Jane beni arayıp yeni bir suç bildirdikten sonra aceleyle evden çıktım. Arabamdan indim ve adli tıp binasının önünde durdum. Karşıya geçmeden önce geçmişin hayaletleriyle karşılaştım.
Incarna ve ben birlikte burdan çok kez karşıya geçmiştik. Sonbaharda kırmızı yapraklar ikimizin de saçlarına döküldüğünde... Ya da Incarna uzun topuklu çizmeleriyle buz tutan yerde kaydığında. Boston'ın kavurucu sıcağında...
Yukarı çıktığımda otopsi başlamıştı. Masada yeni bir John Doe vardı, dikkatimi bu kimliksiz adamın otopsi sonuçlarının bana ne anlatacağına vermem gerekiyordu. Ama geçmişin hayaletleri beni burada da yalnız bırakmamıştı. Otopsi masasının ardında Incarna duruyor. Elbisesinin üzerine giydiği beyaz önlüğü ve neşteriyle birlikte. Y kesiğini açmak için Jane'i bekliyor...
"Tom?"
Jane'in sesiyle Incarna kayboldu ve yerine tekrar Jane geldi.🍁🍁🍁
Başka bir olay yerine daha gittiğimizde arabamdan inmeden önce toparlanmaya çalıştım. Incarna'nın neşterini alırken bana bakıp gülümsemesini unutmayı ve etkisini üzerimden atmayı denedim.Ortağım Jane'in arabamın camını tıklatmasıyla nihayet arabadan indim. Jane ile uzun zamandır çalışıyordum ama o an yüzündeki ifadeye bir anlam veremiyordum. Onu hiç böyle görmemiştim, korkuyor gibiydi.
Bana döndü ve sessizliği bozdu. "Görmeni istediğim bir şey var." Beni ormanlık bir alandan geçirip ağaçların ortasında boş kalan bir yere götürdü. Tam ortada büyük ama şekilsiz bir taş vardı. Yaklaştıkça üzerinde yazılar olduğunu fark ettim ve okumak için daha da yaklaştım.
"Cat. Incarna C. Hanson, 1987 - 2009"Taşın önündeki tümseğin üzerinde durduğumu fark edip geri çekildim. Toplumdan soyutlanmış bu mezardan hızla uzaklaştım ve çok fazla ilerleyemeden acının altında ezilerek dizlerimin üzerine düştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
General FictionKarakterler ve konu sadece bir hayal ürünüydü ve biz hayal kurmayı bıraktık, ben de bu anılardan oluşan hikayeyi yazdım.