YAKIŞIKLI POLİS

59 8 0
                                    

Sakin bir şekilde okula geldim. Bugünü aksiyonsuz geçirecektik Allah'ın izni ile. Çantamı sıraya koydum. Doruk ile Hira önden kantine doğru indi. Aç karnını doyurmaya çalışan Aren'in yanına gittim. Elindeki krakerden bir avuç aldım.
"Oha lan napcan o kadar krekeri" dedi.
"Üstüne oturcam. Töbe Yarabbim. Sen bu mal kulunu affet. Senin yüzünden günaha girdim kanki" dedim bir çırpıda. Baharatlı kakeri çok seviyordum nababilirim şimdi? Hira ile sanırım tek ayrı noktamız bu . Baharatlı krakerden nefret eder.

Aren ile hala kavga ediyorduk. Bir yandan da kantine doğru yürüyorduk. Hira ile Doruk çoktan 3 kişilik bir boş masaya oturmuş kahkahkah kihkihkih gülüyorlardı. Ya abi ben neden bu kadar fesatım. Dostça konuşuyorlar işte. Yoksa... Aren boş sandelyeye hemen oturdu
" Hahahah ben oturdum" dedi salakça. Hayır burda sandalye kapmaca mı oynuyoz ben oyunun başını kaçırdım herhalde Gözlerimi devirdim. Ve yandaki boş masadaki sandelyeyi masaya doğru çekip oturdum. Aren'in yüzündeki sırıtış bir anda kayboldu. Doruk
"Ne istiyorsunuz bugün bendensiniz" dedi.
"sütlü kave,çikolatalı gofret, baharatlı kıraker, 3 tanede tutku" dedim. Doruk'un gözleri faltaşı gibi açıldı.
"Şaka yaptım ya ben bir tane frappucina istiyom" dedim. Hira da benimkinden istedi. Aren'le Doruk hiç bir şey almadı.

Sınıfa doğru çıkarken elimi karnıma koydum. Çünkü gülmekten karnım ağrımıştı. Doruk'un bilmeden yaptığı espiriler hem komikti hem de çok salakçaydı. Bade'ler Hira'ya ve bana bakıp gülüyordu Hira tam dalmak için bir adım atıcaktıki kolundan tuttum. Ve nisbet olsun diye daha çok kahkaha attım.

Ders tarihti ve hoca içeriye girdi. Çok sıkılmıştım. Aren ile Doruk çok stresliydi
. "Günaydın çocuklar" dedi herkes
"saol " diye bağırdı.
"Nasılsınız" dediği anda sınıftan
"saol" sesi eksik olmadı. Ćok kötü bir nesil geliyor. Düşünsenize 'Nasılsınız' sorusuna saol diye cevap veriyorduk. Ah yeni nesil ah. Annem gibi konuştum lan

Hoca bizden iyi kaynatıyordu dersi. Sınıfça bu kadar dersi kaynatamazdık. Kapı 2 kes tıklandıktan sonra içeri polisler girdi. Herkez şaşkın şaşkın gözlerle polislere bakıyordu. Polisler
"Hira ve Arya burada mı " dedi keskin bir sesle. Bizden önce Doruk'la Aren ayağa kalkmıştı. Sanko onların gelmelerini bekliyorlardı. Töbe Yarabbim. Sen benim aklimi koru Yarabbim. Birde şu iç sese. Amin amin amin.

Acaba eski çeteden hangi bok işleri bozup suçu bize atmıstı. Off. Bu işlere artık bulaşmıyacağımıza söz vermiştik halbuki.

Biz ayağa kalkana kadar yanımıza gelmişlerdi. Biz usul usul ayağa kalktık. Ben ve Hira birden arkamızı döndük ve Aren ve Doruk'a baktık. Sakin durmaya çalışıyorlardı ama tedirginlikleri belliydi. Bize bakıyordu gözüm Bade'ye kaydı o kıs kıs gülüyordu. Yoksa onlar mı yapmıştı? Hira sanırım bunu anladı ve "yok ebem yaptı" bakisi attı. Hayır olamaz dimi? AKesin kötü bir bok yediler. Tekrar aynı polis konuştu
"İhbar var. Çantalarınızı kontrol edicez" dedi. Aren'in annesi avukattı bu yüzden bu konularla biraz ilgili olduğu için
" ne ihbarı" diye sordu.
"uyuşturucu" dedi. Başımızdan aşşağı kaynar sular dökülmüştü. Aynanda birbirimize baktık. Eğer böyle birşey yaptılarsa... Of ne saçmalıyorum ben onlarda bunu yapıcak göt yok. Ama aslında kendileri got her neyse .

Yaşam PusulamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin