Yazar Anlatımı:
Mahkeme salonunun önüne geldiklerinde Lauren Camila'nın elinden tuttu.
"Ya sanırım orda düşürmüşüm, hiçbir yerde bulamıyorum çantamı çünkü."
"Tamam bebeğim, geldik zaten."
Lauren Camila'nın eline daha sıkı sarıldı. Karanlık mahkeme salonuna girdiler.
Onlar içeri girer girmez ışıklar yandı ve kalabalık grup gözler önüne serildi.
"İyi ki doğdun, Milaa.. İyi ki doğdun sana."
Matthew, Joshua, Dinah, Ally, Lauren'ın anne babası, Mark ve Hakim Anthony Cooper da okuldan ve şirketten birkaç kişi ile oradaydı.
Adam mahkeme salonunu kullanmalarına ancak partiye o da davet olursa izin vereceğini söylemişti.
Şarkılar söylenip mumlar üflendiğinde taşınılabilir hoparlörden gürültülü bir müzik salona yayıldı.
Herkes dans edip plastik tabaklarından pastalarını yemeye ve sohbet etmeye başladıklarında Lauren Camila'yı salondan çıkardı.
"Camila, doğum gününü kutlamak için burayı seçmemizin nedeni ikimizin de uğruna savaştığı bir şeyi burda kurtarmış olmamız. İkimizin de hayatı neredeyse buna bağlıydı ve biz, bu yolda bir olduk. Ve ben senden ayrılmak istemiyorum artık. Yaşadığım süre boyunca seni yanımda istiyorum."
Çantasından küçük bir kutu çıkardı. Camila'nın şaşkın bakışları arasında kutuyu açtı ve zarif pırlanta yüzüğü gözler önüne serdi.
"Ben, hayatımı seninle geçirmek istiyorum. Eh, artık 18 de olduğuna göre... Camila, benimle evlenir misin?"
Camila hiçbir şey demedi. Bunu hiç beklemiyordu ve şaşkındı. Çok şaşkın.
"Yani, hemen evlenmek zorunda değiliz tabii. Birkaç yıl nişanlı da kalabiliriz, yok istemiyorum diyors- "
Lauren'ın sözleri Camila'nın dudaklarıyla kesildi. Uzun bir öpüşmenin sonunda dudaklarını ayırdılar ama alınları hala birbirlerine temas ediyordu.
Camila fısıldadı.
"Evet. Senin eşin olmayı çok isterim, Lolo."
Lauren Camila'yı kucağına alıp döndürdü. Kahkahalar arasında Camila'yı yere indirdiğinde nutluluktan gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordu.
"Parti mükemmel Lolo, ama bir şey eksik."
"Ah, neyi unuttum?"
"İçki. Ayık durmak istemiyorum açıkçası. Yakınlarda bir market var, gidip alayım. Olur mu?"
Lauren Camila'nın burnuna dokundu. "Dikkat et, kaçırmasınlar."
Camila dudaklarına küçük bir öpücük kondurup marketin yolunu tutarken Lauren onu ne kadar sevdiğini düşündü.
46 dakika sonra
Camila hala dönmemişti ve Lauren endişeleniyordu. Biraz daha beklemeye dayanamayacaktı. Binadan çıkıp Camila'yı beklemeye başladı.
Birkaç dakika sonra yine Camila'yı göremeyince markete doğru yürümeye başladı.
Camila'ysa mükemmel şarabı seçmek için tamı tamına 40 dakikasını harcamıştı. Lauren'a ucuz bir içki içirmeyecekti. İçkinin parasını ödeyip marketten çıktı.
Lauren uzaktan Camila'nın silüetini görünce olduğu yerde durup el salladı. Kızın ona geri el salladığını görünce kendi kendine gülümsedi.
Gülümsemesi, Camila'nın arkasından hızla gelen araba farlarını görünce kayboldu.
Araba hızlıca Camila'ya çarptı. Herşey yavaşladı ve tam anlamıyla durdu. Lauren bir çığlık atıp Camila'ya doğru koşmaya başladı.
"Camila, hayır. Camila, Camila. HAYIR."
Sonunda yanına vardığında, aşık olduğu kızın yerde gözlerini kapatmış bir şekilde yatıyor olduğunu gördü.
Özenle seçtiği şarap, kanına karışıp asfalt yolda uzun, ince bir yol çiziyordu.
Lauren yanına diz çöküp Camila'nın başını dizlerine getirdiğinde sevgilisinin, hatta müstakbel eşinin ruhunu teslim etmesine az kaldığını anladı.
"BİRİ AMBULANS ÇAĞIRSIN. AMBULANS ÇAĞIRIN."
Arabadan bir adam indi. Belli ki uyuşturucunun etkisindeydi. Anlamaz bir şekilde karşısındaki kızlara baktı. Sonra da dönüp ters yönde yürümeye başladı.
Lauren göz yaşlarını silip titreyen elleriyle ambulansın numarasını tuşladı ve bir ambulans çağırdı.
Camila'nın gözleri biraz açıldı. Lauren saçlarını yüzünden çekti.
"Camz, burdayım. Gitme, yardım geliyor. Gitme bebeğim."
Camila elini Lauren'ın elinin üstüne koydu ve dudaklarını bir şeyler söylemek istercesine araladı.
"B-ben her zaman burada olacağım, Lauren. Unutma, güneş her gün yeniden doğar."
Ve gözlerini kapadı.
"Camz, Camz. Camila. Camila gözlerini aç. CAMİLA."
Genç kızın çığlıkları boş sokakta yankılanırken, o sese ambulansın sirenleri de eklendi. Ama her şey için çok geçti.
Camila'nın cansız bedenini Lauren'ın elinden zor aldılar.
Görevliler Lauren için ayrı bir ambulans çağırmak zorunda kaldılar. Camila'nın cesedi morga, Lauren'ın yorgun ve ürkek vücudu ise özel bir odaya alındı.
Lauren'ın aklında sadece Camila vardı.
Camila.
Gitmişti.
Bir daha onu göremeyecekti.
Ona sarılamayacaktı.
"Unutma, güneş her gün yeniden doğar." demişti Camila. Lauren o sonsuz geceden çıkabileceğini sanmıyordu.
Son Söz:
İnsanlar yaşar.
İnsanlar sever.
İnsanlar ağlar ve gülerler.
Ve insanlar, ölürler.
Umarım sevdikleriniz ve siz, sadece "yaşayanlar", "gülenler" ve "sevenler"den olursunuz.
Ve tabi eninde sonunda "ölenler"den de olacaksınız.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Camila'nın, Lauren'ın ve benim tüm sevgimle,
sizi seviyorum..-SON-
