İntikam?

1.2K 38 11
                                    

  "Of çok tatlı oğlan ama. Hem de seksi"

  Kafede oturmuş Melis'in Efe hakkındaki görüşlerini dinliyordum ve sadece arada kafa sallayarak onu onaylıyordum. Aslında dinliyorum da denemez. Onu dinlemek yerine iki masa önümde oturan sevimli çocuğu kesiyordum. Ergenliğin zirvelerindeyim valla. Oğlanlar hesabı ödeyip kalkınca ben de önümdeki patlamış mısır kutusuna baktım. Neden kafede oturmuş patlamış mısır yiyordum? Asıl soru şu ki; Neden kafede patlamış mısır satılıyordu? Sinema mıydı burası? 

     "Veee!?" Melis susunca ona baktım. "Sen beni dinliyor musun?" dedi gözlerini açarak. Korkak bir çocuk gibi başımla onu onayladım. 

     "Biz öpüştük." dedi. Onları gördüğümü belli etmemek için şaşırmış numarası yaptım. Öpüştük denmez ona pis sürtük! Yiyiştik diyeceksin! Bunları iç sesimle saydırırken, biraz önce saçma bulduğum patlamış mısır kutusuna elimi daldırdım. Bir avuç mısırı ağzıma atarken Melis'e "ee..." dercesine kafamı salladım.

    Bu halime yorum yapmamayı tercih ederek "Sonra bir şey olmadı. Beni eve bıraktı. Çok bir şey konuşmadık. Ege'yi falan sordu. Öyle yani." dedi. 

     "Ege'yi mi?"

    "Evet. Kim falan dedi. Ben de senin kuzenin olduğunu söyledim. Peşimden çok koştu o demeyi de ihmal etmedim tabi ki." dedi su dalgası yaptığı saçlarını arkaya atarken. 

    Hava atacak yer arıyor sürtük! Şimdi ağzıyla burnunun yerini değiştirsem ne kadar güzel olurdu. Aklımda böyle psikopatça düşünceler kol gezerken yüzümde sakince bir gülümseme vardı. Evet psikopatlıkta emin adımlarla ilerliyorum. 

   "Hmm..." Artık ikisi de umrumda değildi ve muhabbetten sıkılmıştım. "Ben artık gideyim. Evde biraz işim var." deyip hemen kalktım. 

    Küçücük çantada bir anahtar nasıl bulunamazdı? Nasıl ya? Her zaman en dibe inmek zorunda mı bu? 

    "Naber?"

   Yanımda dikilen Efe'ye baktım. Yüzünde yine o seksi gülümsemesi vardı. İstemsizce gülümsedim. Şu an resmen önünde eriyip bitiyordum. Kendime gelip sırtımı dikleştirdim. 

     "İyi. Senden?" Vuhuuu çok coolum hacııı. Of iki saniyede iç sesimle tüm havalı halimi yok ettim. 

     "İyiyim. Bu ne tavır?"

     "Tavır?" dedim tek kaşımı kaldırırken.

     "Bilmem. Soğuk davranıyor gibisin." 

     "Ne soğuk davrancam ya." dedim şirin görünmeye çalışarak. "Birazdan trip atıyosun demenden korkuyorum." dedim gülerek. 

    "Tam diyecektim." dedi kahkaha atarken. Kahkası apartmanda yankılanmıştı. Bende onunla güldüm. Dairemizin kapısı açılınca ikimizde baktık. Ege sırıtan bir yüz ifadesiyle bize bakıyordu. Görende bizi yatak odasında basmış sanacak.

     "Selam."

     "Selam. Egemen'di değil mi?" dedi Efe Ege'ye elini uzatarak. Ege ile el sıkışınca "Ben Efe." dedi.

    " Biliyorum." 

    "Evet tanışma faslınız bittiyse ben artık evime gireyim." dedim Ege'yi ittirip kendimi içeri atarken. Evde ölüm sessizliğini fark edince Ege'ye döndüm "Bizimkiler nerede?" 

   "Bu gece geç gelecekler. Onlarında eğlenmesi gerekiyordu o yüzden onlara güzel bir gece planladım." dedi sırıtırken. "Bu gece birlikte yemek falan yaparız. Dizi izleriz." Benden bir ses çıkmayınca Efe'ye döndü. " Bir planın yoksa bize katılsana." 

     Efe önce bana baktı sonra Ege'ye dönerek "Olur tabi. Zaten yapacak bir şeyim yok." dedi.

    Egemen adeta cıvıldarken "Harika!" dedi. Aman ne güzel. Egemen'in benimle uğraşabileceği bir gece beni bekliyordu. 

    Egemen'in yaptığı özel soslu makarnayı mideye indirip koltuğa yayılmıştık. Tabi ben devamlı Efe'yi süzüyorum. Artık benimle sevgili olduğunu değil Melis ile sevgili olduğunun hayalini kurup kendi kendime krize giriyordum.

    "Arya şu telefonuna baksana" Ege'nin uyarısıyla telefonumu açtım. Arayan Melis'ti. Efe'nin bizde olduğunu duyunca bizim eve ışınlandı resmen. Vıcık vıcık hareketlerle Efe'ye kur yapıyor, Efe hiç oralı olmuyordu. Ortamda bir gerilim vardı ve büyük ihtimalle bu benden kaynaklanıyordu. 

     Egemen durumu fark edip ortaya bir fikir attı. "Hadi şişe çevirmece oynayalım."

    Gözlerimi devirdim. "Daha klasik bir şey olamazdı zaten." 

     Melis yavru ceylan görmüş aç aslan gibi Efe'ye baktı sonra cıvıldadı "Bence harika bir fikir."

    İtirazlarım işe yaramayınca mecbur oturdum yere. Ege şişeyi çevirdi. Egemen Efe'ye soracaktı. Bana gelmediği için derin bir oh çektim.

     "Kaç kızı öptün?" Sorunun amacı neydi? Egemen Efe ile kendini mi kıyaslayacaktı? Bir de kendime ergen diyorum. 

     "Saymadım. Gerçi bunu sayan insanlar var mıdır onu da bilemiyorum." 

     Ege böyle bir cevap beklemediği için biraz bozulmuştu. Melis yine yavşayarak gülmüştü. Efe şişeyi çevirdi. Şişe Melis ve Efe'de durmuştu. Melis sırıtırken gözlerimi devirdim. Melis "cesaret" diye atılınca Efe biraz düşündü ve sırıttı. "Pencereyi aç ve ilk gördüğün kişiye laf at." dedi. Melis resmen yıkılmıştı. Gözlerinden belli oluyordu. Ben bile Efe'den böyle bir şey beklemiyordum. Gülmeden edemedim. 

     Melis bir süre öylece baktı ve sonra kalkıp pencereyi açtı. Biz de hemen yanına koştuk. Aşağıda yaşlı bir çift vardı. Melis biraz düşünüp bağırarak "Hey siz." dedi. Yaşlı adam ve kadın kafasını yukarıya çevirdi. "Uzun zaman evli olan kişiler birbirleriyle her şeyi paylaşırlarmış. Bu durumda bunu sizde yapıyorsunuzdur. Peki buna takma dişleriniz dahil mi?" dedi ve hemen geri çekildi. Kahkalarla gülüyorduk. 

    Oyun bir süre devam etti. Sonunda Ege sıkıldı ve yeni bir fikir ortaya attı. "Pekala oyunu biraz değiştiriyoruz. Şimdi şişe kimde durursa odada bir dakika yalnız kalacaklar." dedi. Her zamanki gibi ben itiraz etmiştim ve Melis bu fikre bayılmıştı. Sürtük! Başka bir kelime bulamıyorum. Bulurum aslında ama fazla ağır kaçar!

    Şişe dönerken tek düşünebildiğim kimde durursa dursun ben de durmasın yeterdi. Sonra Melis'e baktım. Melis ile Efe'de de durmasın. Hatta Melis ile Ege'de dursun Melis hayal kırıklığı yaşasın istedim. Böyle şeytani düşüncelerle içimden gülerken şişe çoktan durmuştu. Has... Şişe'nin ucu bana bakıyordu ve Egemen yanımda bana sırıtıyordu. Şişenin arkasının kime dönük olduğuna baktım. Hadi canım bu kadarı da olamaz! Efe bir şişeye bir bana bakıyordu şaşkınlıkla.  

     Ege Melis'i itekleyerek odadan çıkarken "Öpüşmek zorundasınız. Hile yapmak yok! " diye bağırdı. Bu gerçek olamazdı. Ege'yi şu an boğazlayıp köpeklere atabilirdim. Sıkıntıyla nefesimi verirken Efe'ye baktım. Acaba o ne düşünüyordu? Melis ile olmak varken bana kalmıştı. Yazık çocuğa. 

Sen Gerçek Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin