DÜŞÜŞ

20 4 0
                                    

MERHABA UMARIM BEĞENİRSİNİZ

''Buyurun hanımefendi bir şey mi istemiştiniz?'' ben onlara öylece bakmaya devam ederken yanıma gelen garson korkup irkilmemi sağladı.

''Hayır bir şey istemiyorum. Biri için gelmiştim onları da buldum teşekkürler.'' diyerek nazikçe yanımda ki garsonu kovdum. Yanımdan uzaklaşan garson başka masalara siparişlerini yetiştirirken ayaklarıma komut verip abimlerin masasına yönelttim. Beni gören ilk abim oldu ayağa kalkım belime kollarını sardı. Zorla da olsa bende kollarımı abime sardım. Sonra bakışlarını bana çeviren Koranın gözlerinde sadece bir duygu vardı; Afallama.

''Hoş geldin'' diyen abime baktım. Zoraki bir gülümsemeyi abime ve masadakilere bahşederken Koran sinirli olması ile beni çok şaşırmamıştı. Sonra gözleri arsızca vücudum da gezindi ve bir dakika o niye öyle kötü bakıyor ki ?

''Koran bey kardeşim Masal'' diyince bedenimde gezinen gözler anın da abimin gözlerine çivilendi.

''Hiç bahsetmemiştin bir kardeşin olduğundan.'' içimde ki Masal ' Niye bahsetsin ki o beni umursamıyor bile' diyerek düşünce havuzuna atlayarak kendini orada boğdu. Abim;

''Zaten çok fazla görüşmüyoruz. Malum işleri ve okul ile ilgilendiği için meşgul oluyor.'' Yalan söylese de fazla umursamamaya çalıştım. Allah aşkına şuan kendime yalan söylüyordum. Umursuyordum hatta abimin bu tutumu bana karşı olan davranışları beni fazlasıyla üzüyordu. Fakat duygularımı dışarıya yansıtmama konusun da iyi olduğum için içimde yer alan kargaşayı kimse görmüyür, duymuyor, hissetmiyordu.

''Merhaba Masal Nasılsın'' elini uzatmış ciddi bir yüz ifadesiyle yüzümün her yerinde gözlerini değdiriyordu. Elini elime alıp sıktı ve yine yüzüme yerleştirdiğim hiç bir duygu barındırmayan bir tebessüm sergiledim. Ağlamak isityordum. Kafamda kurduğum oyunları yıkıpyakmak istiyordum. Ben bu gece bu adamdan kaçarken kendi ayaklarıma komut verip kendi isteğimle gelmiştim. Şaka gibi.

''İyiyim Koran bey siz nasılsınız?'' masanın altına sakladığım elimi yumruk yapmış olabildiğince sıkıyordum. Ama ne fayda karşım da bu pislik varken sinirim bitecek gibi durmuyordu.Sahi abimin bu adamla burada ne işi vardı?

'' Bende iyiyim. Ne işle meşguldünüz?'' sanki bilmiyor. Allahım sana geliyorum.

'' Tıp okuyorum Koran bey çocuk doktorluğu.'' dişlerimi öyle bir kuvvetle sıkıyordum ki bir an kırılacaklar sandım.

''Ne güzel'' deyip kendi kendine mırıldandı Koran. Abim;

'' Artık Koran beyin şirketinde iç mimar olarak çalışacağım Masal. Sende bilirsin bir zamanlar bir şirkette çalışıyordum o şirkette Koran beye aitti'' elime aldığım ve abim konuşmadan önce içinden bir yudum aldığım bardakta ki su genzime kaçınca yine bir öksürük krizi ile baş başa kaldım.

''Helal kızım helal. Noluyor sana anlamıyorum ki'' diye hayıflanmaya başladı abim. Neydi şimdi bu demek seneler önce de tanışıyorlardı. Off

''İyimisin Masal'' diyen endişeyle bana bakan Korana

''iyi olmam mı iyiyim hem de çok iyiyim.'' susmamı sağlayan bir diğer neden ise telefonumun meldisiydi. Elime alıp kimin aradığına baktım. Emir arıyordu. Yüzüm de büyük bir sırıtışla sandalyemi geriye çekip ayağı kalktım ve masadakilere;

''Hemen geliyorum.'' dedikten sonra yüzümde hala silinmeyen sırıtışımla masadan uzaklaşıp telefonu açtım.

''Sevgilim'' diyen o yumuşak sese gözlerimi kapadım ve kulaklarımdan hiç çınlasın istedim.

HaviyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin