"BENİ UNUTMA "

17 1 0
                                    

Yaman anlamayan bakışlarını bize bağış ederken Doruk
"Daha gece yeni baslıyor abi saçmalama ne uyuması" diye söze atladı. Aklı sıra zaman kazanacaktı enişteciğim fakat en kısa zamanda öğrenmesi daha iyi olurdu. Yaman bakışlarını Arda'gile iletirken, Arda sahte bir gülücük attı. Yaman birden gülüp

"Haklısın kardesim biraz daha takılalım sonra dinleniriz" deyip salona geçip oturdu.
"Abi onu bunu bırakında annemin 'oğluşum' diyişini bile özledim...." demesi ile yutkundum. Yaman'ın gözünden bir damla yaş geldi.

Hira Yaman'ın yanına gitti ve çantanın içinde ki mektupları çıkardı çantayı koltuğa doğru atarken Yaman " bunlar ne ? " diye bir soru sordu. Kimseden ses çıkmayınca
"Annenden kalan son hatıralar"
"Ne" diye kekelerken sözüne devam etti. Aniden ayağa kalkınca ne yapacağından emin olmadığımız için biz de kalktık
"Ne saçmalıyorsunuz siz?" deyince yine suskunluk başladı. Dayanamayıp Yaman'a sarıldığımda gözyaşlarım omuzunu ıslatıyordu. Yaman'ın kulağına
"Annen sana mektup yazmış Yaman... Seni düşünmüş. Herşeyi biliyormuş. Ama şimdi okuma. Şuan iyi değilsin" diye fısıldadığımda Yaman benden uzaklaşırken "Nerde" diye sordu diğerlerine. Hira mektupları Yaman'ın göğüsüne doğru bastırdı ve usulca bir şeyler mırıldandı .

" O balonu patlatma yıkılma lütfen " dedi kaçmak yok olmak istiyordu. Yaman titriyen elleriyle Hira'nın mektupları tutan ellerinin üstüne koydu ellerini. Hira yavaşca ellerini çekerken Yaman mektupları daha sıkı tutu. Yavaş yavaş odaya ilerlerken Arda arkasından gidecekti ki Doruk eli ile Arda'yı engelledi.
"Bırak yalnız kalsın" diye ekledi. Yaman'ın kapıyı kilitleme sesi gelince herkes tedirginlikle yerlerine oturdu.

*******

Yaman odaya girdi. Gizlice kapıyı kilitledi. Fakat herkesin farkında olduğunu biliyordu. Karanlık... ve yalnızlık... Hayattaki tek tutunabileceği yerdi. Kapıya yaslanırken kayarak yere oturdu. Mektupları okumaya korkuyordu. O annesi kadar cesaretli olamadı hiç bir zaman. Annesi çok cesaretliydi. Kanserdi, ona rağmen biricik oğluşuna hiç bir şey belli etmiyordu. Ona rağmen tüm zorluklara karşı ayaktaydı. Kocası ölmüştü bir de. Ömrünü adadığı adam gitmişti.. Hayat çok zor olmalıydı ona göre.

Yaman mektupların üzerinde ellerini gezdirdi. Gözyaşlarına engel olamıyordu. 'Erkek adam ağlamaz' diyenler geldi aklına. Erkek adamda ağlardı. Hemde hıçkıra hıçkıra ağlardı. Ağlamak değilde ağlayamamak çok zordu ona göre. Ağlamak istiyorsunuz ağlayamıyorsun. İçinde bir yerlerde paramparça kalıyor öylece. Yıllar geçince bir günde o kırıklar batıyor sana. Hemde daha fazla acıyla... daha fazla gözyaşıyla... ve daha fazla hıçkırıkla...Bu yüzden ağlamalıydı insan.

Yaşam PusulamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin