"Ece!" Adımı mı duymuştum yoksa bu bir rüya falan mıydı? "Ece, nerdesin?" Tamam, sanırım rüya değildi. Gözlerimi yavaşça açtığımda havanın hala karanlık olduğunu fark ettim. Kar durmuştu. "Ece yalvarırım cevap ver!" Berk miydi bu? Eğer bağırırsam Aras uyanırdı. Bağırmazsam da burada ölebilirdik. Adım sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Berk nolursun bul bizi. "Ece cevap ver Ece!" Dayanamayacaktım. "B-burdayız!" Sesim titremişti çünkü resmen donmak üzereydim! "Ece sen misin?" "Benim!" O anda Aras'ın kıpırdandığını hissedince kafamı kaldırıp ona baktım. İlk önce gözlerini açtı. Gözleri beni bulamayıp tekrar karanlığa boğulunca sıkıca yumdu gözlerini. Bir dakika bir dakika... Titriyor muydu bu çocuk? "Aras sakin ol. Yalnız değilsin." "Deniz Kızı?" Sesi küçük bir çocuğun umut dolu sesi gibi çıkmıştı. "Evet benim. Buradayım. Yanında..." O sırada Berk'in sesi tekrar kulaklarımı doldurdu. "Nerdesin Ece?!" Kısa bir süreliğine Aras'a bakıp "Burdayız!" diye bağırdım. Yerimden kalkamıyordum, kalkabilsem Berk'i bulabilirdim belki. "Aras bak Berk bizi almaya geldi. Bırak beni de onu bulayım." Hızla başını iki yana salladı. Ne yapacaktım ben ya. "Ya Aras burada ölelim mi istiyorsun? Bırak gideyim işte. Söz veriyorum iki dakikaya kalmadan döneceğim." "Olmaz. Yalnız kalamam..." "Aç gözünü." Madem beni bırakmıyordu o zaman korkusuyla yüzleşmeliydi. "Ne?" Dehşetle sorduğu soru bir an içimi acıttı ama pes etmedim. "Aras gözünü aç." "Yapamam." İki elimle ellerini tuttum. "Aras gözlerini aç ve direk gözlerime bak." Belki gözümün içine bakarsa korkmazdı. "Hadi. En azından dene." Birkaç saniyelik düşünme faslından sonra yavaşça gözlerini araladı. Tamamen açtığı zaman da mavi gözlerini direkt gözlerime dikti. Nefes alış verişleri hala çok hızlıydı. "Şimdi sakin ol ve yavaşça benimle ayağa kalk." Başını hafifçe sallayıp benimle birlikte ayağa kalktı. Gözleri hala gözlerimdeydi. "Tamam, bu kadar işte." Sesim küçük bir çocuğu avutur gibi çıkmıştı. Zaten şu an Aras'ın da küçük bir çocuktan çok farkı yoktu. "Biraz baksan gözlerin alışacak zaten. Hadi Berk'i bulalım." Tam yürümeye başlamıştım ki elimi sıkmasıyla tekrar ona döndüm. "Sen yine de elimi bırakma." Başımla onaylayıp ilerlemeye başladım. "Berk burdayız!" "Ece?" "Burdayız!" Birkaç adım daha attıktan sonra önümüze birden Berk'in fırlamasıyla bir iki adım geriledim. Tabi Aras da benimle birlikte. "Ece iyi misin?" Sorusunu Aras'tan yana cevaplayıp "Ben iyiyim ama Aras'ı buradan çıkarmamız lazım." dedim. Berk sanki onu yeni fark ediyormuş gibi ona baktı. Ama bakışlarında öfke vardı. "Çıkarırız çıkarmasına. Ama sağ çıkar mı onun garantisini veremem. Lan sen bu kızı niye getirdin buraya!" Berk Aras'ın üzerine yürürken tek elimle onu durdurdum. "Berk şimdi sırası değil. Hadi." Aras duygusuz bir şekilde baksa da elimi hala bırakmamıştı. Berk'e mi güçlü gözükmeye çalışıyordu bu? Berk kısa bir süre düşündükten sonra başıyla onaylayıp önden yürümeye başladı. Beraber Berk'in arabasının yanına gelince Aras'ı arka koltuğa oturtup ben de yanına oturdum. Oturmamla yaptığım ilk iş tepemizdeki lambayı açmaktı. "İyi misin?" Aras ne zaman kapattığını bilmediğim gözlerini aralayıp ilk ışığa sonra gözlerime baktı. Ben kaşlarımı çatmış ona bakarken o hiç cevap vermeden öylece gözlerime bakmaya devam etti. "Aras iyi misin?" Sorumu tekrarladığımda da bu değişmedi. Berk arabayı çalıştırdığında Aras kafasını dizlerime koydu. Bir an şaşkınlıkla ona bakıp ellerimi nereye koyacağımı bilemedim. O da bunu anlamış olacak ki iki elimi de tutup saçlarına götürdü. Saçlarıyla oynamaya başladığımda çoktan gözlerini kapatmıştı. Bu nasıl bir çocuktu ya? Daha bu sabah tanışmamıza rağmen nasıl bu kadar yakın olabiliyorduk? Tamam o kadar macera atlatmıştık ama bu... Bu biraz fazlaydı sanki. Düşüncelerimin aksine ses çıkarmayıp saçlarıyla oynamaya devam ettim. "Nerede oturuyorsun lan sen?" Berk'in Aras'a kabaca sorduğu şeye rağmen Aras gözlerini açmayıp sadece "Ece'yle gideceğim." diye cevap verdi. Benimle mi? Bizim eve mi gelecekti? Kafamda bir sürü soru dolanırken ağzımdan sadece "Tamam." çıktı. Neden böyle yapıyordum hiçbir fikrim yoktu. Belki de onu ölesiye tanımak, nasıl biri olduğunu öğrenmek içindi. Öyle biriydi ki sanki kendisini bana tanıtmak için yalvarıyordu ve ben de bunu yapmak için dünden razıydım. Berk homurtulu bir ses çıkardığında düşüncelerimden ayrılıp ona baktım. "Bak dikkatli ol tamam mı?" Aras arabadan inerken göz devirdim. "O beni öldürmeyecek." "Öldürüyordu ama." Oflayarak "İyi geceler Berk." diye cevap verip ben de arabadan indim. Korumalara başımla selam verip anahtarımla içeriye girdim. Harika. Ev kapkaranlıktı ve Berk yine benim koluma yapışmıştı. Onu yavaş yavaş merdivenlerden çıkararak odama götürdüm ve ışığı yaktım. Hiçbir şey olmamış gibi yatağa oturup "Annenler yok mu?" diye sorduğunda ben de yatağın karşısındaki tekli koltuğa bağdaş kurarak oturdum. "Annem ve kardeşlerim evdedir. Babam dün evden çıkıp gitti ve daha gelmedi." Kaşlarını çattı. "Peki ev neden bu kadar sessiz? Seni hiç merak etmediler mi?" İşte bu sorunun cevabını ben de çok merak ediyordum. Eskisi gibi olmayan annem yokluğumu fark edip beni aramaya çalışmış mıydı? O sırada odamdaki ev telefonumun melodisi odaya yayıldı. Yerimden kalkarak yatağa oturdum ve komidindeki telefonu elime aldım. "Alo?" Karşıdan gelen ses beni hem şaşırtmış hem de mutlu etmişti. "Kızım iyi misin? Çok merak ettim seni!" "Baba? İyiyim ben. Sen neredesin?" Aras benim kalktığım yere oturmuş beni izliyordu. "Oteldeyim ben babacım. Yarın seni ve kardeşlerini görmeye geleceğim. O zaman konuşuruz olur mu kızım?" Sanki görecekmiş gibi başımı salladım. "Tamam. İyi geceler baba." "İyi geceler kızım." Dıt dıt dıt... Telefonu kapatıp yatakta bağdaş kurdum. Uykum vardı ve uyumak istiyordum. "Sen ne yapıyorsun burada?" Yerinden kalkıp üzerindeki kazağı çıkarırken gözlerim kocaman açıldı. "Ne yapıyorsun?" "Uyuyacağım bir problem mi var." Yok artık. Biz berber mi uyuyacaktık? "Benimle?" Yatağın sol tarafına yatıp yorganı üzerine örttü. Ben şaşkınca onu izlerken o gözleri kapalı bir şekilde konuştu. "Bak Deniz Kızı gerçekten çok yorgunum ve uyumak istiyorum. Şimdi yorganın altına gir ve uyu." İlk önce yanımdaki lambayı açıp ışığı kapattım. Normalde karanlıkta uyurdum ama Aras karanlıktan pek hoşlanmıyordu anlaşılan. Yatağa girdiğimde Aras'ın hala aynı pozisyonda, sırt üstü, yattığını fark ettim. Ben de ona doğru yan dönüp yorgana sarıldım ve gözümü kapattım. Bu çocukta tuhaf bir şeyler vardı ve ben bunu öğrenecektim.
•
BU BÖLÜM ÖBÜRLERİNE GÖRE BİRAZCIK KISA OLDU AMA BENCE GÜZEL OLDU. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. HEPİNİZİ KOCAMAN ÖPTÜMMMM.
MULTİMEDİA: ECE DE SİZİ ÖPTÜ😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARADAKİ DENİZ KIZI
Genç KurguSen benimsin Deniz Kızı ve sen artık ben sana git desem bile hiçbir yere gidemezsin...