Sen Gerçek Misin?

8.3K 70 23
                                    

 Yanlışlıkla sildim hikayeyi. Bu arada multimedyadaki Melis.  

    Aynada soluk yüzüme son kez baktım ve yakışmasını umarak pembe rujumu dolgun dudaklarıma sürdüm. Hafif sağa kaymış burnuma-bunu çoğu kişi fark etmiyordu ama benim gözüme takılıyordu- bakıldığında oraya ait değilmiş gibi olan pembe dolgun dudaklarıma mutlulukla baktım. Küçük açık kahve rengi gözlerimi belirginleştirmeye çabalayarak göz kalemimi ve rimelimi sürdüm. Arkadaşım Melis'in zoruyla yapıyordum bunları. Uzun düz saçlarımı at kuyruğu yapıp Melis'e bağırdım.

      "Hadi artık gidelim lütfen"

  Melis kapımda belirdi. Beline dökülen sarı saçları, iri mavi gözleri, kusursuz cildiyle adeta ışıldıyordu. Düzgün fiziğini söylemiyorum bile. Kısacık elbisesiyle tüm gözleri üstüne toplayacağı kesindi. Söylediğine göre bizi çok gizli bir partiye sokacakmış. 

      "Böyle mi gideceksin yani." dedi beni süzerek.

     "Nefesini boşa harcama." dedim. Ben öyle mini elbiseler giyen bir kız değildim. Dikkat çekmekten nefret ederdim. Dar paça kotum ve mavi askılımla çokta salaş durmuyordum değil mi? Evet durmuyordum ama sanırım Melis daha çok converslerime takmıştı. Üzgünüm ama ben topuklu ayakkabı giyemem. Dans etmek istiyorum ben. Ayak acısı çekmek değil!

     "Nefesini boşa harcama." dedim deri ceketimi alıp evden hızla çıkarken. 

     Melis kapıda duran garip adama şifreyi fısıldadı. Adam sinsice gülümseyip kapıyı açarken nefesimi tuttum. Karanlık koridorda yürürken korkudan tek kelime edemiyordum.  Adam tekrar bir kapı açtığında gözlerim ışıktan kamaştı. Müzik sesinden neredeyse yer titriyordu. Melis kolumdan tutup beni bara sürükledi. "Bedava içecek!" diye bağırıp içkilere saldırdı. Bense hala şaşkın bir ördek gibi etrafımı inceliyordum. Etraf seksi kız ve erkeklerle doluydu. Oradaki tek pantolonlu ve conversli kız bendim. Bella'nın elime tutuşturduğu tekilayı kafama diktim. Bunu yapmam kesinlikle salaklıktı. Midemden aşağı sanki bir ateş topu inmişti. İçerken acı versede sonradan verdiği keyife değerdi sanırım .

      Rengini beğendiğim pembe kokteyli kafama diktim. Tadı tekilaya oranla çok daha iyiydi. Kendimi müziğin ritmine bıraktım. Nefesim kesildiğinde kendimi daha az kalabalık olan bir yere attım. Melis nerelerdeydi?  Gözlerim onu ararken sonunda köşede seksi bir erkekle öpüştüğünü fark ettim. Midemdeki hareketle tuvalete koştum. Burada sıradan barlardaki gibi iğrenç bir tuvalet ve tuvalet sırası yoktu. Midemdeki tüm içkileri klozete boşaltırken boğazımdaki yanmayla çok daha kötü hissettim. 

       Tuvaletten çıkarken başımın dönmesiyle dengem bozuldu. Gözlerimi açtığımda kalçamda bir acı yoktu. Ölmüş gibi de değildim. Görüntümü netleştirip nerede olduğuma baktım. Görüntüm netleştiğinde mükemmel bir yüzle karşılaştım. İri mavi gözler, karışık dalgalı sarıya kaçan parlak saçlar, mükemmel derecede güzel dudaklarıyla insanı büyülüyordu. Endişeli bakışlarıyla bana bakıyordu. Yoksa ben ölmüş müydüm? Eğer öldüysem ve burası cennetse hiç fena bir yer değil. Bu oğlan için bile ölünür ki. 

      "Sen iyi misin?" dedi.

     "Ben öldüm mü?" dedim. sesim çatallı çıkmıştı.

     "Hayır konuştuğuna göre ölmedin." dedi ayağa kalkmama yardım ederken.

     "Teşekkür ederim." 

   "Bence fazla içme. Her zaman bayılırken seni tutacak birini bulamayabilirsin." dedi gülümseyerek. Gülümsediğinde beyaz dişleri gözümü alıyordu. Ben ne söyleyeceğim diye düşünürken ışıkların arasında kayboldu. Bense büyülenmiş bir halde hala tuvaletin önünde dikiliyordum. 

     Melis endişeyle yanıma koştu. "Seni çok merak ettim." dedi. Bende kendimi toparlayıp onunla bara gittim. İçki içmeyecektim. Bir daha kusmak istemiyordum. Gözlerim hala o oğlanı arıyordu. Keşke en azından adını bilseydim. Birisinin önüme bir bardak buzlu su koymasıyla gözlerimi dans eden topluluktan ayırdım. 

     "Su içmelisin. Daha iyi hissedeceksin." dedi o mükemmel gülüşüyle. 

    "Beni yine kurtarıyorsun ve ben kurtarıcımın adını bile bilmiyorum." Evet bu kesinlikle benden beklenmeyen sözlerdi.

      "Ben seni tanıyorum. Sen bizim yan komşumuzsun. Hatta bu sabah gördüm seni."

     "Hıı? Nasıl yani? Yan komşumuz bu kadar yakı... Iıımm şey yani ben seni niye görmedim." dedim salak sözlerimi toparlamaya çalışarak. Resmen biraz önce yan komşuma bu kadar yakışıklısın ve ben seni nasıl fark etmedim diyecektim. Yan komşumuzun bu kadar seksi olması ve tesadüfen burada karşılaşmamız ise büyüleyiciydi.

     "Yeni taşındık. Taşınırken ben yoktum. Bu sabah geldim... Bu arada ben Efe Kaan. Ama Efe'yi kullanıyorum." dedi elini uzatırken. Adı bile ona yakışıyordu. 

     "Ben de Arya." dedim elini sıkarken. Melis'in yanımda belirmesiyle Efe ona baktı. İşte Melis gelmiş ve büyü bozulmuştu. Melis harika gülüşüyle ona gülümsedi. Efe de ona gülümsediğinde orada fazlalıkmışım gibi hissettim. 

    "Melis bu yan komşum Efe. Efe bu da arkadaşım Melis." dedim samimi olmaya çalışarak. Onlar tanışırlarken tekrar gözümü dans eden gruba diktim. Onların kaynaşmalarını izlemek istemiyordum. Güzel kız ve yakışıklı oğlan sohbet eder çirkin arkadaşları ise bir köşede sessizce otururdu değil mi? Evet genelde böyle olurdu. 

    Efe  "Pekala kızlar size iyi eğlenceler." dediğinde tekrar dikkatimi onlara verdim. Melis kıkırdayarak " Görüşürüz" dedi. Ben de yarım bir gülümsemeyle karşılık verdim. Efe bana doğru eğildi ve " Suyunu içmeyi unutma. İyi kızlar fazla içki içmemeli  " dedi göz kırparak. Bunları söylerken nane ve sigara karışımı kokan nefesini yüzümde hissetmiştim. Sonra yanımızdan uzaklaştı. Bense kıpkırmızı olmuş suratım ve Melis'in soran bakışlarıyla kalakaldım.  

Sen Gerçek Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin