8

45 5 0
                                    

16.419.gün...

Hedefler umurumda bile değildi. O içi ısıtanduygu olmadıkça neye yarar ki? Bir bulut kadar yumuşak ve o kadar sıcak... Onasarılmak gibisi yoktu. Heyecandan çok erken kalktım. Bahsettiğim 05.00 suları.Onu bu saatte arayamazdım değil mi? Saçma olurdu. Aklımdan çıkmadığı gibiverdiği not kâğıdında ki numarasına bakmaktan kendimi alamıyordum. Umarsızcadil çıkaran Einstein'a bakıp 'İzafiyet Teorisi bu kadar doğru olmak zorundamı?' diye sordum. Sanki benimle konuşurcasına göz kırptı. Zaman yaptığımız işegöre farklılık gösteriyordu. Dersin bitmesini beklemek bir ömür gibi ama birdondurma yemek çok kısa...
Şu anki zaman, yıllara bedeldi benim için. Zamanı boşa harcamamak için bugün kiderslere hazırlık yaptım.
Nihayetinde okul vakti gelmişti. Kahvaltımı bir tost ile geçiştirip dışarıyaçıktım. Günün en sevdiğim saatleriydi. Hava hafif kapalı ve serin... Kulaklığıtakıp, yol boyunca hayaller kurmaya bayılıyordum. Yüzüme düşen birkaç yağmurdamlası hızlanmama neden oldu. Metroya binip Basmane durağına vardım. Ardındanokula doğru yürümeye devam ettim. Aramalı mıydım? Yoksa çok mu erkendi?Belirsizliklerle dolup taşmıştım. Birden gözlerim karardı. Yüzümde bir çift elvardı.
"İçe kapanık yakışıklı, bil bakalım ben kimim?"
"Haftanın her günü bunu yapmaya bayılıyorsun değil mi?"
"Kimim söylesene!"
"Zeynep!"
"Aman be! Sevdiğimizden yapıyoruz" diyerek önden yürümeye başladı. Tam birklasikti. Bende uzaklaşmak istiyor fakat gelip onu yakalayıp gönlünü alacağımıbildiği içinde çantasından bir şey alırmışçasına durup yavaş ilerliyor.
"Kimmiş okulun en güzel kıvırcık saçlı kızı... Bu İskandinav genler bende olsaaman aman"
Yüzündeki ifade direk gülümseyeme dönüşmüştü. Böyle bir kızdı Zeynep. İki sözlegönlünü alabilirdin kolay kolay darılmazdı kimseye. Arkadaşlarını delicesinesever onlar için her şeyi yapardı. Gerçek olmayı kıl payı kaçıran insanlardanbirisidir kendisi.
Evet, Atatürk lisesinin kapısındaydık. Okuldan içeriye girdiğimde herkese selamveren bir tip değildim. Anlaşılacağı gibi arkadaş çevrem kısıtlıydı.Duygularımı ancak dışarıdan anlayan biriyle konuşabiliyordum. O da not defterimoluyor genelde. Zeynep'te bir nevi öyle birisidir. Pazartesi günün ilkderslerinin matematik ile başlaması... Çoğu insan bundan nefret eder. Belki deonunla sohbet etmediklerinden dolayıdır. Düşünsenize siz Türkçe karşınızda kiise Arapça konuşuyor. Siz sadece birkaç kelime biliyorsunuz ve o size derdinianlatmaya çalışıyor. Canınız sıkılır benim dilimden konuş deyip bırakırsınız.Sadece öğrenin. Bütün sorunlar çözülecektir.
"Kaan. Daha ders anlatmaya başlamadım. Hızlı bir şekilde ne yazıyorsun?"
Matematik öğretmenimiz Arif hoca. Kendisi zamanında matematik olimpiyatlarınıkazanmış biri olarak derste başka bir şey ile ilgilenilmesine deli oluyor. Yanianlayacağını Bruce Banner birden Hulk'a dönüşüyor. İzafiyet teorisi bendegenelde ters işlediği için zaman akıp gitmişti. Okulun kapısından dışarıya adımatacağım sırada arkamdan gelen bir ses
"Kaan, nereye gidiyorsun? Bugün provamız vardı"
Kafam bugün tam anlamıyla dünkü olayla doluydu. Provayı bile unutmuştum.   

Gerçeklik PeşindeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin