'HİÇ Mİ TÜRK FİLMİ İZLEMEDİNİZ?'

62 6 0
                                    

Eve yürüyerek gitme kararı aldığımız için şuan eve yürüyerek eve gidiyorduk.
" Kezo akşam kafeye gidek mi?" dedim
"Şu yeni açılan yeremi"
"evet" Hira olur anlamında kafasını salladı.
Akşam olmuştu bile. Zaman ne kadar çabuk geçiyor değil mi? Yada hiç geçmiyor.

Gardırobumun karşısına geçip yine giyecek hiç bir şeyim yok sendromuna girmiştim. Gözüme ilk çarpan elbiseyi elime aldım. Bu arada büyük ihtimal Hira da hazırlanmıştı. Hira'nın ne giyeceğini tahmin etmek zor değildi. Hira odamın kapısını çalmadan içeriye daldı. Evet doğru tahmin etmiştim.
"nasıl olmuşum kezo" diyerek bana baktı.

" tahmin ettiğim gibi" dedim. Gardrobuma bakarken Hira'yıda incelemeye başladım. Hira düz siyah salaş bir elbise giymişti Saçını da at kuyruğu yapmıştı. Gardrobuma geri döndüm. İçlerinden bir siyah üstünde ise çiçek böcek vardı. Bu elbisede nefret ediyordumm. En kısa zamanda atıcaktım. Tabi Hira'nın görmemesi lazımdı çünkü o zorla aldırmıştı. Aslında siyah elbise arıyorduk o gün sonra ise bunu gördük ve bulmuşken alalım dedik.

Birden aklıma Hira, Masal ve ben birgün instagram da gezerken 'Sadece dişi sivrisinekler insanların kanını emer' bilgisini okuduğumuzda Masal'ın 'Pis Yellozlar' diye tıslaması geldi. İsteemsizce gülmek zorunda kalmıştım.

" ne oldu lan 1 tutam beynin vardı oda gitti heralde " dedi hiç bir şey demedim ve tekrar güldüm.

En sonunda elbise beğenebilmiştik. Hira bana karışıyordu ama ben ona karışamıyordum çünkü o benden önce davranıp evi basıyordu. Neyse. Siyah düz bir elbise giydim bende ama içinde krem rengi vardı bu elbiseyi en son geçen yıl amcamın 'aile yemeği 'diye adlandırdığı ama sırf kabustan ibaret olan bir yemekte giymiştim.

Kafeye gelmiştik sonunda yürürken Hiranın az kalsın telefonu yere düşüyordu aslında düştü ama bir şey olmadı 40 saat ona dır dır yaptı malak işte. İçersi çok güzeldi abartmıyorum çok güzeldi. Kocaman arkada çocuklara özel oyun yeri vardı. 2 katlıydı. 2. katı ailelere özeldi. Burası sırf mavi üzerine kurulmuştu. Tabakları bile maviydi. Kendimize bir masa seçip oturmuştukki garson direkt yanımızda bitti kafeden bitme cüce işte ...kafeden bitme cüce ne lan harbiden delirdim heralde.

"Ne itersiniz" diye o klasik soru sordu iç sesim ebeninkini desede. Bizim cevabımız tabikide belliydi. Buraya waffle indirmek için geldik. Aynan da

" Tabi ki waffle" diye anırmıştık.
" içecek alır mınız?" dedi. Ne var diye sorduğumuza pişman olmuştum çünkü adam yani garson abidik gubidik şeyler söylüyordu lan durası kahve dünyasımı değil bir kafe bura ne içecekmiş ya . Bizde
" sadece su" diyebilmiştik çünkü burada meyve suyu bile olduğundan şüphelerim var.

Oğlum bir waffle için 18 lira ödedik lan. 18 + 18 = 36 TL. 36 TL. Bizim Taylan amca bunu bedavaya veriyor lan!?! Biz yine açılışa özel indirim filan vardır umutuyla geliştik. Kim bilir içecek alsak ne olacaktı? Hesabı ödeyecek olan bir sevgilimiz bile yok anasını satayım. Bahtsızım oğlum biz bahtsız.. sap geldik sap gideceğiz biz

.Çok sesli müzik çalıyordu. Buna abi çocuklar bile korktu. Zırıl zırıl anırıyorlar. Hem müzik hem anırma. Susturun lan ikisinden birini. Cücük veletler. Hira saate bakmak için telefonu eline aldığında içtiği su boğazında kaldı
" lan senin annnen beni 32 kez benimki ise 30 kere aramış" dedi ne diye anırmamak için kendimi zor tuttum. Birde biz anırsaydık tam olurdu yanii. Ne yapacağımızı bilemedik. Hemen hesabı ödeyip dışarıya atladık. Eve ıssız bir yoldan gidiyorduk çünkü en kestirme yer orasıydı.

Yaşam PusulamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin