Merhaba umarım beğenirsiniz!
::::Yazar:::
Küçük kızın bedeni kanlar içinde kalmış gören kişileri endişelendirmişti. Genç adam telefonda sevdiği kadını kaza yaparken duymuştu. Ve dünya o an başına yıkılmıştı. Duygularını kontrol edemez olmuştu.
Araba kaza yaptıktan hemen sonra korumalar genç kızın kanlar içinde kalmış bedenini gördükten sonra ambulansı arayıp ilk yardım istemişlerdi. Sonra emir aldıkları kişiyi yani Koran Karadağ'ı aramışlardı. Bunu duyan genç adam hızla evinden çıkıp olayın olduğu yere gelmişti. Kızın cansız gibi hareketsiz duran bedeni genç adamı hıçkırarak ağlatmıştı.
Genç adam kendini suçluyordu. Benim yüzümden diyip duruyordu. Sanki genç kız onu duyabilirmiş gibi onunla konuşuyordu. Ama genç kız ne hareket ediyordu ne de gözlerini açıyordu. Ambulans çok geçmeden oraya vardığında içinde ki görevliler genç kızın kanlı bedenini sedyeye alıyorlardı.
Genç adam ise bir köşeye geçmiş elini saçlarına daldırmış nemli gözlerle sevdiğini izliyordu. Elinden ise hiç birşey gelmiyordu. Benim yüzümden diye mırıldanıyordu. Benim yüzümden.
Ambulansa alınan genç kızın yanına gidip elini tuttu. Ona tüm gücünü vermek istedi ama nafile. Adını bilmediği bir sürü tıbbi kelimeler kullanan görevlilere bakıp sanki her an kötü birşey diyecekler mi diye bakıyordu.
Ambulans hastaneye geldiğinde kızın bedenini sarsmadan sedyeyle yere indirdiler. Genç adam sevdiği kadına öyle bir baktı ki sanki başka bir yere baksa onu kaybedecek sandı. Hızla hastanenin acil bölümüne kaldırılan kızın başına bir sürü beyaz önlüklü doktorlar doluştu. Ameliyathaneye götürülen kızın ardından genç adam da girmek istedi. Doktorlar izin vermeyince ortalığı ayağı kaldırdı.
''O kız iyileşecek doktor. İYİLEŞTİRECEKSİNİZ!'' diye adeta kükredi. Doktorlar ise adama sakinleştiri cümleler kurup rahatlamasına yardımcı oldular. Ameliyathanenin kapısı kapandı ve adam bedenini ruhuyla birlikte yere çiviledi. Dizinini üstüne çöküp kızın boynundan düşen kanlı fuları içine çekip kokladı. O kadar güzel kokuyordu ki dedi içinden çiçekler yanında halt etmiş dedi kendi kendine. Sonra yüzünde bir gülümseme belirdi. Buruk bir gülümseme. Dün onu gördüğünde ki şaşkınlık paha biçilemezdi onun için. Seviyordu adam onu. Hemde çok seviyordu. Sonra aklına ambulansa binmeden önce kızın telefonu aldığı aklına geldi. Genç kızın telefonundan gelen mesaj sesi de bunun kanıtıydı. Genç adam sevdiği kadının telefonunu açtı ve baktı. Baktı. Baktı.
Gördüğü mesajlar onun sinirini kat ve kat çoğaltırken elinde tuttuğu telefonu hastanenin beyaz duvarına fırlattı. Sevdiği kızın sevgilisi vardı. Sevdiği kızı başkası seviyordu. Onu başkasıyla paylaşıyordu. Ama genç adam paylaşmayı sevmezdi ki. Sevdiği kızı da paylaşmayacaktı. Ama genç adam kötü bir değildi insanları öldürmezdi. Karanlıktı evet ama oyunu kurallarına uyarak oynardı. Haksızlığa gelemezdi. Kötü işler yapmazdı mesela. Mafya sanarlardı onu ama o mafya değildi. Normal başarılı bir yöneticiydi. Siyahı severdi ama siyah hatalar yapmazdı. Karanlığı severdi ama kalbinde ki ışıkla karanlığı da yok ederdi. O araftı. Bir tarafı iyi bir tarafı ise kötüydü.
Etraf sessizdi genç adam ise hala sinirliydi. Nasıl olur? Onun olan nasıl başkasını severdi ki. O sadece genç adama ait olabilirdi. Onu sadece genç adam koklayabilirdi. Sevebilirdi sadece onu sevebilirdi genç kız.
Bir süre öylece hastane koridorunda dizlerinin üstünde oturmuş bekliyordu
Gözü ameliyathanenin kapısındaydı. Neden kimse bir şey demiyor diye geçirdi içinden genç adam. Sonra ameliyathaneden çıkan doktorla dört saatin ardından rahatlamıştı. Oturduğu yerden hızla kalkıp doktorun yanına koşar adım ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Haviye
General FictionKoran Karadağ. Masal Demir. KORAN'a anlatılan bir MASALdı O Uçurumun aşşağısın da bulunan içi ateşlerle dolu olan düşenin bir daha yükseğe çıkamaması; HAVİYE İşte HAVİYE bu; insanı içine çekip yakıp küle çeviren uçurum...