Salonda, mutfağa bakan geniş pencerenin önündeku mavi koltukta çizgi film izlerken uykuya dalan Leia'yı yukarı, odasına taşıdığımda yanında kalmamı istedi. Boynuma sarıldı. Ben Jeff'in de Incarna'dan geceleri yanında kalıp ona masal anlatmasını istediğini aklımdan geçirirken Leia benden ona bir masal anlatmamı istedi.
Kızımın yanına uzandım ve ona sarılıp Incarna'nın Jeff'e hep anlattığı o masala başladım. "Mor Saçlı Kız ve Dokuz Kuyruklu Tilki."
🍁🍁🍁
Parmaklarımı bir kez daha uykuya dalan kızımın aynı annesininkilere benzeyen sarı buklelerinin arasından geçirdim. "Mor saçlı kız ördüğü kırmızı atkıyı sarışın genç adama verdi. Tilki onları dünyaya, eve geri götürdü."
Incarna'nın benim için ördüğü uzun kırmızı atkı aklıma gelince gülümsedim. Ama bu gülümsememin yüzümden silinmesi çok zaman almadı. Tahmin ettiğim gibi.
Kapının birkaç kere sertçe vurulması ile Leia'nın hem sesten hem de hareketimden dolayı uyanmamasını umarak yatağından çıkıp merdivenlere yöneldim. Eğer onu uyutmak için tekrar o masalı anlatmak zorunda kalacak olursam bu kez göz yaşlarımı tutmak biraz önceki kadar kolay olmayacaktı. Girişte, yerden ikinci kata kadar uzanan ince ama uzun pencerenin yanındaki, verandaya açılan kapıyı araladım. Camdan göründüğü kadarıyla dışarıda hiç kimse yoktu ama başımı kapının ardından uzatıp verandada da göz gezdirdim. Görünürde kimse yoktu.
Verandanın beyaz parke döşemesi üzerinde, siyah demirden korkuluklarının ardında Incarna gitmeden önce akşamları üzerinde oturup benim eve gelmemi beklediği mavi örtü vardı. Onu yerden aldım ve bugünlerde hep yaptığım gibi katlayıp kapının arkasına koydum. Mavi örtüyü işe gitmeden önce veransaya koyup geldiğimde ise Incarna'nın eskiden ben eve geldiğimde yaptığı gibi katlayıp yerine götürüyordum.
Tam içeri girerken, bu eve taşındığımızda Jeff doğmadan önce Incarna için bahçedeki büyük sakura ağacına bağladığım salıncağın iplerine iliştirilmiş küçük bir çanta gördüm.
Çantayı bağlanmış olduğu yerden alıp açtığımda ise siyah bir kutu buldum. Siyah kutunun üzerinde altın rengi işlemeler vardı. Kutuyu açtığımda onu neredeyse titremeye başlayan ellerimden düşürüyordum. Kutunun içinde kırmızı bir kurdele ile birbirine bağlanmış bir tutam sarı saç vardı.
Titreyen ellerimle Jane'i aradım. Sonunda dosyayı tekrar açabileceğimiz bir kanıt bulmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
General FictionKarakterler ve konu sadece bir hayal ürünüydü ve biz hayal kurmayı bıraktık, ben de bu anılardan oluşan hikayeyi yazdım.