Uzun mesajlar iyi hissettirir.

Belki De Mutluluğun Sırrı Vazgeçmekte Saklıdır

Ne kadar süredir sevdiğin,istediğin hiç önemli değil. Kimi sevdiğinin de belli bir noktaya kadar önemi yoktur. Fakat sevdiğin kişinin değip değmemesi mühim bir konudur. Ama insanoğlu o ruh haliyle bunu değerlendiremez. Bir kişi olsun istersin, sadece bir kişi. Her şeyden seni çekip çıkaracak, kurtaracak o kişiyi bulmuşsundur. İlk başlarda her şey gayet güzel gidiyor değil mi sizinde ? Ama sonradan her şey boka sarıyor hepimizin. Bilmez miyim ? Bunu en iyi ben bilirim. Konuşmuşsunuzdur o kadar, gecelerin yarılarına kadar belkide sabahlara kadar konuşmuşsunuzdur. Geceleri beraber,aynı anda uyursunuz. Artık günlerin onunla geçmeye başlamıştır. Sesine alışmışsındır, konuşma tarzına alışmışsındır, gülmesine, yazı tarzına, yazım hatalarına, surat ifadelerine ve en samimiside sana en saçma, en salak resimlerini atmasına. Alışıyor insan. Sonunu tahmin edemiyor hiçbirimiz. Sen onu isterken, onun bir başkasını istediğini öğreniriz. Önce afallarız, başımızdan kaynar sular dökülür, hemen kafamızda planlar yaparız bundan sonra ne yapacağımızın. Bir yanın acı çekeceğini bile bile inadına sev der, diğer yanın ise o kadar alışmışlığa karşın konuşma der. Belki de bazı şeyleri içimizde yaşamalıyız. Ve karşımızdaki kişinin hayatından ufak ufak gitmeliyiz. En ufak şeyini bile özleyeceğin insanın hayatından gitmek çok zor değil mi ? Belki de mutluluğun sırrı vazgeçmekte saklıdır kim bilir. Her sabah yeni bir güneş ışığı; yeni bir umut, yeni bir başlangıç ve birbirinden güzel hayaller...