Değişim iyidir, yani sanırım...

1K 43 14
                                    

  Kuaför oldukça büyüktü ve güzellik salonu bölümleri de vardı. Cilt bakımı ve ağda yaptılar. Kaşlarıma da küçük dokunuşlar yaptıklarında acıdan gözlerimden yaş geldiğini söylesem yalan olmaz. Sonunda saçlarımı kurutup fön çektiler ve aynaya örttükleri havluyu kaldırdılar. Böylece kendimi gördüm. 

   Kahverengi, belime kadar uzanan kırık ve bakımsız saçlarıma şekil verilmişti ve yarısından başlayarak tonu kızıldan sarıya doğru açılmaya başlıyordu. Hala uzun olmaları beni sevindirmişti. Önüme düşen perçemlerim yüzüme ayrı bir hava katmışlardı. Kaşlarım biraz daha kavisliydi ama hala doğal bir görüntüye sahiptiler. Aynada bir kaç dakika daha kendimi inceledim. Sanki tenim bile bu değişimi bekliyormuş gibiydi ve değişime hemen ayak uydurmuştu. Kendime sağ ve sol profilden de baktım. Oldukça iyi duruyordum. Hatta biraz zorlasam kendime güzel bile diyebilirdim. Tepkimi merakla bekleyen kuaföre-Banu ablaya- döndüm. 

     "Beğendin mi?" dedi merakla.

     Ona sarılırken "Bayıldım." dedim.

    "Sana söylemiştim." dedi. "Buraya daha sık uğramalısın. Saçlarını yine bakımsız bırakma." diye ekledi.

     "Merak etme geleceğim." dedim. 

    Daha sonra kasaya gidip parayı ödedim ve oradan çıktım. O kadar çok tutacağını düşünmemiştim ve yüklüce bir para ödemiştim. Bu canımı sıksada ellerimi yumuşacık saçlarımda gezdirdiğimde yeniden rahatladım. Çantamdan cüzdanımı çıkardım ve içindeki banka kartıma baktım. Uzun zamandır üniversite için biriktirdiğim paraları bugün yeni biri olmak için harcamam gerekiyordu. Yeni bir tarza da ihtiyacım vardı ve bu yüzden yeni kıyafetler almalıydım.

     Alışveriş merkezine girip etrafa baktım. Nerede indirim varsa oraya girecektim. Sonuçta bir yüzücü atletine 25 lira verecek bir insan değildim ben. Verenleri de anlamıyordum. Sonunda ucuz sayılabilecek bir alışveriş yaptım ama aldıklarım şimdi ki tarzımın çok dışındaydı. Her zaman bu aldığım kıyafetler gibi bir tarz istememe rağmen hep daha hanım hanımcık ve sportif kıyafetlere yönelmiştim. Şimdiyse deli cesaretiyle şortlar, dar paça yırtık kotlar vs. almıştım. Sanırım içimdeki metalci biraz ortaya çıkmıştı. Ellerimde poşetlerle eve yürürken sanki herkes bana bakıyormuş gibi geliyordu. Saçlarımı çok açan biri değildim, hep bağlardım. Sanırım bu da alışmam gereken bir şeydi.  

    Sonunda dairemize geldiğimde kapının önünde öyleyce kaldım. Aileme saç konusunda ne diyecektim ben? Onlardan habersiz saçlarımı açtırmıştım. Korkunun getirdiği yük kalbime oturduğunda kendi kendime "İçime öküz oturdu." diye söylendim. Onların tepkilerine göre aklımda bir savunma hazırladım ve kapıyı çaldım. Kapıyı ablam açtı ve birkaç saniye aval aval bana baktı.

     O bana bakarken ben de başımı biraz sağa yatırıp ona gülümseyerek baktım. Saçlarını dağınık bir şekilde topuz yapmıştı. Üstünde şort ve önünde Music is my life yazan yeşil bir t-shirt vardı. Onun bu halini görünce acaba bugün hiç dışarı çıktı mı? diye düşündüm. 

     "Arya?" dedi yorgun ve biraz da şaşkın bir sesle.

     "Evet abla başka kim olabilir."

     "Saçların..."

     "Nasıl olmuş?" 

    "Harika olmuş. Bakalım annem ne tepki verecek." dedi.

    Poşetleri bir kenara bırakıp ayakkabılarımı çıkardım. Korkak adımlarla salona gidip, dizisine pür dikkat odaklanmış annemin yanına oturdum. Halam diğer koltuğa yayılmıştı ve o da diziye odaklanmıştı. Babam, Egemen ve kardeşim ortalıklarda yoktu.

     Tüm sevimliliğimi takınarak "Annecim nasılsın?" dedim. 

    Bana bakmadan "İyiyim tatlım sen nasılsın?" dedi. 

     Cıvıldayarak "Harikayım. Sorduğun için teşekkür ederim" dedim. 3-5 yaş için çekilen eğitici çizgifilmlerdeki kızlara dönmüştüm resmen.  

    Annem bir kaç saniye durakladı ve tek kaşını kaldırdı. Sanki bir şeyi fark etmiş gibi gözleri kıstı ve bana döndü. Neye şaşırmıştı bu kadın? Sanki hiç halini hatrını sormuyordum.

     "Sen niye bana yağ yakı-" Cümlesini tamamlayamadan sustu ve gözlerini saçlarımda gezdirdi. "Senin saçlarına ne oldu?" dedi hayretle. Sonra elleriyle de inceleme gereği duydu. 

     "Şey ben... değişiklik olsun istedim." dedim ve annemin yüzüne baktım. "Çok mu kızdın?" dedim korkarak.

    "Kızmak mı? Tamam bu yaşta saçını açtırman hiç iyi değil ama sadece uçlarını açtırmışsın. Hepsini açtırsan ya da tümden boyatsan kızardım. Bu model sana çok yakışmış. Sonunda kendine özen göteren bir kız olduğunu görmek hoşuma gitti." dedi bana sarılarak. Üzerimdeki şaşkınlığı atamasam da ben de ona sarıldım. Resmen gençlik filmlerindeki anneler gibi konuşmuştu. Tamam annem öyle çok dar görüşlü birisi değildi ama böyle bir tepkiyi de ondan beklemiyordum.

     "Buna çok sevindim. Babam da böyle düşünür umarım"

    "Elbette böyle düşünecek." dedi. Halamdan da iltifatlarımı duyduktan sonra büyük bir sırıtışla kapıda duran poşetleri alıp odama gittim. Egemen'in de yeni halimi yarın görmesini istiyordum. O yüzden kapıyı kilitleyip ışığımı söndürdüm ve internetten bir dizi açıp, kulaklığımı taktım. Yarın için çok heyecanlıydım. Bakalım yeni Arya'yı Egemen,Efe ve Melis nasıl bulacaklardı?

Sen Gerçek Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin