0.2

69 31 12
                                    

"Umut her zaman vardır"

WatsApp'daki konuşmamız bi süreden sonra sapıttığı için telefonumu bırakıp hazırlanmaya başladım. Dolapın kapağını açıp,hızlıca siyah etek ve siyah büstiyer çıkardım. Aynada üstüme tutup nasıl durduğuna baktım sonuçta önemliydi nasıl durduğu. Hızlıca üstüme geçirdikten sonra hafif bir makyaj yapmaya koyuldum. Yüzüme fondeteni sürerken kapı birden açıldı, hızla arkaya döndüm bizim sığırların geldiğini görünce,

"Oha oğlum Dingonun ahırı mı burası?" Küçük bir fırça çektim onlara.

"Ayıp ediyosun ama" diyerek dudak büzdü buket. O an yanına gidip yanaklarını sıkamak istedim çünkü bunu yaptığında gerçekten küçük çocuk gibi oluyordu.

"Sana dermiyim ben hiç?" Dediğimde bana doğru koşarak gelerek kocaman sarıldı bana.

"Rahat bırak benim aşkımı" diyerek buketi benden uzaklaştırarak yanıma geldi Deniz. Elini omzuma atıp yanağımdan makas aldı.

"Artık gitsekmi diyorum" diye sitem etti Burak hepimiz birden kahkaha attık bir an önce bara gidip kızları kesmek istiyordu anlaşılan.

....

Barın kapısına geldiğimiz renkli tabela dikkatimi çekti. Koskocaman "KIZIL BAR" yazıyordu.

"Isterseniz burada kök salalım gençler?" Dedi burak. Hiç kimse bi şey söylemeden içeri geçti. Barı görünce ağzım bir karış açıldı gerçektende KIZIL BAR'dı her yer kırmızıydı masalar, sandalyeler, duvarlar, zeminler... aklınıza gelebilecek her şey kırmızıydı. Bara öyle derin dalmıştım ki Deniz elini belime koymasıyla irkildim.

"Masamız şurada" dedi parmağıyla sahneye yakın boş bir masayı gösterdi. Yavaşca masaya doğru ilerledik, herkes masaya oturdu Deniz ve ben masanın bir tarafında Buket ve Burakta masanın bir tarafına oturmuştu. Bizim yüzümüz sahneye bakarken onların sırtı sahneye bakıyordu.

Çalan şarkı ufak ufak kulağımızı doldururken gözlerim yavaşca sahneye kaydı. Kulağıma bilindik gelen şarkının BİRDEN GELDİN AKLIMA olduğunu anladım. Dikkatimi sahnedeki çocuğa verdiğimde siyah pantolonu, siyah tshirtü ve deri ceketiyle gerçekten çekici duruyordu.

Elindeki meyve suyunu "özgürlüğümüzün son günü" diye kaldıran Buket'e hepimiz kahkaha atmıştık onlar kendi aralarında birşeyler konuşurken ben artık tüm dikkatimi sahneye verdim. Şarkıyı söylemeye başladığında can kulağıyla onu dinlemeye başladım. Şarkıyı gözlerini kapatıp söylemey başladı

Sen yağmuru çok seven küçücük şey
Ben kendine geç kalan bir kadın
Beni sevmesende görmesende hayat sürerdi yine
Ama kendini sevmezdim şimdiki kadar
Beni seçmesende yok desende ateş yanardı yine
Ama gülmeyi bilmezdim şimdiki kadar
Birden geldin aklıma yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan
Birden geldin aklıma yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan

Gözlerini açıp mekanda gözlerini gezdirirken gözleri bir dan beni buldu. Birkaç saniye gözlerinin içine baktıktan sonra gözlerimi ondan kaçırıp önümde duran bardağa kilitledim. Şarkıyı tekrar söylemeye başladığında kafamı hafifçe kaldırıp sahneye baktım gözlerini tekrar kapatmıştı gözlerimi tekrar bardağıma sabitleyerek şarkıyı sessizce söylemeye başladım

Sen kalbime denk gelen küçücük şey
Ben kendimi aşk sanan bir adam
Beni sevmesende görmesende hayat sürerdi yine
Ama kendimi sevmezdim şimdiki kadar
Beni seçmesende yok desende güneş doğardı yine
Ama gülmeyi bilmezdim şimdiki kadar
Birden geldin aklima yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan
Birden geldin aklıma yakıverdin ışıkları
Hayret ettim kalbime bazen mutluluktan

Koluma sert bir sekilde vurulmasıyla kendime geldin ve ne zamandır böyle durup şarkı söylediğimi anlamadım. Gözlerini barda gezdirdiğimde sahnedeki çocuğun çoktan gitmiş olduğunu gördüm.

"Dünyadan Azra'ya bizi duyabiliyor musun?" Burak'in söylediği bu sözlerin ardında hafifçe gülümsedim.

"Tepki verdi beyler demekki yaşıyormuş" diyen Deniz'e sen ciddimisin bakışlarını yollamayıda unutmadım tabiki.

"Abartmıyo musunuz?" Diye bir soru attım ortaya. Sadece dalmış olabilirim gerçekten çok abartmışlardı.

"Çocuğu yedin gözlerinle resmen"dedi Buket. Gerçekten şimdi abartmışlardı ve ben artık çok sıkıldım.

"Saçmalamayın yok öyle birşey" diyerek onlara sitem ettiğimde birinin eksik olduğunu fark ettim ve o soğuk espirisiyle hepimizin içini dondurduğunda artık hepimizin tamam olduğunu anladım.

"Saç malanmaz taranır Azra" dediğinde hepimiz ona öldürücü bakışlarımızı atıyorduk ama o hala gülmeye devam ediyordu. Oda Sinan'dı işte onu öyle kabullenmiştik.
Gülmesi bitince oda masada yerini aldı.

"Size daha önce çok güzel espiri yaptığımı söylemişmiydim" dedi Sinan gülerek. Deniz'in ya sabır çektiğini duyunca artık konuya el atmam gerektiğini anladım.

"Eee bu sene bende sizin okula geliyorum artık hep birlikteyiz" diyerek konuyu değiştirdim. Ortamın yumuşadığını şimdiden hissettim.

"Bu gerizekalı yüzünden ilk haftadan okuldan kaçmassan çok güzel olucak" diyerek Sinan'i gösterdi Deniz.

"Niye benim yüzümden kaçsın canım kaçsa kaçsa senin yüzünden kaçar"dedi Sinan dudaklarını büzerek. Daha fazla bu konuyu dinlemeye dayanamayacağımı anladığında lavabo bahanesiyle masadan kalktım. Lavaboya ilerlerken cantamdan makyaj malzemelerimi almak için çantanın fermuarını açtım. Önüme bakmadan ilerlerken vücudumun sert bir cisme çarpmasıyla kafamı yavaşça yukarı kaldırdım.

UMUTLAR | GECE YARISIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin