1.Bölüm *İçimde tuhaf kıpırtılar oluşuyor...*

111 8 13
                                    

Yatakta bir sağa bir sola dönüyorum alarmın sesi kulaklarımı tırmalıyor, yastığı başımın altından çekip kafamın üstüne koyuyorum kulaklarım sesleri hiç duymasın diye kalkan oluşturuyorum. Pek işe yaramıyor sanki hala ses geliyor. Tam yastığı iyice kulaklarıma bastırırken yastık biranda ellerimin arasından çekilip kayboluyor. Bir ses "Hadi oğlum! Saat 07:38 okula geç kalacaksın." sırtımı dönüp duymamazlıktan gelip uyumaya çalıştım ama böyle bir anneniz varsa nafile! Ensemde annemin nefesini hissettim kulağıma doğru "Eğer 5 dakika içinde uyanmazsan kredi kartların iptal olacak. Ben aşağıda seni bekliyorum görüşürüz." gözlerim istem dışı açıldı ve arkama döndüm annem kapıya yaklaşmıştı bana bakıp tebessüm edip göz kırptı. Bense dudak büküp içimden 'çok kötüsün anne!...' diyebilmiştim. Hemen yataktan kalkıp banyoya gittim elimi yüzümü yıkayıp aynada kendime baktım "Oğlum her türlü yakışıklısın be." deyip iç geçirdim. Hemen içeri geçip siyah kot pantolon, beyaz tişört, siyah deri ceket giyip saçlarımı yaptım sporları giyip aşağı indim. Sevgili hizmetçilerimiz şahane bir sofra hazırlamış. Oturup hemen yemeği yedim. Portmantodan ceketimi ve arabamın anahtarını alıp doğruca dışarı çıktım. Garajın kapısından arabamın çıkışını izledim yanımda durunca arabama binip doğru okula gittim. Hızlıca okula vardım ve girişte kocaman 'ELİTE KOLEJİ' yazıyordu. Bence çok saçma ve gereksiz durmuş. Gösteriş ve sonradan görme gibi olmuş. Arabayı içeri park edip merdivenden jet hızıyla çıktım ve dolaplardan kitaplarımı alıp derse girdim hoca daha gelmemişti sevindim. Hemen sırama oturdum ve yanıma oturan tabiri caizse sülük olan kız yine geldi. "Günaydın Hamza" o öyle cıvık cıvık konuşunca gözlerimi devirdim istemsizce. Bense "Kalkar mısın ? Sabah sabah göz zevkimi bozuyorsun. Ayrıyetten o sesin ... İkinci bi kulak tırmalama vakası yaşayamam. Alarm sesi yetiyor zaten. Hadi başka kapıya. Burdan sana ekmek yok." deyince kız o cırtlak sesiyle bağırdı "Ayyy salak ya!!! Ben sana mı kaldım sanki!! Hıh!" kafasını başka yere çevirdi ve sırayı ittirerek gitti. Hayır yani amacın ne deli misin divane misin ? Pat diye kapı açıldı. Burak hocada içeri girdi ve 1 dakika sonra bir kız girdi içeri, kapalı ve bizim kızlar gibi boya badana yapmamış sade ve gözlüklü. "Merhaba arkadaşlar. Yeni bir arkadaş geldi sınıfınıza adı Nisa Yılmaz. Hadi tanıt kendini sınıf arkadaşlarına." kafasını çevirdi ama bakışları çok tuhafttı... Hemde çok... Bakışları sürekli yerdeydi. Hiç kimseye bakmıyordu. Gözlüğünü düzeltip boğazını temizledi ve "Esselamu Aleyküm arkadaşlar öğretmenimin dediği gibi adım Nisa Yılmaz. 17 yaşındayım Tekirdağ'dan buraya taşındık. Babam kaymakam yeni atandığı yer burası. Umarım iyi anlaşırız. Dinlediğiniz için teşekkür ederim." sesi kesilince birşeyler eksik kalmış gibi hissetmeme sebep oldu. Hemen yan taraftan gelen ses ise keyfimi bozmaya yetmişti. " Sen o başındaki şeyle bunalmıyor musun yaa." gülüştüler ve diğer kızda "Yobaz seni yoksa sende mi 4.eş adayısın ?" kahkaha attılar sınıfın içinde. Kız bir hışımla başını kaldırdı ve onlara bakarak konuşmaya başladı "Kur'an-ı Kerim 4 eş sebebini niçin yaptı biliyor musunuz? Durun ben cevap vereyim hayır. Eskiden müslümanların sayısı çok azdı ve çoğalmak için böyle birşey oldu. Şimdi ise 2,5 milyar müslüman var hamdolsun Yaradana. Şimdide 4 eş alan var evet ama rızası olan böyle bir şeye izin veriyor rızan olmadan sana hiç kimse böyle bir şey yapamaz. Ve niye Peygamberin sav 9 eş almış diyecek olursan sevdiği için değil koruması altına aldı zarar görmesinler diye. Savaş sonrasında esir düşmesinler, satılmasınlar ve ezilip hor görülmesinler diye. Azıcık araştırın ve benimle öyle münakaşa edin." dedi ve kızlar anlamsızca boş boş suratına baktı bende onlara bakıp güldüm. Kızlar bana baktı kaşlarını çatarak 'ne var?' dercesine kafamı salladım ve kıza döndüm. Biran göz göze geldik. Eladan daha açıktı göz rengi ve iriydi. Tuhaftı biraz daha inceleyecektim ki yine başını eğdi birşey fısıldadı 3.kez dediğinde duydum "Estağfirullah yanlışlıkla baktım Allah'ım affet" dediğini. Ne yani bana yanlışlıkla baktığı için tövbe mi etti ? Ne kadar ilginç ve saçma! Sinir oldum ve kırılmıştım hemen başımı önüme eğdim ve masayı karaladım. En önde oturmak çok kötü öğretmenin dibi olması daha da beter. " Nisa kızım sen şimdilik Hamza'nın yanına otur yarın yer ayarlanacak sana." o an ne yapacağımı şaşırdım ve heyecanlandım neden böyle olduysa çözemiyorum. Kıza baktım ve yavaş adımlarla buraya geliyordu yanıma geldi ve çantasını koydu ben biraz daha duvar dibine kaydım rahatsız olmasın diye. Yanıma oturdu ama çok uzaktık birbirimize hemen eşyalarını çıkardı masaya koydu ve dersin matematik defterini çıkardı. İstemsizce kıza dönüp "Rahat ol. Benden sana zarar gelmez korkma." dedim. Kızsa başını eğdi sanırım teşekkür etti. Çenemi kırmak istiyorum niçin böyle dedim ki? Ders başladı bense kafamı masaya gömdüm otomatikmen.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------

Uyandığımda bir esneme ihtiyacı hissettim biran esneyince bir ses duydum "Ah!" elim acımıştı. Kafamı çevirmemle fark ettim yanımda kızın oturduğunu. Biran alnıma vurdum ! "Kahretsin! Çok özür dilerim iyi misin?" elini çektiği an gördüm kızarmış ve hafif morarık vardı. Ayağa kalktı sanırım tuvalete gidiyordu hemen kalktım peşinden gittim. Tuvalete girdi o an izliyordum onu. "Eyvah! Buz koysam iyi olur daha fazla kötü olmadan. İnsan içine nasıl çıkacağım şimdi ? Aff Allah'ım.." hemen seslendim "Ben yaptım ben buz getiririm bekle." koşarak okulun kantinine gittim " Abi acil buz lazım kızın alnı şişmesin." adam bana tip tip baktı kalksam mı kalkmasam mı acaba der gibi sonra yavaş ve ağır adımlarla dolaba ilerledi. " Hadi be amca Bağdat'tan mı getiriyorsun?" aynı yavaşlıkla buzu uzattı ve "Al ve işin bitirince getir." içimden ' ne kadarda odun. ' demeyi ihmal etmiyorum ve koşarak tuvalete gittim. Kız orada kapıda bekliyordu. Tebessüm ettim beni beklediğini görünce gider zannediyordum. Yanına gidip buzu uzattım. aldı ve alnına koydu sınıfa doğru yürümeye başladı. Arkasından sessizce ilerlerken biran durdu ve döndü "Teşekkür ederim." dedi. Yüzüme bakmadı bile böyle teşekkür mü olur ? Her neyse alışacaktım bu haline başka şansım yoktu. Sınıfa girene kadar izledim ve dışarı yöneldim ders beden eğitimiydi nasıl olsa. Dışarı çıktım ve yeşillik olan kısmı görünce hemen gittim üstümdeki ceketi çıkartıp yastık yaptım ve yere uzandı. Elimi cebime attım ve telefon yoktu ? Ayağa fırladım ve " Düşün oğlum düşün nerede ? " hatırladım sınıftaydı. Derste sıranın altında sosyal medyada geziyordum. Hemen sınıfa gittim ve kapıda kala kaldım. O ses neydi öyle? Okunan şey beni neden bu kadar beni etkiledi. Okuduğu şey bitti diğerine geçti " Yasin velkuranilhakim inneke leminel mürselin ..." bu neydi? Mükemmeldi bu okuduğu şeyler. Kapıyı açıp içeri girdiğim anda kesti. Sinirlenmiştim neden yarıda kesti ? "Devam etsene Nisa! Oku!" o ise " Olmaz bir erkeğin duyması doğru değil. Eğer dinlemek istiyorsan internetten dinleyebilirsin. Sebebinide en yakın camideki imama sorbilirsin. Okudum şey ise herkesin inandığı ama uygulayıp tam anlamıyla iman etmediği Kur'an-ı Kerim. Okuduğumda Yasin Suresi." böyle söyleyince nedense suratıma okkalı bir tokat yemiş gibi hissetim. Mahçup hissettim ve "Haklısın" diyip başımı eğdim. Nedense içimde bir kıpırtı oluştu. Araştıracaktım okul çıkışı hatta şimdi mi gitmeliyim ?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 12, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AhiretliğimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin