ya gördüyse? Profil fotoğrafımdan ben olduğumu anlayıp kabul etmediyse? Görmemiş olma ihtimalinin saçmalığından dolayı isteği anında geri aldım. 

  " O da haklı bir yandan. Gözlerini ondan alamayan bir kız var ortada, fakat çocuk ondan nefret ediyor belki de. Onun duygularını küçümsüyor ve dalga geçiyor. Kesinlikle egosunu tatmin ediyor. Çünkü onu beğenen, tüm kusurlarına rağmen onu mükemmel gören birileri var. Cidden kabul edeceğini mi sanmıştım? Kusura bakma Umutcum ya, benim salaklığım. Çömezliğime ver. Bana umut vermeyeceğini bilmeliydim. Sahiden, ne umudundan bahsediyorum şuan? Çocuk kabul etmemiş işte Derin. Neyi zorluyorsun ki kızım? Aptal olma. 12. sınıf biri seni ne yapsın Allah aşkına? Oynuyor işte. O bakışların nedeni de senden ne kadar iğrendiğini, ne kadar aptal olduğunu kanıtlamak istemesi. Aranızdaki uçurumu anla artık. "

  İç sesim ilk defa haklıydı sanırım. Yatakta öylece oturup boş boş halıyı izlerken annemin sesini duydum. Kahvaltının hazır olduğunu ve gelmem gerektiğini söylüyordu. Dediği gibi yaptım. Bedenimi yataktan kaldırdım ve adım atması için zorladım. Şokta mıydım? Evet. Kızlarla kesinlikle böyle düşünmemiştik. Kabul etmeyeceği ihtimali aklımızdaydı evet ama.. Gerçekleşmiş olması, bilmiyorum işte.. Kırıcıydı. Hiçbir şeyin olmayan biri seni sözsüz olarak da kırabilirmiş, bunu öğrendim. 

  Her neyse. Bu depresif durumdan hemen çıkmam lazımdı. Okula gidecektim sonuçta. Acaba onu gördüğümde ne hissedecektim? Ya da onun tavırlarında bir değişiklik olacak mıydı?Kendi kendime düşünürken biraz abarttığımı hissettim. "Amaan,  etmediyse etmedi. Amma da abarttın be Derin." Evet, kesinlikle öyleydi. Etmedi ve bitti gitti işte. Üstünde fazla durmamalıydım. O yüzden hemen hazırlanıp evden çıktım.

----------------------------------------------------------------------------

    Sanırım biraz gecikmiştim. Öğrenciler sıraya girmişlerdi bile. O kalabalıkta hemen bizim sınıfın sırasını buldum ve kızların yanına geçtim. Söyleyip söylememe konusunda emin değildim. İstek attığımı bilmiyorlardı. 

 "Günaydın kızlarr." dedim modumu düşürmemeye çalışarak. Çünkü birazdan alacağım tepkiler beni ürkütüyordu.

 "Sonunda geldin be kızım. Hiç geç kalmazdın sen, ne oldu?" dedi Nehir. 

 "Ya hep geldiğim otobüsü kaçırmışım. Bir sonrakiyle geldim, o yüzden."

 "Neyse, neyse. Yer değiştirmek ister misin? Özlemişsindir Umut'unu. Buradan Full HD gözüküyor da." dedi Selin gülerek. Diğerleri de ona katılırken o an susmayı tercih ettim.

 "A-aa bismillah. Umut dedik, Full HD dedik, görünüyor dedik ve bir tepki vermedi? Kızlar korkmaya başlıyorum." dedi Burçin. Merak etme Burçincim, Bir şey yok. :) 

 "Yaa ben onun ciğerini bilirim. Enişte demedik diye şey etti o. Dur bak şimdi. Ihıım.. Derincim, bebeğim. Bak tam saat yönünde solda eniştemiz var. Bakmak istersin diye düşünmüştük?" kendince eğlenmeye çalışan Nehir'in minnoşluğu güldürmüştü beni.

  "Tamam sakin olun bir şey olduğu yok.. Her gün ona bakmak zorunda değilim, öyle değil mi?" 

  "Yuuuuh. Ne diyorsun kızım, kendine gel. Çocuğu her gün yiyip bitiren Derin'in cümleleri değil bunlar. Tabi ki her gün ona bakmak zorundasın. Sen bakmayınca biz bile eksiklik hissederiz o decere yanii." dedi Selin. Burçin ve Nehir birbirlerine bakıp gülümsediler.

  "Tamam.. hemen özet geçiyorum öyleyse. Ben.. Dün gece bu şahısa istek atmış olabilirim. Ama durun. Hemen şey etmeyin. Kabul etmedi zaten." dedim düz bir tonda. Önce bir sessizlik oluştu. Sonra bu sessizliği Nehir bozdu. 

  "Hm.. Görmemiştir belki? Kaçta attın ki?"

  "23.30 falan.. Sabah uyanır uyanmaz da geri çektim."

 "Eh be kızıım! O saatte atar, sabahın köründe geri çekersen görmez tabi. Bence kesin görmemiştir. Yoksa niye etmesin dimi ama?" Ah Nehirim.. Güzel yüreğini seviyorum. 

 "Boşverin yaa.. Umrumda bile değil. Bundan sonra rahatsız olacağı şeyler yapmayacagım zaten. Hayvan gibi kesmek falan yok yani. Bitti o işler." dedim umrumda değilmiş imajı vererek. Tabiki öyle değildi. 

  "He he tabii. İnandık mı kızlarr??" dedi Selin imalı imalı. 

  "HAYIIRR!!" dedi Burçin ve Nehir aynı anda. Onlar da biliyordu ama olsun, deneyecektim işte. 

  "Umder aşkı öyle kolay bitemez kızım. Ki seni biliyoruz.. İki güne yine Umut Umut diye dolaşırsın ortalıkta. Çok şey yapma derim yaniii." dedi Burçin. Kızlar da ona katılınca bu laf kalabalığını ortadan kaldırmak için;

  "Umder diye adlandırdığınız şey hiçbir zaman olmadı, olmayacak. Bizim için bunlar sadece bir hayal unsuru, onlar için dalga konusu. Büyütmeye gerek yok artık. Seneye gidiyorlar zaten. Fazla kasmayacağım. Sizde bu sözlerinizle gaz verip durmayın. Tamam?"  

  Hepsi şaşırmıştı. Fakat böyle olmalıydı. Bu kadar yeterdi kurduğumuz hayaller. Bu konuyu burada kapatmalıydık. Hep bir ağızdan "Tamam." dedikleri an derin bir nefes aldım ve rahatladığımı hissettim.

En Son Umutlar ÖlürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin